İyi okumalar, yorum yapsanız mütüş olur😽 Lola runs...
"Yugyeom!"
Yoongi uyuşuk halinden anında sıyrılıp ona doğru büyük adımlar attığında, ben de onun peşinden gitmiştim. Yoongiye sarılıp, bana göz kırpan çocuğu gerçekten özlemiştim. Çocukluğumuzun bir kısmı beraber geçmişti. Amcam yani babası biraz saray hayatından uzaklaşmak istediği için başka bir yere yerleşmişlerdi ve böylece biz de epey uzak kalmıştık. Fakat Yugyeom sarayı daha çok sevdiği için sık sık gelirdi. Sadece bu yıl amcam biraz rahatsızlandığı için çok gelememişti ama tahmin etmem gerekirdi. Yugyeom asla baloları kaçırmazdı. Nerede bir eğlenceo oradaydı. Ve getirdiklerine bakılırsa uzun süre kalacağa benziyordu.
"O zaman sizi düelloya davet ediyorum Kim Yugyeom!"
Yüzünde kendini beğenmiş bir gülüş koydu ve Yoongiye döndü. "Bir insan hiç mi rahat durmaz, neyse gel kardeşim. Bir hesabını keselim."
Karşıma geçti. Eli kılıcına giderken Yoongiye uçan bir öpücük atmıştı. Yoongi yaslandığı ağaçtan bedenini öne uzatarak efrafta kimse var mı diye süzmüş ve sonra uçan öpücüğü elinin içinde yakalayarak cebine koymuştu. Bu esnada utangaç bir omeganın yüz ifadesini yapmıştı.
İkimiz de gülerken hızlıca kılıcımı çekmiş ve ona savurmuştum. Yüzündeki gülüş eksilmeden o da kendisininkini çıkartmıştı.
Kılıç seslerini bastırmak için bağırarak "Sarayda yeni yüzler görüyorum kuzen, tam zamanında gelmişim desene," dedi.
Ona karşılık verirken, " Her zaman ki gibi tek başına geldin, değil mi?"
Omuz silkti ve önüne gelen perçemlerini geri attı. Saraya yeni gelenlerin içinde benim omegam da vardı. Ve o an Yugyeom'un nasıl biri olduğu aklıma düştü. Her geldiğinde saraya biri ile 15 gün takılır ve daha sonra giderdi. Hiç ciddi bir görüşme içinde olmamıştı. Herkesten hoşlanmıştı ama hiç aşık olmamıştı.
Aklıma Jungkook'un gelmesi ile kılıcımın elimden savrulması bir oldu. Bir sessizlik olunca Yugyeom yüz ifademe bakıp yanıma yaklaştı.
"Hey, neler oluyor?"
Bakışlarım Yoongi ile buluşunca hemen ne düşündüğümü yüz ifademden anlamıştı. Yavaşca ayağa kalkarken Yugyeoma seslenmiş ve onlar önden saraya girmişlerdi.
Eğer Yugyeom, Jungkook'a gözünü dikerse onu kaybederdim. Çünkü lanet olsun ki istediği çoğu kişiyi elde edebiliyordu. Ve nedensizce ona Jungkooku anlatmazdım. Böyle şeylerde iyi değildim bunu herkes biliyordu.
Ben de peşinden içeri geçtim. Hepimiz kahvaltı sofrasına otururken Yugyeom ailemle konuşuyordu. Yeni geldiği için herkesin odağı oydu bu yüzden tüm yemek boyunca düşüncelerim ile boğuşmuştum.
Kral ve kraliçe yemekten erken ayrılmak zorundaydı çünkü bugün onların başı biraz kalabalıktı. Balo için gelen misafirleri karşılayacaklardı ve dün geceden beri birileri sürekli saraya giriş yapıyordu. İlk başta yakın arkadaşlarımız katılmıştı, daha sonra akrabalarımız ve tanıdıklar. Gereğinden fazla kalabalık olduğu için Jungkook'u dün geceden beri görememiştim. Üstelik odamdaki kirli çamaşırlar da duruyordu. Büyük ihtimalle balo için hazırlık yapanların arasındaydı.
Ben de kendi odama geçmiş ve Bogum eşliğinde gelen davet ve mektuplara bakınmıştım.
"Kiminle geleceksin Bogum?"
Bogum saçları dağınık halde elindeki sarımtırak kağıda bakıyordu. Dalgındı.
"Ben,"dedi ve bakışlarını kaçırdı. Söylemekten çekindiğini fark ettim ama hala ona ısrarcı gözlerimle bakmayı sürdürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
At First Sight | Taekook (ASKIDA)
FanfictionSilla veliahtı Kim Taehyung ilk görüşte baş edemeyeceği hislerle karşılaşmıştı.