Bir ormandaydım. Etraf karanlıktı , göz gözü görmüyordu.
Bir hareketlilik hissettim fakat hiçbir şey göremedim. Arkamdan ayak sesleri duyunca koşmaya başladım. Koştum , koştum ve koştum. En son nefes nefese kalıp bir ağacın altına oturdum.
Soluk soluğa etrafıma baktım. İlerde bir bina vardı. Sığınmak için oraya doğru koştum. Binanın kapısına gelip açtım. İçeriside karanıktı.
"Hey! Kimse yok mu ?!" diye bağırdım. İçerden kahkaha sesleri geldi ve önümde bir silüet belirdi. Hem çığlık atıyor hemde koşuyordum. Deli gibi nereye gittiğimi bilmeden koştum. En sonunda çıkmaz bir koridora varınca kendimi duvarın köşesine atıp. Nefes almaya çalıştım. O anda bir kahkaha sesi daha duydum ve çığlık atmaya başladım.
Gözlerimi korkuyla açtım. Şükürler olsun ki hepsi bir rüyaydı. Ne rüyası kabus.
Hızlı hızlı aldığım nefesi dizginlemeye çalıştım. Bu kabusta nereden çıkmıştı ki şimdi ? Acaba evren bana mesaj mı yolluyordu oraya gitmemem için ? Ama ne olursa olsun gitmeliydim . Sonuçta Rüzgar orada tek başınaydı. Yardıma ihtiyacı vardı değil mi ?
Telefonumu elime aldım. Sabahın altısıydı. Bir rahat uyuyamadım şu son günlerde.
Mesaj kısmına girip Rüzgara mesaj yazmaya başladım.
Kime: Rüzgar
Hey !
Telefonu yatağa atıp banyoya girdim. Aynadaki görüntümle karşılaşınca kendimden korktum zombiye benziyordum. Elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı at kuyruğu yaptım. Banyodan çıkığ odaya girdim. Yatağın üstündeki telefonu elime alıp mesaj var mı diye kontrol ettim. 1 mesaj vardı.
Kimden: Rüzgar
Selam .
Kime: Rüzgar
Selam. Dün biraz hastaneyi araştırdım ve adresini falan aldım . Bu gün oraya gelmeyi düşünüyorum.
Kimden : Rüzgar
Saçmalama . Sakın öyle bir şey yapma !
Ne saçmalıyordu bu tabiki oraya gidecektim.
Kime : Rüzgar
Ama neden ? Orada tek başına olmanı istemiyorum. Belki oraya gelir ve oradan çıkmak için bir şeyler yapabilirim :/
Kimden : Rüzgar
Bak . Bende yanımda birinin olmasını ve buradan bir an önce çıkmayı çok isterdim ama olmuyor işte . Bu mesele artık sadece benim meselem değil . Ortada bir olay var ve ben bu olayı çözmeden önce buradan çıkamam. Lütfen orda kal ve gelme sen bizim "Kurtarıcımız" sın.
Oflayarak telefonu yana attım . Ne demek artık sadece benim meselem değil ? O ruhları oradan nasıl kurtarıcaktı ki ? Ya o korkunç palyaço ? Her şey daha kötüye gidiyor.
İşe gitsem mi acaba ? Aman ne gerek var hoş izin almıştım. Sanırım kütüphaneye gidebilirdim. Üstüme siyah askılı bir spor penye geçirdim altıma kotumu giydim üstümede arkasında rozetler olan yırtık kumaşlı bir kot ceket geçirdim. Bu ceketi çok seviyordum. Ayağıma bordo converselerimi de geçirdikten sonra çantamı alıp dışarı çıktım .
Hava ne soğuktu ne de çok sıcak. İzmir havasıydı işte. Yavaş adımlarla kütüphaneye doğru ilerledim. Evime çok uzak değildi. Alışveriş merkezinin hemen birkaç sokak ilerisindeydi. Büyük bir kütüphaneydi ama fazla ziyaretçisi olmazdı.
Kendimi sonunda büyük siyah kapıdan içeri sokabilmiştim. İçerisi kavun kokusuyla doluydu. Ne kadar kavun sevmesemde bu koku beni rahatlatıyordu.
Her gittiğim kütüphanede - ki sadece 2 tane var - kendime bir özel alan hazırlıyordum. Üç tarafı raflarla çevrili küçük bir alana puf koyup kendime yer yapmıştım. Etrafındaki raflarıda kendi zevkime göre kitaplarla düzenlemiştim. Kendimi rahat hissettiğim nadir yerlerden birisiydi burası.
Bu sefer farklı kitaplar okumak istiyordum. O an aklıma gelen fikirle ruhlarla ilgili kitaplr aramaya başladım.
Sonunda istediğim kitapları bulunca bir yığın kitabı kucağıma alıp kendi alanıma bıraktım. En üsttekini alıp sayfalarını çevirdim .
Kutsal Su : Şeytan harici tüm ruh ve cinleri öldürmede kullanılabilir.
Tuz:Saf olmayan hiçbir şey tuzun olduğu yerden geçemez.Tuz genel olarak en önemli savunma maddelerindendir.
Şeytan Kapanı : Şeytan dahil tüm saf olmayan yaratıkları içine hapsedebilen bir kapandır.
Yapılışı...
