Alarmın sesiyle gözlerimi araladım,güneşin odamdan içeriye sızması gözlerimin kamaşmasına neden oluyordu. Bugün havanın yağmurlu olacağını duymuştum ama hava adeta yaz gibiydi . Üzerime bir hırka geçirip aşağıya indim. Annem çoktan kahvaltı sofrasını kurmuştu. Annem beni görünce
"Günaydın gececiyim."
"Günaydın anne, bugün hava yağmurlu olmayacak mıydı?"
"Öyle olacaktı ama hava günlük güneşlik. Belki sonra yağar saat daha 9.30."
"Umarım yağar."
Sofraya oturduğumda babam daha sofraya gelmemişti. Normalde hep benden önce gelirdi. Anneme sormak için mutfağa doğru ilerlerken fısıldaştıklarını duydum. Yaptığım şeyin yanlış olduğunu bilerek beni görmeyecekleri şekilde kapıya yaklaştım.
"Eda, geceye artık söyleyelim böyle bir karar aldığımızı."
"Tamam Talha. Şimdi kahvaltı edeceğiz sen söylersin madem bu kadar ısrar ediyorsun."
"Eda olmaz ben söyleyemem. Sen daha güzel söylersin sen söyle."
"Of tamam Talha. Ben söylerim zaten sen ne zaman kızımıza bir şey söyleyeceksin merak ediyorum."
"Teşekkür ederim hayatım."
Geldiklerini duyunca hemen sandalyeye koştum. Beni görmemişlerdi babam benim yanıma, annem ise karşıma oturdu.Aslında hep ben tek kalırdım annemle babam yan yana otururdu, soran gözlerle onlara baktım. Annem
"Gececiyim biz bir karar aldık. Sen hep senden büyük bir ağabeyin ya da ablan olsun istiyordun, bizde bunu uzunuzun düşündük ve senden büyük birini evlat edinmeye karar verdik.Bugün yetimhaneye gideceğiz."
Koca bir cümle.İçinde beni ilgilendiren 7 kelime,41 harf. Hayatım sadece 7 kelime, 41 harfle nasıl değişirdi ya da değişebilir miydi?
Vereceğim cevabı bilmiyordum. Bana sormadan böyle birkarar almaları da hoş değildi. Ben küçüklüğümden beri hep bir ablam ya da ağabeyimolsun istemiştim. Ama şu an buna hazır değildim.
Kahvaltı bitine kadar ağzımı hiç açmadım.Zaten çok bir şey yememiştim. Tabağımda kilerini bitirip odama çıktım. Bu konuyu uzunuzun düşünmek istiyordum. Saat 12 gibi annem odama geldi
"Gece, hadi hazırlan yetimhaneye gideceğiz."
"Ben gelmek istemiyorum."
"Ama kızım,olmaz öyle şey hadi lütfen 10 dakikaya hazır ol. Aşağıda bekliyoruz seni."
Annem odamdan çıktığı gibi üzerime gri kazağımı, altıma da siyah bir tayt geçirdim. Saçlarımı tepeden topladım,aynada kendime bakarken gözüm yatağıma çarptı. Odam gayet genişti, bir yatak daha sığabilirdi. Muhtemelen benden büyük biriyle aynı odayı paylaşacaktım. Çünkü evde birine daha oda yapacağımız bir oda yoktu.Aşağı indiğimde babam takım elbise, annem ise kısa kırmızı bir elbise giymişti. Arabada annemle babam sürekli gülüşüyorlardı, ben ise arkada sadece onları dinliyordum. Yol boyunca sesimi çıkarmadım. Yetimhaneye varınca bir sürü çocuk bahçede koşturuyordu. Babam eğilerek "heyecanlı mısın?" diye sordu, ona bakarak başımı 'evet' dercesine salladım. Yetimhaneye yaklaştıkça daha fazla heyecanlanmaya başladım. Belki şu an burada olan biri bir,iki hafta sonra benim ağabeyim olacaktı. Yurt binasının içine girdiğimde heyecanım kat kat arttı. Yetimhane müdüre si babamı görünce tokalaştı.
"Talha Bey hoş geldiniz, buyurun odama geçin."
"Hoş bulduk Şevval hanım."
"Buyurun, buradan."
Hepimiz Şevval Hanımı takip ederken binaya biraz göz gezdirdim. Bakımlı bir binaydı duvarları turkuazımsı bir renkti. Odaya geldiğimizde Şevval hanım bir bayana bir şeyler söyledikten sonra bizimle beraber odaya girdi. Koltuklar siyah deriydi ve bence aşırı rahatsız ediciydi.Şevval hanım
"Sizinle daha önceden görüşmüştük,Rüzgar da görüşmüştü. Sanırım kızınızla tanıştırmak için ve Rüzgarın kayıtlarını üstünüze almak içi geldiniz."
Babamla annem daha önce gelmişler ve benim haberim yok.Annemle babama imalı gözlerle bakarken kapı tıkladı. Şevval Hanım "gir" deyince içeriye 17 yaşlarında kumral, yakışıklı biri girdi.Tahmin ettiğim gibi bu oydu. Babama gülümseyerek baktı
"Demek beni buradan kurtarmak için geldiniz. Biran önce gidelim."
"Rüzgar, bu gece. Senin kardeşin."dedi babam.
Bakışlarını bana çevirdi ve baştan aşağıya süzdü beni. Ben hafif bir gülümsemeyle karşılık verdim o ise
"Merhaba ufaklık artık bende sizin ailenizdenim." dedi.
Rüzgar ağabeyi sevmiştim yada şimdilik öyle geliyordu.
Annem ve babam bir sürü belge imzaladıktan sonra artık arabadaydık. Biz rüzgar ağabeyle arka koltuğa oturuyorduk. Bir süre onu inceledim. Elaya yakın gözleri ve tam karar veremediğim ama kıvırcık olduğunu düşündüğüm saçları onu gayette yakışıklı yapıyordu.
Evevarınca annem onu benim odama çıkardı. Gerçi artık tam olarak benim odamdeğildi, ikimizin odasıydı. Rüzgar ağabeyinin yatabileceği bir yatak kıyafetlerini yerleştireceği bir dolap henüz yoktu. Onun için bir oda takımı almamız şarttı.
"Talha amca ve eda teyzeyi bir,iki haftadan beri tanıyorum. Beni evlat edinmek için sürekli geliyorlardı, senden çok bahsetmediler.Bir kardeşim olacağını biliyordum ama yaşını ya da adını sorma gereği duymamıştım."
"O zaman tanışalım. Ben Gece, 15 yaşındayım."
"Ben Rüzgar, 17 yaşındayım."
İkimizde ellerimizi sıktıktan sonra odayı incelemeye başladı. Odamın minik bir kısmına sevdiğim ünlülerin ve fenomenlerin fotoğraflarını asmıştım. Rüzgar ağabey dikkatlice orayı inceliyordu. Sanki teker teker isimlerini sayıyormuş gibi duruyordu.
"Tanıyor musun hepsini?" diye sorduğumda beni duymamıştı. Ona bir kez daha sorumu sormak yerine
"Rüzgar ağabey?" dedim. Arkasını dönerek bana
"Efendim ağabeycim." dedi.
Ağabeycim. Biri bana ilk defa böyle hitap etmişti. Bana bu kadar kısa sürede ağabeycim demesi beni gerçekten mutlu etmişti.
"Gece?"
Bana dediğini fark edince düşüncelerimden arınarak ona doğru baktım.
"Duvarımdaki kişileri tanıyor musun?"
"Çoğunu."
Biz konuşurken annem içeriye girdi, elinde çay ve kek vardı.
"Çocuklar kek yaptım. Size de getirdim.Yeyince Rüzgara oda bakmaya gideceğiz."
"Tamam Eda teyze. Bitirince haber veririz" annem odadan çıkınca yanıma yaklaşıp
"Eda teyzeye bir şey söyle, ben bugün oda bakmaya gidemem. Dışarıda işim var."
"Ben niye söyleyeyim.Git kendin söyle."
"Kızım ben utanırım, olmaz. Hem bak yeni geldim eve daha hemen tartışmayalım."
"Yoksa senin sevgilin mi var?"
"Yok be kızım, bana kim bakar. Yani bakıyorlar da ben çoğuna bakmıyorum."
Ufak bir kahkaha attıktan sonra bana yalvaran gözlerle baktı. Ben ise sadece gözlerimi devirdim.
"Ben söyleyemem sonra seni kıskandıkları mı düşünürler. Hem az önce ağabeycim diyordun şimdi kızım diyorsun."
"Ne yani bir omu dikkatini çekti. Tamam o zaman şöyle yapalım ağabeycim, Eda teyzeye oda bakamaya gitmek istemediğimi söyler misin? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece
Novela JuvenilBana o kadar derin baktı ki işte dedim bu benim ağabeyim.Belki kan bağımız yoktu ama bana öz ağabeyim gibi hissettiriyordu.Bu saatten sonra benim bir ağabeyim vardı.Onun annesi ve babası yoktu,beni ise koruyacak bir ağabeyim yoktu.Ben ona bir aile v...