🐞69

793 77 13
                                    

Louis ve arkadaşları Harry'nin gönderdiği adrese geldiklerinde Harry kapıyı açar açmaz Louis'nin boynuna sarılmış diğerlerinin onları beklemesini umursamamıştı bile. Louis daha fazla kapıda beklememek için Harry'nin geri geri yürümesini sağlamıştı.

Hergün telefonda konuşuyor ya da mesajlaşıyor olsalarda işleri gereği son zamanlarda pek görüşemiyorlardı. Herkes eve girip koltuklara yerleştiğinde Harry Louis'nin dibine girmiş başını omzuna yaslamıştı.

"Eğer böyle vıcık vıcık oturacağınızı bilsem çağırmana izin vermezdim." diye homurdandı Jeremy. Harry onu umursamayıp Louis'nin beline daha sıkı sarıldı. Liam onları gülümseyerek izlemeye başladı.

"N'aber?" deyip gülümsedi Louis.

"İyi, senden?" diyerek aynı şekilde karşılık verdi Harry.

"Şimdi daha iyiyim." Harry'nin yanağını öptüğünde güzel bir kıkırdama kazandı. Harry'nin şu ana kadar utanmaması büyük başarıydı. Zayn şaşkınca onlara bakarken Liam her şey olması gerektiği gibi olduğu için mutluydu.

"Bizde buradayız Harry ve iyiyiz sağol." diyerek dikkatlerini dağıtmaya çalıştı Calvin. Belki birazda Harry'yi kızdırmak istemişti.

"Öyle mi, hiç dikkat etmemişim." diyerek göz devirdi Harry. Niall onlara tuhaf bakışlar gönderiyordu.

"Bana kim yardım edecek mutfaktan bir şeyler getirelim. Harry?" oflayarak Louis'den uzaklaştı. Liam da onlara yardım etmek için peşlerine takıldı.

"Harry bizimde sevgilimiz var ama senin gibi kucağına oturmuyoruz. Tanrı aşkına." Niall'ın yakınmasına Harry surat asarken Liam güldü.

"Uğraşma Niall, belli ki uzun zamandır görüşmüyorlar. Ama bende şaşırmadım değil, Harry nasıl utanmadan Louis ile sarmaş dolaş oturdu?" Harry daha çok surat astı. Yanaklarının kızardığını unutmamak lazım. Liam onun gözlerini çekingence etrafta gezdirdiğini fark ettiğinde gözlerini kıstı.

"Bende onu anlamıyorum ki, normalde utanıp kafasını kuma gömmesi lazım ama şu haline bak."

"Yani bu kadar utangaç olduğunu bilmesem aranızda bir şey geçti diyeceğim." dediğinde Harry daha çok kızardı. Liam'ın gözleri irileşti, bir şey olmuştu. Niall bunların hiçbirini fark etmeden marketten aldığı atıştırmalıkları tabaklara yerleştiriyordu.

Harry eliyle kendisine hava yaptığında Liam ona yaklaştı. Kolundan tutup kendisine dönmesini sağladığında Harry'nin gözleri Liam'ın tişörtünde gezindi.

"Bir şey olmuş." dedi Liam sesini çok yüksek çıkarmamaya çalışarak. Harry iri gözleriyle Liam'a baktı. "Kesin oldu, şu yüzüne bak."

"Ya sussana." deyip yanlarından gitmek için hareketlendiğinde Niall onu durdurdu.

"Harry?" deyip mavi gözlerini arkadaşının gözlerine dikti.

"Bunu şimdi konuşmak zorunda mıyız? Sen de hemen her şeyi anlamasan olmaz." tekrar kaçmaya çalıştığında ikisi de izin vermediler.

"Kaçamazsın, ne yaptın sen?" Niall koruyucu anne moduna girmişti yine.

"Ya bir şey yapmadım, bırak beni. Sevgilimle özelimi size anlatmak zorunda değilim."

"Eğer öyle bir şey yaptıysan seni mahvederim Harry." Niall sinirli bakışlar atarken Liam heyecanlı bakışlar atıyordu.

"Dur bir dakika Niall. Sen ona bakma, eğer pişman değilsen sıkıntı yok- ki pişman gibi de durmuyorsun."

"Pişman olacak bir şey yapmadım. Düşündüğünüz gibi ileri gitmedik, sakin olun." Niall hala kaşları çatık bir şekilde kendisine bakıyordu.

Ladybug🐞/Texting | Larry Stylinson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin