Çok zaman geçti biliyorum. Bazı şeyleri rayına oturtturmam lazımdı ve hallettim sayılır. Artık daha fazla boş vaktim var. En kısa zaman da bu fici bitirip başka bir tane kısa fice başlamak istiyorum. Rüyamda gördüm ve Taekook'a uyarlamak istedim. Çok heyecanlıyım onun için. Yazım yanlışlarını kontrol edemedim çok kusura bakmayın💜 Okuduğunuz için teşekkürler, Lola runs🏃🏼♀️Sabit bakışlarımla büyük salonun içinde gözlerimi gezdirdim ve gelenleri tanımaya çalıştım. Çok büyük çoğunluğu yakın çevremizdi. Babamın akrabaları kalabalık olduğundan çoğunluk onlardı ve her zaman ki gibi annemin akrabaları çok azdı. Zaten annem vefat ettiğinden beri buraya pek gelmiyorlardı.
Tebrikleri kabul eden abim ve Seokjin hyungumu uzaktan izlerken yanıma doğru gelen, bana geçmişi hatırlatan o kokuyu duydum önce. Daha sonra sahibinin kim olduğundan emin olduğum bir el omzuma dokundu.
"Taehyung?"
Bedenimi usulca arkaya çevirdim ve burada olmasından en haz almadığım kişiye baktım.
Aradan çok zaman geçmişti. İkimiz de farklı bir yolu seçmiştik. Daha doğrusu o bizi seçmeye zorlamıştı fakat yine de onu görünce içimde hissettiklerime karı kendimi garipsedim.
"Jinua?" dedim bende aynı onun gibi.
Gözleri ışıldıyordu. Eski aşkını mı yoksa çocukluk arkadaşını gördüğü için mi böyle bakıyordu emin olamadım. Acaba ben nasıl bakıyordum."Nasılsın?"dedi bedenini sağa sola sallayarak. Hiç değişmeyen tavrı beni hafifçe gülümsetirken aradan geçen 4 senenin neleri değiştirdiğini daha net bir şekilde fark edebiliyordum.
"Teşekkür ederim, sen nasılsın?"
"İyiyim, Namjoon hyungu tebrik etmek için ailecek geldik." Şöyle bir etrafına baktı. "Hiç bir şey değişmemiş."
Bende onun gibi yüksek tavana ve etraftaki insanlara baktım. "Öyle gözüküyor ama sen bir de içinde yaşayanlara sor."
Gözlerime daha dikkatli bakıp kelimeleri tartarken bende bizi izleyen gözler olduğunu fark ettim. Seneler sonra bizi tekrar konuşurken bir arada görmeleri onlar için bu akşamın konuşulacak ikinci büyük konusuydu.
"Aileni göremedim,"dedim artık yanında durmak istemediğimden, bir yandan da etrafa bakınıyordum.
"Oradalar,"dedi eli ile köşede bir yeri gösterirken. Yüzüne baktım. Birkaç senenin izleri belirgin bir şekilde belli oluyordu. Ben nasıl gözüküyordum? Yalnız? Hala aşık? Yaralı bir adam gibi mi yoksa?"Ben onlara da selam vereyim,"dedim ve cevaplamasına müsade etmeden başımla referans yapıp ayrıldım. Beklediğimden daha kolay olmuştu ve hislerimden de emindim. Sonuçta herkesin yolu farklıydı. O bir yol seçmişti ve o yol benim yolum değildi. Ben evimi bulmuştum ve şuan da o yolda ilerliyordum.
Çok yakın tanıdıklarla konuşup, babamın yanına oturdum ve onu tebrik etmeye gelen insanlarla olan ilişkisini izledim.
"Hiç değişmiyorsun,"dedi babamın askeriyeden yakın arkadaşı. Şimdi elini ayağını işten çekmiş, eşi ile birlikte bir köyde yaşayan, normal bir adam gibiydi. Fakat bu krallık için neler yaptığını en iyi bizler bilirdik. Onu çocukluğumdan beri tanırdım.
"Değil mi?"dedim babam da ona katılarak. Bir elini yakın arkadaşının omzuna koymuş, sağa döndürdüğü yüzü ile gurur dolu bakışlarla bana bakıyordu.
Onu mutlu gördüğüm nadir anlardandı. Bir dostun bir insanı bu kadar değiştirmesine canlı şahit oluyordum.
"Küçükken de böyle yanında oturur ve konuşmaları dinlerdi. En son ikimizin birbirinize dönüp dedikodu ettiğinizi bile fark ederdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
At First Sight | Taekook (ASKIDA)
FanfictionSilla veliahtı Kim Taehyung ilk görüşte baş edemeyeceği hislerle karşılaşmıştı.