🐞77

739 69 61
                                    

Harry yatakta uzanırken kapının çaldığını duyduğunda yerinden yavaşça doğruldu. Eğer gelen kişi Louis ise yüzüne yumruğunu geçirecekti. Saat öğleden sonra üç olmuştu. Zayn ve Liam yarım saat önce gelmiş, Harry'nin kötü halini görünce hiç ses etmeden odalarına çekilmişlerdi.

Harry oldukça yavaş adımlarla merdivenlerden inmiş kapıyı açmadan önce derin bir nefes almıştı. Kapıyı açtığında karşısında kocaman gül buketiyle Louis duruyordu. Harry tekrar gözlerinin dolduğunu fark ettiğinde boğazını temizledi.

"Uğur böc-"

"Defol başımdan." diyerek sözünü kesti. Arkasını dönmüştü ki Louis'nin parmakları bileğine sarılıp onu kendisine çevirdi.

"Özür dilerim." deyip elindeki gül buketini vestiyere koydu. Harry'yi belinden yakalayıp sarıldı. Harry onu itmeye çalışsada hıçkırığına engel olamamıştı. "Ağlama lütfen."

"Bırak beni, istemiyorum sarılmak falan." diyerek kollarında hareketlendi. Louis onu daha sıkı tutup boynunu öptü. "Neden yaptın bunu? Üzüleceğimi tahmin edemedin mi?" bir kere daha hıçkırdığında Louis kendine küfür etti.

"Sakinleş güzelim, sadece sana sürpriz hazırlamak istemiştim. Tahminimden daha uzun sürdü, o yüzden geç kaldım." başını biraz geri çekip onun yanağını okşadı. "Ağlama n'olur, eşekliğime ver."

"Kalbimi kırdın. En azından mesajlarıma cevap verebilirdin." titreyen çenesini durdurmaya çalışarak dişlerini birbirine bastırdı.

"Yüzünü yıkayalım sonra affettireceğim kendimi." Harry ondan uzaklaşıp banyoya gitti. Onu affetmeyecekti. Yüzünü yıkayıp merdivenlere yöneldiğinde Louis koşturarak önüne geçti. "Sürprizim bahçede." dediğinde Harry acıyan gözlerini onun gözlerine dikti.

"Lütfen, sadece küçücük bir şans." deyip elini tuttu. Harry ona itiraz etmeyip arkasından ilerledi. Louis kapının yanına bıraktığı gülleri alıp Harry'ye uzattı. Kucağını dolduran gülleri kokladı. Çiçekler onu rahatlatırdı her zaman.

Bahçeye çıktıklarında masaya hazırlanmış yemeğe şaşkınca baktı Harry. Ne ara buraya gelmişti bu yemekler. Harry hiç ses falanda duymamıştı. "Ben hazırlamadım tabii ki ama anneme hazırlattım. Şarap getirecektim aslında sonra vişne suyuna karar verdim, sarhoş olmayalım diye. Asıl geç kalmama neden olan şey farklı, onu daha sonra söyleyeceğim."

Harry'yi masaya kadar çekiştirip oturmasını sağladı."Telefonumu arabada unuttuğum için cevap veremedim önce ama sonra sürprizi ağzımdan kaçırırım diye korkup uzak bir köşeye attım. Bazen böyle aptalca şeyler yapabiliyorum." sağ gözünün kenarını öpüp vişne suyunu bardağa boşalttı.

Harry'nin yanına oturup onun için yemeğini tabağa aldı. Beef Wellington oldukça zor olan bir yemekti ve Louis bunu annesine yaptırmıştı. Tabağı kendi önüne çekip milföyle kaplanmış eti kesip çatala alarak Harry'ye uzattı. Harry kaşları çatık bir şekilde izliyordu onu. Kendisine uzatılan yemeği geri çevirmedi.

"Kaşlarını çatma, kırışıklık olur." deyip kaşlarının ortasını öptü Louis. Harry'nin kaşları normal şeklini almış olsada hala Louis'ye kızgındı. "Biliyorum kötü bir şey yaptım ama sürpriz için, bir daha böyle ortamı nereden bulacağım. Affet beni, n'olur." deyip Harry'ye sırnaşmaya çalıştığında Harry onu ittirip elindeki çatalı aldı.

Onu beklerken hiç yemek yememişti, normal olarak acıkmıştı. Louis Harry'nin onun sadece sinirli olduğu için böyle yaptığını biliyordu. Tamam belki onun burada yalnız kalmasına neden olarak abartmıştı ama bu kadar geç kalacağını düşünmemişti ki.

Ladybug🐞/Texting | Larry Stylinson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin