Kütüphaneden çıkıp eve gittim. Derslere gidip gitmemem kimsenin umrunda değildi. Ailem şehirdışında yaşıyordu ve zaten derslerim iyiydi.Kendimi yatağa attım. Kısa ama uzun geçen bir otobüs yolculuğundan çıkmıştım. O nasıl oluyor diye sormayın öyle işte.
Saçlarımın yağlı olduğunu hissettiğim için banyo yapma gereksinimi duydum. Üşengeç adımlarla banyoya girdim.
Üstümü giyindikten sonra elime saç kurutma makinesini aldım . En sıcak tuşuna basarak beynim eriye eriye saçlarımı kuruladım. En sonunda saçlarıma baştan sağma nedensiz bir fön çektim. Tam aynaya bakıp saçlarımı düzelteceğim sırada yine o yüzü gördüm. Bu sefer kafamı çevirmedim. Kalbim çok hızlı atıyordu. Etrafı siyaha bulanmış gözleriyle bana bakıyordu. Yavaşça ve titreyerek ağzımı açtım.
"Benden ne istiyorsun ?"
"Sen sadece bir ulaştırıcısın . Ona bizi dinlemesini söyle sadece bizi dinlesin." dedi sanki bir kedinin cızırtısına benzeyen sesiyle.
"O kim konuşsana." dedim. O anda gitti. O kim olabilirdi ki ? Tabi ya bende kabahat. Bide kim diye düşünüyorum tabikide bu Rüzgar'dı. Korkuyla odama gidip çantamdan telefonumu çıkardım.
Kime: Rüzgar
Daha demin aynada bir yüz gördüm. Evet , biliyorum biraz saçma ama kaç gündür bir kadın yüzü görüyorum. Bugün cesaret ederek ona "Benden ne istiyorsun?" dedim . "Ona söyle sadece bizi dinlesin" dedi. Bence senden bahsediyordu. Zaten başka kim olabilir ki? Sence ne demek istedi ?
Telefonu yatağa atıp sonrada kendimi yatağa attım çok geçmeden mesaj sesi gelmişti.
Kimden: Rüzgar
Bilmiyorum
Gözlerimi devirdim. Bu tatmin edici bir cevap değildi.
Kime: Rüzgar
Bence gece gelenler onlar olabilir. Dinle demişti onları dinlemeye çalış. Bir şey kaybetmessin zaten.
Anında telefon titredi.
Kimden: Rüzgar
Ah , evet hatırladım ! Bu gün odaları gezerken bende karanlık bir yüz gördüm ama korkuyla telefonu elimden düşürmüştüm. Sanırım saat yaklaşıyo sesleri duymaya başladım.
Saate baktım 20.00 Ne ? Ne ara saat sekiz olmuştu. Telefonumu kenara bırakarak yapmam gereken ödevlere başladım.