🐞50

835 81 39
                                    

Double update!!

Harry, Calvin'in planına uyup Louis ile birlikte gece kulübüne gelmişlerdi. Louis Harry'nin elini tutarak içeri girerken kapıdaki güvenliğe selam vermeyi unutmadı. Her zaman geldikleri için artık çalışanlarla arkadaş olmaya başlamışlardı. Zaten Calvin başka bir yer seçse şaşırırdı.

Diğer çocukların yanına geçtiklerinde sade bir selam verip oturdular. Harry Louis'yi dört gün boyunca darlamış sonunda onun eski haline dönmesini sağlamıştı. Oturmuş olmalarına rağmen hala Louis'nin elini bırakmamakta ısrar ediyordu.

"Ben yüzümü yıkamaya gidiyorum." diyerek kalktığında Harry'de onunla birlikte kalktı. "Güzelim benimle tuvalete mi geleceksin?"

"Hayır, içecek alacağım. Kendime hafif bir şeyler alacağım senin için ne alayım?"

"Garsonlar yirmi dakikada bir masaları kontrole gelirler, o zaman sipariş veririz. Yorulmana gerek yok." Harry elini bırakıp yerine geri oturdu.

"Peki." deyip onun yanından geçmesini bekledi. Louis yanından geçerken saçlarını öptü.

"Arkadaşların gelecek mi Louis'nin Lady'si?" alt dudağını büzdü. Olumlu bir yanıt alamamıştı. Daha doğrusu net bir yanıt bile alamamıştı.

"Bilmiyorum, onlara adresi gönderdim ama gelip gelmeyeceklerini söylemediler." deyip omuz silkti. Liam ve Zayn'in hararetli bir şekilde konuştuklarını fark ettiğinde bakışları Calvin'i buldu. "Bunlara ne oldu?"

"Hiçbir fikrim yok, yine takılmışlardır bir konuya boşver. Artık alıştık biz. İkisi zıt karakterler ama istisnalar dışında iyi anlaşıyorlar." müzik sesi artmaya başladığında Harry yüzünü buruşturdu. Louis nerede kalmıştı ki?

Omzuna dokunan kişiye bakıp tanıyıp tanımadığını sorguladı. Genç oğlanın saçları üçe vurulmuştu. Işıklardan çok belli olmasa da gözleri kahverengi ya da elaydı. Harry kaşlarını kaldırarak baktı ona. Bu sırada Calvin yanlarına gelen garsona hepsi için sipariş veriyordu.

"Selam, burada sıkılmış gibi görünüyorsun. Arkadaşlarımın hepsi sevgilileriyle geldiler, yalnız kaldım. Belki birlikte bir şeyler içmek istersin?"

"Hayır, teşekkür ederim." deyip önüne dönse de oğlan ısrarcı çıkmıştı.

"Sıkıldığını görebiliyorum." Calvin'in dikkati üzerlerine kaydığında bunu umursamadı bile. "Hafif bir şeyler ısmarlayabilirim." dediğinde Calvin Harry'ye yaklaşıp oğlana ters bir bakış attı.

"Bir sorun mu var?" diye sorduğunda Harry ona baktı.

"Hayır." diyerek geçiştirdi onu. Calvin eski yerine dönse de dikkatini onlardan çekmedi. "Gider misin artık? Erkek arkadaşım gelecek biraz sonra, yanlış anlamasını istemem." karşısındaki genç adam buna inanmamış gibi göz devirdi.

"Hadi ama, sadece bir kadeh içkiden bahsediyoruz. Sonra rahat bırakırım seni." Harry'nin koluna dokunduğu anda Calvin ayağa kalkıp oğlanın elini ittirdi.

"Reddedilmek yetmiyor mu sana? Asabımı bozma benim, gömerim seni buraya. Şimdi nereye gidiyorsan git."

"Calvin!" Harry onu uyarmaya çalışsa da dinlemiyordu bile. Ondan böyle bir tepki de beklemiyordu Harry.

"Sanane." oğlanın söylediği şeyden sonra Calvin iyice sinirlendi.

"Ne oluyor?" sesi duyduklarında Harry ne zaman tuttuğunu bilmediği Calvin'in kolunu bırakıp Louis'ye döndü.

"Yok bir şey. Calvin oturuyordu, beyefendi de gidiyordu." Calvin oğlanı ittirip yerine geçti. Oğlan, Louis Harry'nin yanına oturup kolunu omzuna attığında birkaç saniye şaşkınca bakıp yanlarından uzaklaştı.

Ladybug🐞/Texting | Larry Stylinson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin