6

1.9K 225 30
                                    

Kanaatimce çok saçma bir yerde bitti ama gelmiyor devamı yani, birazcık tıkanma dönemi falan galiba. Ama devam da edicem çünkü kafamda tüm olaylar, final hazır :'( Neeyse bir oy, yorum atarsanız harika olur.
Lola runs...

Jimin çöpçatanlık yapacağım demesinden sonra 2-3 gün hiç sesi çıkmamıştı. Ben de bundan faydalanmış ve bir kaç gün rahat rahat takılmıştım. O günden sonra aramızda daha hiç konusu açılmamıştı. Sadece dün gece Jimin yanıma gelmiş ve ağzımdan laf almaya çalışmıştı. Bunu sorduğu saçma sapan sorulardan anlamıştım. Ama ne için sorduğu hala muallaktaydı benim için.

Yine de pek üstünde durmamıştım çünkü yazın son festivali yaklaşıyordu. Onun hazırlıkları tüm gününü alıyordu. Akşam yemeğinden sonra ise bahçeye çıkıyor, onun çiçek dikmesini ya da sulamasını izliyordum. Arkasında sessizce durup ona bakmak, kokusunun burnuma dolması ve kulağıma melodi gibi ulaşan sesi günün yorgunluğunu alıyordu.

Gözlerimi açtığım yeni günde, artık son hazırlıkları tamamlıyorduk. Bu yüzden Bogum beni erken uyandırmıştı. Ama ben dün gece sarhoş hayaller kurduğumdan uykumu güzelce alamamış ve gözümü açmadan Bogumu odadan geri yollamış, uykuma geri dönmüştüm. Şimdiye kadar tembel uykum devam ediyordu.

Odamda tıkır tıkır sesler vardı. Muhtemelen odamı temizlemek için gelmişlerdi yine ve ilk işleri dolabım ve banyomdu. Benim çoktan uyanmış ve odayı terk etmiş olduğumu düşündükleri için içeridelerdi muhtemelen.

Sesleri dinledim ve tembel bir hayvan gibi uzandım. Üstüm müsait değildi ama bu tarafa geçince özür dileyip çıkacaklardı. Ben de kalkmak için üşendiğim için onları bekledim.

Daha sonra sesler kesildi. Tekrar hafif bir uyku bedenimi ele geçirecekken açılan kapı ile gözlerimi açtım ve tavana diktim. Sadece bir sabah tembellik edip uyumak istemiştim ama yok, imkanı yoktu. Sanki tüm saray bunu biliyor gibi odama geliyor ve kendilerine iş çıkartıyorlardı sanki. Bacaklarımın üstündeki yorganı tekmeledim. İçerisi sıcak olmuştu saat öğlene yaklaştığı için. Sabahlığımı elime alıp tek kolunu geçirdiğim an burnuma bir koku geldi. Dikkat verdim ve hareket etmeyi keserek havayı kokladım. İçimdeki kurt pençelerini çıkarttı.

Oydu işte. Odamdaydı şuan. Benim odamdaydı. Aynı odadaydık ve yalnızdık. Sakinleşmem gerekiyordu. Sakin olmazsam uyku sersemi saçma sapan şeyler yapabilirdim.

Sabahlığımı önünü hafifçe bağladım ve yan taraftaki dolabıma doğru ufak bir adım attım. Sesi ulaştı kulağıma, kokusundan sonra. Mırıl mırıl bir şeyler diyordu. Kendi kendime konuşuyordu kesin. Bunu o kadar çok yapıyordu ki, dışarıdan nasıl da dikkat çektiğini farkında bile değildi.

Bir adım daha attım. Meraktan geberiyordum. Biliyordum çamaşırlarla falan uğraşıyordu ama onu görmek istemiştim. İlk duyduğum ses Bogum'un sesiydi bu yüzden ilk yüz onunki olsun istiyorum. Bu kadarına bile hakkım yok muydu?

Sağımdaki duvarın arkasında o vardı. Arada bir kişinin geçebileceği kadar boşluk olan yer iki odayı birbirine bağlıyordu. Biri benim yatağımın bulunduğu yer, diğeri de banyom ve kıyafet dolabımın olduğu yerdi.

Daha fazla dayanamayarak bir adım atmamla, bedenin bedene çarmasını duymuştum ilk, daha sonra kokusu burnuma doldu. Çarpmanın etkisi ile dengesini koruyamamasıyla geri doğru düşerken bir şeye tutunma ihtiyacı ile dolarak, elini sabahlığımın yakasına atmıştı. Düşmeden önce biraz kendime gelebilmiş ve elimi başının arkasına koymuştum. Dizlerimden destek alarak hasarı aza indirmeye çalıştım, ama sorun yoktu. Çünkü düşeceğim korkusu ile gözlerini sıkı sıkı yummuş olan miniğim şimdi hafifçe aralamış ve zeytin gözlerini benimle buluşturmuştu. Şaşkındı ve utanmıştı. Ellerini ateşe değmiş gibi aniden çekmişti. Önceki sıkı tutuşundan dolayı hafif bağladığım sabahlığın önü açılmış ve çıplak göğsümü ortaya çıkarmıştı.

At First Sight | Taekook (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin