Gözlerimi araladığımda Rüzgar abinin yerinde olmadığın fark ettim.Endişeyle kafamı kaldırdım duvarda duran fotoğrafları inceliyordu beni görünce yanıma yaklaştı
"Günaydın abicim hadi gel aşağı inelim, kahvaltı edelim."
"Sen, in bende geleceğim."
Bana bu kadar çabuk alışması garipti gerçi çabuk alışmasaydı da kızardım.Düşüncelerimden sıyrılıp banyoya doğru ilerledim, banyoda işim bitince üzerimi değiştirmek için dolabımı açtım. Rüzgar abinin eşyaları hala yerde duruyordu valizini hafifçe kenarı çektim.Valizinin kapağı açıktı kenarı çekerken içindeki gözlerden birinde mavi bir zarf vardı.İlk başta dikkatimi pek çekmese de üzerimi giyinince merak etmeye başladım. Aşağıda olmasını fırsat bilerek zarfı elime aldım tam açacakken aniden kapı açıldı. Eyvah yakalandım!
"Gece?"
"Abi?"
"Elindeki ne?"
"Şey yere düşmüştü bende valizine koyacaktım"
"İçindeki gözlerden nasıl düşebilir abicim?"
O sırada yerin dibine girmek istedim ne diyeceğimi bilemedim ya yalan söyleyecektim ya da doğrusunu anlatacaktım.
"Ben valizini kenarı çekerken zarf dikkatimi çekti, merak edip aldım tam açacaktım ama sen geldin.Özür dilerim, merakıma engel olamadım"
"Senin şu merakın beni deli edecek iki oldu Gece onu bırak, aşağıya gel seni bekliyoruz"
Bana kızmış mıydı uyarmış mıydı bilmiyorum ama gözlerinden öfke akıyordu.Zarfı yerine bırakıp odadan çıktım.Aşağıda babamla annem gülüşüyordu Rüzgar abi ise öfkeli ve kırgındı. O zarfın içinde ne vardı? Onu bu kadar üzen öfkelendiren neydi? Belkide öfkesi banaydı.Kahvaltı boyunca neredeyse hiçbir şey yemedim onunda benden farkı yoktu. Sürekli bana imalı gözlerle bakıyordu daha fazla dayanamayacağımı hissettim.
"Anne, eline sağlık ben odama çıkıyorum"
"Tamam kızım sen çık.Biz birazdan babanla rüzgarı yeni okuluna kaydettirmeye gideceğiz"
"Rüzgar abi sizinle gelecek mi?"
"Hayır, o seninle kalsın"
"Tamam görüşürüz"
Rüzgar abide gitsin istiyordum bir süre onunla konuşmak istemiyordum.Yaptığım şey çok yanlıştı. Odama girdiğimde hala aklım zarftaydı. Ne vardı onun içinde? Kısa bir süre sonra odaya girdi onu görünce elim ayağım birbirine dolandı, utanıyordum yüzüne bakmaya ama konuşmak zorundaydık.
"Rüzgar abi"
"Ne!?"
"Biraz konuşalım mı?"
"Hayır, işim var"
Bana çok soğuk davranıyordu ama yinede pes etmeyecektim.
"Lütfen, birazcık"
"İyi tamam"
"Ben özür dilerim.Kahvaltıda bana bakışların çok garipti seni sinirlendirdim sanırım.Ama bir şey sormak istiyorum belki kızacaksın ama, o zarfın içinde ne var?"
Sinirle nefesini dışarıya bıraktı.
"Bok var Gece sana ne! Zarfı getir!"
O kadar yüksek sesle söylemişti ki gerçekten korkmuştum.Olduğum yerde kala kaldım ne zarfı getirebildim ne bir şey söyleyebildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece
Teen FictionBana o kadar derin baktı ki işte dedim bu benim ağabeyim.Belki kan bağımız yoktu ama bana öz ağabeyim gibi hissettiriyordu.Bu saatten sonra benim bir ağabeyim vardı.Onun annesi ve babası yoktu,beni ise koruyacak bir ağabeyim yoktu.Ben ona bir aile v...