🐞49

758 83 21
                                    

Harry telefonun cevaplanmasını beklerken strese girmişti. Louis'nin bu kadar etkilendiğini hissetmemişti bile. Karşı taraftan gelen uykulu ses "Alo?" dediğinde düşüncelerinden sıyrılıp kendine geldi.

"Günaydın, ben mi uyandırdım?"

"Tüm gece Ernest uyutmadı, yaklaşık iki saat önce uyudum." Harry alnına vurup kendine küfür etmeyi ihmal etmedi.

"Özür dilerim bilmiyordum, tamam uyu sen sonra konuşuruz."

"Önemli bir şey mi oldu?"

"Yok, öylesine aradım." deyip kendini yatağa bıraktı.

"Sesin öyle demiyor ama." onun görmeyeceğini bilse de omuz silkti.

"Dün seni çok zor durumda bıraktığımın farkındayım, özür dilerim. Bir daha o kadar ileriye gitmeyeceğim."

"Şu an bunu konuşmak istemiyorum Harry." titreyen çenesini durdurmaya çalışırken oldukça zorlanıyordu. "Ağlamaya başladığını biliyorum, kasma kendini. Ağlamanı gerektirecek bir durum da yok ortada. Dün söyledim artık ikinizin arasında geçen şeylerle ilgilenmiyorum."

"Dün benden ayrılmayı düşündün mü hiç?" Harry'nin ağzından kaçan soruyla ikisi de sessiz kaldı. Harry alt dudağını dişleyip cevap vermesini beklerken Louis'nin hiç cevap vermeye niyeti yok gibiydi.

"Harry gerçekten uykusuzum ve yanlış şeyler söylemek istemiyorum."

"Tamam, uyu sen biraz. Sonra konuşuruz belki." son söylediğini olabildiğince sessiz söyledi. Böyle bir tepki hiç beklemiyordu. Louis genelde dürüst olurdu ama buna cevap vermemişti bile.

"Hoşçakal." telefon kapandığında yatağın üzerine bırakıp tavanı izlemeye başladı. Tüm gece aklını kemiren düşünceler yeniden beynine doluşmuştu işte. Harry ilişki insanı değildi ve çevresindekileri hep üzüyordu. Odasının kapısı aniden açıldığında oraya baktı.

"Annemin arkadaşı kahve içmeye gelecekmiş- Harry ne oldu sana?" hızlıca kardeşinin yanına ilerledi.

"Bir şey olmadı. Annemin arkadaşından bana ne?"

"Oğlu gelecekmiş onunla ilgilenmeni istedi ama boşver onu. Ne bu halin? Kahvaltıda da bir şeyin olduğunu anlamıştım zaten." Harry oturur pozisyona geçip yatağa iki kere vurarak Gemma'nın oturmasını istedi.

"Dün Louis'yi çok kırdım. En yakın arkadaşıyla tartıştım ve oturduğumuz kafeden apar topar çıktım. Peşimden geldiğinde onu başımdan kovdum ve sonra da salak gibi yanıma gelmedi diye kızdım ona. Galiba dün benden ayrılmayı bile düşündü çünkü sorduğumda cevap vermedi. Çevreme üzüntü vermekten başka bir şey yapmıyorum." Gemma kaşlarını çatıp onun koluna vurdu.

"Salak salak konuşma. Eğer ortada bir tartışma varsa çift taraflı hata vardır. Louis'de bunu algılayabilecek bir insan. Neden tartışınız?"

"Arkadaşı sürekli bana laf atıyor bende ona öyle. Dün biraz abarttım ve bir anda tartıştık. Louis daha önce onun gıcıklığına benimle uğraştığını falan söylüyordu ama sabrımı taşırdı. Louis dün artık ikimize de karışmayacağını, ne yaparsak yapmamızı söyledi. Onun ilk defa benden bu kadar uzaklaştığını hissettim Gemma. Bana sürekli güzel kelimelerle hitap ederken az önce aradığımda soğuk bir şekilde ismimle hitap etti. Galiba onu elimden kaçırıyorum." göz yaşları gözlerini doldurmaya başladığında Gemma onu tutup kendine çekti.

"Neden bu kadar sümüklüsün ki? Sakin ol, Louis'nin seni bırakacağını düşünmüyorum. Eğer kolayca bırakacak olsaydı mutlaka çoktan yapardı bunu. Kendini bu kadar üzmene gerek yok Harry, konuşarak halledersiniz." ablasıyla sarılarak geçirdiği birkaç dakikadan sonra telefonu çalmaya başladı.

Ladybug🐞/Texting | Larry Stylinson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin