🐞71

757 73 35
                                    

Louis hem kapının hem de zilin aynı anda çalındığını duyduğunda duştan çıkmak üzereydi. Altına iç çamaşırını giyip kapıyı açtığında karşısında hafif bronzlaşmış sevgilisini görünce hızlıca belinden tutup kendine çekerek sarılmıştı. Burnunu boynuna bastırırken Harry'nin kollarını kendi boynunda hissetti.

"Bu kadar erken geleceğini söylememiştin." diye mırıldanarak onu içeri çekti.

"Sürpriz yapmak istedim." deyip gülümsedi. Yüzünü geri çektiğinde gülüşü düştü. "Sana kaç kere diyeceğim üzerine doğru düzgün bir şey giymeden kapıyı açma diye, bu ne hal." bu defa kaşları çatılmıştı.

"Kapıyı o kadar ısrarcı çalınca Zayn falandır diye düşündüm. Boşver şimdi bunu." diyerek gözlerini Harry'nin dudaklarına indirdiğinde onun yutkunduğunu fark etti.

"Özlemiştin değil mi beni?" diye mırıldandı. Louis başını sallayarak karşılık verdiğinde göğsüne baskı uygulayarak geriye doğru yürümesini sağladı. "O zaman özlem gidermek lazım." dediğinde Louis bacakları arkasındaki koltuğu hissetti. Kendini koltuğa attığında Harry kucağına yerleşti.

"Çünkü bende çok özledim." ellerini Louis'nin yanaklarına yerleştirip dudaklarını birleştirdi. Louis'nin elleri belini okşarken dudaklarının arasından ıslak sesler çıkıyordu. Tatil boyunca bütün zamanını Louis ile konuşarak geçirmiş olsada onun sıcaklığını hissetmek çok farklıydı. Parmakları yanaklarından göğsüne doğru indi.

Dudakları ayrıldığında gözlerini açtı. Louis'nin dudakları boynuyla buluştuğunda gözlerini tekrar kapatma ihtiyacı hissetti. Alt dudağına dişlerini geçirerek bir elini Louis'nin saçlarına götürdü.

Louis boynunu ısırdığında "Ah! Yavaş olsana be." diye tıslayarak Louis'nin saçlarını çekmişti. Louis ısırdığı yerin üzerine öpücükler bırakırken Harry'de az önce çektiği saçları okşadı.

"Her an cırlayabilmen çok hoş değil mi?" deyip güldü Louis.

"Seninde her temasımdan etkilenmen çok hoş değil mi?" diye karşılık verip kucağından kalktı. "İçecek soğuk bir şeyler var mı?" dolabı açıp göz attığında pek bir şey bulamadı.

"Kapıcıya söyleyeyim markete gidince alsın." dediğinde onu durdurdu.

"Vazgeçtim." tekrar Louis'nin yanına oturduğunda vücudu onun kolları arasındaki yerini aldı.

"Anlat bakalım, nasıl geçti?" Kendini iyice Louis'nin vücuduna yaslayıp dudak büzdü.

"Sıkıcıydı aslında, otelde zaman geçirdim çoğunlukla. Arada havuza indim. Orada kendime çok tatlı bir arkadaş edindim." dediğinde Louis'nin kaşları çatıldı. "Görsen o kadar tatlıydı ki, eve getirmek istedim ama izin vermediler. Bembeyaz tüyleri vardı, nereye gitsem peşimden geliyordu. Hatta fotoğrafını bile çektim." deyip telefonunu cebinden çıkarırken Louis'nin kaşları düzeldi. Bir an insandan bahsettiğini falan düşünmüştü.

"Şuna baksana çok sevimli değil mi?"

"Evet çok tatlı ama sen daha tatlısın. Öpeyim mi bir kere?" Harry kıkırdayıp başını salladı. Louis izni alır almaz dudaklarına, burnuna, yanaklarına, çenesine ve alnına öpücük kondururken Harry gülmeye başladı.

"Ya yaladın yeter." Louis ondan uzaklaşıp gözlerini kıstı.

"Seni sevende kabahat. Şuna bak öpmeme bile laf ediyor. Hem sanane sevgilimi öpüyorum ben."

"Tabii canım banane." deyip kıkırdayarak başını Louis'nin omzuna yasladı. "Bu arada üzerini giyinmeyecek misin?"

"Giyineyim mi? Rahattım aslında ben." 'hmm' diye mırıldanıp burnunu Louis'nin çenesinde gezdirdi.

Ladybug🐞/Texting | Larry Stylinson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin