Yazım hataları için özür dilerim, keyifli okumalar🎃
Jungkook ile buluşmam yarın akşamdı. Öyle ki ne giyeceğimi, hangi kokuyu süreceğimi bile kararlaştırmıştım. Tabi Jimin söylemese bir çok şey benim aklıma gelmezdi ama yine de elimden geldiğince kendi çapımda bir şeyler yapmak istiyordum. Bu yüzden akşam biraz çay demleyip ona götürecektim. Bu bizim ilk çay saatimiz olacaktı ve umarım devamı da gelirdi.
Sabah aklıma gelen küçük anımızla beraber iç çektim. Uyuyordum ve dün gece Yugyeom, ben, Jimin ve Yoongi beraber biraz laflamıştık. Hatta baya, bu yüzden sabah Boguma beni uyandırmamasını söylemiştim. Yine de alışkanlıktan güneş doğduktan 1-2 saat sonra uyanmış ve odamdaki takırtıları dinlemiştim. Kış geldiği için soğuktu. Ben de oda havalansın diye camı biraz açmıştım fakat üşengeçliğimden bir türlü kalkıp da kapatamıyordum. Eğer Bogumu uyarmamış olsaydım o gelir gelmez kapattıracaktım fakat o da yoktu. Uyku uyanıklık arasındayken, kıyafetlerimi almak için odama gelmişti. Biliyordum çünkü artık kokusu mıh gibi aklıma, ciğerime işlemişti.
Gözlerimi kapattım. Diyordum ya uyku uyanıklık işte. Biraz kokusunu soluyup tekrar uykuya dalacaktım. Fakat o kıyafetlerimi hasır sepetin içine koyup, daha sonra camımı kapatmıştı. Odanın soğuk olduğunu fark etmişti. Düşünceli hali içimi ısıtırken bana baktığını hissetmiştim. Gözlerim kapalıydı ama baş ucumda bana baktığını biliyordum. Daha sonra usulca eli belimde yorganımı bulmuş ve boynuma kadar örtmüştü. Yanlarını da iyice bedenime sıkıştırarak derince bir soluk çekmişti içine.
Hafifçe üstüme eğildiğini biliyordum çünkü kokusu artık daha yoğundu. İstemsizce ben de iç çekmiştim onun gibi. Uyanacağımı zannederek çabucak çekilmiş ve sepeti aldığı gibi odadan çıkmıştı. Dışarıdan sesini duymuştum. "Prensimiz daha uyanmadı. Bu yüzden odaya girmeyin, uyanınca ben size haber vereceğim."
Beni hızla atan bir kalple bırakarak oradan uzaklaşmıştı. Ben kalkınca abimi görmeye gittiğim için de onu görememiştim. Abimle biraz konuştum ve onun hazırlanmasını bekledim. Yola çıkacaktı ama söylediğine göre bir kaç aksilik çıkmıştı. Bu yüzden onun işi biraz ertelenince ben de Jungkook ile aramda geçen konuşmayı Jimin'e anlatmak için talim yapan eşini izleyen omeganın yanına koşmuştum.
Benim hızla geldiğimi gören Yoongi, askerlerin eğitimini aniden bırakış ve yanıma gelerek, "Bir sorun mu var?"demişti. Ben de dün gece yaşadığımız şeyleri üstün körü anlatırken Yoongi "Bir şey oldu sandım," diyerek askerlerinin yanına gitmişti. Jimin "Boşver sen onu, hiç anlamaz o bu işlerden zaten, Ee sonra ne oldu?" diyince ben de ona daha detaylı anlatmıştım. Böylece kendi çapımızda ufak bir şeyler planlamış ve yarın akşam için hazırlıklı olmuştuk.
Şimdi ise Yugyeom'un Hoseok'un peşinden koşmasını izliyorduk. Artık iş saati bitmiş ve akşam yemeğine bir kaç saat kalmıştı. Yugyeom onunla akşam yemeği istiyordu fakat Hoseok sanki onun dans teklifini kabul etmemiş gibi olmaz diyerek Yugyeom'u reddediyordu. Ayrıca dediğine göre sanki dans ettikleri geceye göre şimdi ona karşı daha katı bir duruş sergiliyormuş. Muhtemelen Yugyeom'un saray içindeki omegalara karşı tutumunu öğrenmişti, fakat bir şey diyemedim ona. Kendisi yapmıştı her şeyi.
"Taehyung," dedi Yugyeom olduğu yerde hızla doğrularak. "Senin omegan onunla yakın arkadaş değil mi? Konuşsana bir sor neden kabul etmiyor, kaçıyor benden."
Jimin ayağa fırlamış ve "Böylece sizin de muhabbet etmek için bahaneniz olur işte."
Şaşkın gözlerle ikisine bakarken Yoongi "Cidden koskoca adamlarız şu yaptığımıza bir bakın."
"Jiminden kaçmak için 2 metrelik duvardan atladığın günü hatırlatırım," dedi Yugyeom yüzünde sinsi bir gülüşle.
Jimin hızla Yoongiye döndüğünde kollarını göğsünde bağlamıştı. Yoongi'nin ağzı hafifçe açılmış ve ateş püskürten gözlerle Yugyeom'a bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
At First Sight | Taekook (ASKIDA)
FanfictionSilla veliahtı Kim Taehyung ilk görüşte baş edemeyeceği hislerle karşılaşmıştı.