10𝘏𝘢𝘷𝘦𝘯'𝘵 𝘣𝘭𝘪𝘯𝘬𝘦𝘥 𝘪𝘯 𝘭𝘪𝘬𝘦 𝘢 𝘮𝘪𝘯𝘶𝘵𝘦, 𝘺𝘦𝘢𝘩, 𝘪𝘵'𝘴 𝘲𝘶𝘪𝘵𝘦 𝘴𝘵𝘳𝘢𝘯𝘨𝘦

2.3K 174 72
                                    

Hendery, Yukhei ile okuldan çıkıp evlerine geldiklerinde hâlen daha babasının izin vermeyeceğini düşünüyor ve yol boyunca arkadaşının nasıl bir yalan uyduracağını dinliyordu.

İkili annesinin evin kapısını açması ile içeri gireceklerdi ki Yukhei birden çok sesli bir şekilde ağlamaya başlamış ve annesine sarılmaya çalışmıştı halen daha kapıda dikilen Hendery bu görüntüyü şokla izliyordu.

Aniden evin içini dolduran yüksek sesli hıçkırıklar ve Yukhei'nin feryatları ile içeride koltukta oturan Bay Wong koltuktan fırlamış, kapıya koşmuştu. Kapıda karşılaştığı manzara ise daha da şaşırmasına oğlunun en yakın arkadaşının neden böyle hüngür hüngür ağlayıp, karısına sarılmasını sorgulamasına neden olmuştu.

Yukhei en yakın arkadaşının annesinin omzunun arkasından gördüğü asıl etken Bay Wong ile bıyık altından gülmüş ve asıl hedefine doğru yönelmişti. Aniden Bay Wong'a sarılmış ve onun omzunda sesli bir şekilde ağlamaya devam etmişti. Yaşlı adam aniden gelen bu tepkiyi beklemediği için küçük olanın sırtını sıvazlamış ve diğerlerine sorunun ne olduğunu sorar bir şekilde bakmıştı.

-Yukhei,oğlum sorun ne? Gel şöyle oturalım ve anlat.

-Peki -hıck- Bay Wong.

Hepsi salona geçmiş ve koltuklara oturmuşlardı, Yukhei Bay Wong'a en yakın olan koltuğa oturmuş büyük olanla her an etkileşim altında olmayı seçmişti. Aniden göz yaşlarını siliyormuş gibi yapmış ve Bay Wong'a dönerek yalanına başlamıştı.

-Bay Wo-ng beni ailem derslerim kötü -hıck- diye okuldan alacaklarmış. Hatta seni evden de atarız dediler. Ben ne yapacağım Bay Wong ? Bana hep kötü çocuklar ile takıldığımı söylediler ama benim en yakın arkadaşım Hendery ve o çok iyi derslere sahip, onu ailem ile tanıştırabilir miyim efendim-hıck- biraz da bana ders çalıştırır.

-Yukhei evladım, bizim kur-

Yukhei işlerin istediği gibi gitmediğini anlayınca tekrardan seslice ağlamaya başlamış ve Bay Wong'un koluna sarılmıştı. Yaşlı adam temaslardan pek hoşlanmazdı ve şu an küçük olanı ittirmemek için kendini zor tutuyordu.

Hendery diğer köşede işlerin iyi gitmediğini anlamıştı ama bozuntuya vermemek ve arkadaşının daha ne kadar ileri gidebileceğini görmek için sakince olanları izliyordu.

-Bay Wong ne söylediniz anlamadım efen-dim -hıck-

Yukhei seslice burnunu çekmiş ve koluna sarıldığı bedenin omzuna kafasını yaslamıştı. Elinin altındaki bedenin sinirden delirdiğine emindi ama olumlu bir yanıt almadan hiçbir yere gitmek gibi bir aptallık yapmayacaktı.

-Dedim ki olur, gidebilirsiniz. Sonuçta seni 13 yıldır tanıyoruz evladım. Kaçta geleceksiniz eve?

-Bay Wong, bizde yatıya kalsa olur mu Hendery?

-Ama çocu-

Yukhei tekrar olumsuz bir yanıtın geleceğini anladığında kollarını büyük olana dolamış ve burnunu büyük olanın tişörtüne silmişti. İşte şimdi babasının delireceğinin farkında olan Hendery içinden gülmüş ve annesine eğilerek yukarı katta çanta hazırlayacağını söylemişti.

Yukhei'nin bu sırnaşık hallerinden sıkılan Bay Wong izin verdiğini söylemiş ve çoktan çantasını hazırlayıp merdivenlerde dikilen oğlu ile karşılaşmıştı. Yukhei aldığı onay ile yaşlı adamın yanaklarını öpmüş, Bayan Wong'u da öperek çıkış kapısına yönelmişti.

Evden çıkan ikili partiye hazırlanmak için Yukhei'nin evine uğramış, Hendery şarap kırmızısı bir gömlek ve yırtık siyah pantolon giyerek belki de hayatındaki en seksi görünümüne bürünmüştü. Eh İki saattir Yukhei'nin bunları giymesi için başının etini yemesi ile ortaya çıkan sonuç harikaydı.

Yukhei ise mavi gömleği ve siyah dar pantolonu, yukarıya diktiği saçları ile hazırdı. Taksi çağıran ikili partinin yolunu tutmuş, yol boyunca ise şakalaşarak eğlenmişlerdi.

İkili önünde durdukları evin, pardon ev demek hakaret olur, villanın dışından dahi duyulan müzik sesi işe heyecanlanmıştı. İçeriye adım attıklarında kendi sınıflarından bir kaç kişiye rastlamışlar ama daha çok kıdemlileri ile karşılaşmışlardı.

Yukhei köşede gördüğü Johnny ile gülümsemiş ve oraya adımlamıştı, Hendery ise en başından kendisini yalnız bırakan arkadaşının arkasından somurtmuş ve gördüğü onca insan yüzünden paniğe kapılmamak için çabalamaya başlamıştı. Aniden kolunda hissettiği dokunuş ile sıçramış fakat hissettiği tanıdık koku ile rahat bir nefes almıştı.

-Bebeğim, seni korkuttum mu?

-Oh biraz öyle oldu Dejun-ge ama sorun değil.

-Arkadaşın seni ekti hah, hadi gel benimle takıl.

-Yukhei'ye haber versem daha iyi olur Dejun-ge. Yine de teşekkür ederim.

-Hadi ama küçüğüm, merak etme seni yemem.

-Oh tamam.

Xiaojun elini küçük olanın ince beline sarmış ve onu içkilerin olduğu diğer tarafa yönlendirmişti. Şu an isteyeceği en son şey Yukhei salağının gelip ikisinin arasına girmesi ve güzel bebeği ile yaşayacağı anları mahvetmesiydi.

Hendery belinde hissettiği sıkı tutuş ile şimdiden çıldırmaya başladığını hissediyor, sakin olması gerektiğini kendine yüzlerce kez hatırlatıyordu. Gece daha yeni başlıyordu ve o bugün biraz da olsa normal davranmak istiyordu.

Xiaojun bar tezgahından aldığı iki kadeh şampanya ile küçüğü bahçeye yönlendirmiş, gürültüden uzak bir yer seçmeye özen göstermişti. Partiyle ilgilenmiyordu onun ilgilendiği tek kişi şu an karşısındaki savunmasız, küçük oğlandı.

Hendery geldikleri gürültüden uzak bahçedeki bir köşede hamağa oturmuş ve büyük olanın ona uzattığı bardağı eline alarak içindeki sıvıyı koklamıştı. Daha önce içki içme gibi bir fırsatı olmamıştı ve biraz korkuyordu. Hatta bu partiye neden geldiğini ya da burada ne işi olduğunu bilmiyordu. Burası, bu ortamlar ona göre çok uzaktı. Elindeki bardaktaki sıvıyı bir dikişte içmiş ve her şeyi akışına bırakmıştı, boğazında hissettiği yanma ve kuruluk ise ona bu gecenin ilerleyen saatlerinin iyi geçmeyeceğinin göstergesiydi.

Sizleri çok seviyorum bebişler 💕💞💘💖💗💓
Diğer bölüm ehuhehe, diğer bölümü bekleyin derim muah oy ve yorum istiyorum lütfenn🥺🥺

🍼💦

𝗼𝗵 𝗱𝗮𝗱𝗱𝘆!/ 𝘅𝗶𝗮𝗼𝗱𝗲𝗿𝘆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin