14.Bölüm=...Öldür...

34 6 1
                                    

"Öldür!"


"Feza?" Hala rüyada olup olmadığımı anlamam için ismini ikinci kere söylemiştim fakat hala bir yanıt gelmemişti. Muhtemelen hala rüyadaydım. Bana uzun bir süreymiş gibi gelen sürenin ardından karşımdaki silüet dudaklarını araladı.

"Mehir, iyi misin?" Gerçek olup olmadığını anlamak için elimi istemsizce yüzüne götürdüm. Elim pürüzsüz yüzüne değdiğinde bunun bir rüya olmadığını anlamıştım. Hızla elimi çekip kendimi olduğum yerde dikleştirdim. 

"Burayı nasıl buldun Feza?" Feza bir süre gözlerini kaçırdı. Aklında söyleyeceklerini tartıyormuş gibiydi. 

"Mehir ne olursa olsun lütfen bana güven. Ben hata yapmadım ve seni her koşulda koruyacağım." Bu sözlerinin karşısında çatık kaşlarla bakıyordum ona. Ne demek istemişti?

"Feza ne dediğini anlamıyorum. Rüyamda da böyle konuşuyordun. Rüyam biraz daha farklıydı tabii de, sen buraya nasıl girdin?" Gözlerimi gözlerinden alamıyordum sebepsizce. Küçük bir tebessüm ettiğini gördüm. Tıpkı rüyamdaki gibiydi... Acaba hala rüyada olabilir miydim?

"Saçma sapan konuşmanız bitti mi aşk böcekleri?" Feza'nın arkasından gelen sesle yerimde ufak bir sıçrayış yaşadım. Sesi tanıdık gelse de kim olduğunu görmek için başımı hafifçe kaldırdım. Bu kesinlikle rüya değildi, bu bir kabustu! Alisa'nın burada ne işi vardı? Peki yanındaki Bergüzar? O az önce ben ve Feza'ya ne demişti? Beynim olanların hiçbirine anlam veremiyordu. Ellerimle önümde durup beni izleyen Feza'yı hafifçe geri itip ayağa kalktım. Sinirle ayağa kalkmamla yere çöken Feza da kalktı.

"Neler oluyor burada?" Sesim tahmin ettiğimden daha yüksek çıkmıştı. Öfke dolu gözlerle Alisa'ya bakıyordum. Yanımdan gelen mırıltılarla Günal ve Güz'ü uyandırdığımı fark ettim. İkisinin de gözleri gördükleri karşısında fal taşı gibi açılmıştı. Onlar da hemen ayağa kalktı, tabi uyku sersemliği nedeniyle biraz yalpaladılar.

"Sonuncu kişi bulundu mu?" Günal'ın kime sorduğu belli olmayan soru bir süre havada asılı kaldı. Herkes birbirine bakıyordu.

"Kimmiş?" Güz cevabını almak için Günal'a döndü. 

"Nereden bileyim Güz, ben de onu sordum işte." dedi Günal. Uyku sersemliğiyle kurdukları bu diyaloğun ne kadar saçma olduğunun farkındalar mıydı acaba? Ama bir yerde doğruydular. Son kişi bulunmadan gelmezdi buraya. Peki son kişi kimdi?

"Eveet, işte şimdi eğlence başlıyor..." Pis pis sırıtarak bu cümleyi kuran Alisa'ya baktım.

"Sen rüyanda beni mi gördün?" Feza'nın bana yönelttiği soruyla yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Ama şu durumda duygularımı öne çıkarmanın, veya zaaflarımı göstermek yersiz olurdu. Dik dik Feza'ya bakıp göz devirdim.

"Şu durumda düşüneceğim son şey bu! Güz ve Günal haklı, Alisa son kişiyi bulmadan gelmeyecekti. Kim o son kişi?" Alisa tüm bu sessizliğe aldırış etmeden büyük bir kahkaha patlatıp ardından elini havada savurdu. Psikolojik sorunları vardı bu kızın!

"Mehircim, senin şimdi hiçbir şeyden haberin yok ben anlatacağım sana, rahatla." Onun bu kadar rahat davranması odadaki herkesi sinir ediyordu. Hemen arkasında duran Bergüzar'a baktım. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bergüzar gözlerini direkt benden kaçırdı. 

"Anlat artık Alisa, uzatma!" Sonunda sesi ciddi ve sert çıkan Günal kendine gelmişti. Alisa Günal'a göz devirdi.

"Şimdi şöyle Mehircim, arkadaş olarak tanıyıp güvendiğin Bergüzar benim iş birlikçim, yani yeni kasabana geldiğin an yanlış kişiye güvendin ve benim elimdeydin." Ne? Sinirle dolan bakışlarımı yumuşatmadan arkasında duran Bergüzar'a baktım. Neden benden gözlerini kaçırdığını şimdi anlıyordum. Nasıl bu kadar kötü olabildi? Neden yaptı bunu? Ben nasıl bunu anlamadım ve güvendim? Daha da önemlisi... Feza da biliyor muydu? Bu soruyla birlikte kalbim daha hızlı kan pompalamaya başladı. Bu düşüncenin gerçek olabileceği aklıma geldiğinde öfkem daha da arttı. Delici bakışlarımı Bergüzar'dan çekip tekrar Alisa'ya baktım.

Ay ParçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin