Anneme bunu kolay kolay söylemeyecektim elbette, ama benimde bugün hiçbir yere gidesim yoktu.
Rüzgar ağabeyle aşağıya indiğimde annem dergilere bakıyordu bizi fark edince
"Çocuklar keklerinizi yediyseniz çıkalım" dedi.
Ben o sırada bahanelerimi düşünürken Rüzgar ağabey benim koluma hafifçe vurunca artık bir şey söylemem gerektiğini anladım.
"Anne ben gitmek istemiyorum yarın gideriz hem Rüzgar ağabey yeni geldi biraz etrafı dolaşsın"
"Ama Rüzgar nerede yatacak?"
İkinizde bunu düşünmemiştik. Ben daha 1 günlük tanıdığım kişiyle yatağımı paylaşamazdım.
"Eda teyze, ben koltukların birinde uyurum."
"Peki öyle olsun. Gece kızım sende Rüzgarla git etrafı tanıt ona."
Tam annemi onaylayacaktımki
"Eda teyze ben tek başıma gezebilirim. Daha iyi olur."
"Olmaz öyle şey Rüzgar, Gecede gelsin."
"Peki Eda teyze" dedi.
Ne kadar istemesem de onunla gidecektim. Ben açıkçası mutluydum sonuçta onu daha iyi tanıyabilirdim ve nereye gideceğini öğrenebilirdim. Tabi ben yanında olunca gideceği yere giderse.
Yukarıya çıkınca yerde duran valizinden bir şeyler çıkarmaya başladı. Dar bir siyah pantolon, kemer ve yeşil uzun kollu bir tişört çıkardı. Giyineceğini anlayınca odandan dışarı çıktım. Yaklaşık üç,dört dk sonra yanıma geldi. Oldukça yakışıklı görünüyordu, tişörtünü pantolonunun içine sokmuştu ki kemeri gözüksün bu tarz ona farklı bir hava veriyordu.Aşağıya doğru yöneldiğimde arkamdan gelmediğini fark ettim, odaya girmişti yeniden. Çıktığında elinde benim hırkam ve siyah bir hırka vardı, bana doğru uzatarak
"Hava serin al şunu giy, bide başımıza hasta olma."
Hırkayı bana uzatınca alıp üzerime geçirdim.Elindeki siyah hırkayı giydiğinde başıyla aşağıyı işret etti
"Biliyor musun, benim aslında adım efeymiş"
"Nasıl yani?"
"Annem ben doğduğumda 3 4 sene sonra ölmüş. Babam, baba demek bile istemiyorum gerçi o sapığa. Beni yetimhaneye bıraktığında battaniyemin üzerinde bir not varmış. Adı efe yazıyormuş. Ama yetimhanede kaldığım odada Tuğçe abla vardı, o bana Rüzgar ismini vermiş o zamandan beri bana rüzgar diyiyorlar."
"Peki, yeni kimliğinde ne yazıcak?"
"Rüzgar yazsın istiyorum.Aslında o sapığın verdiği adı taşımak istemiyorum."
Bunları konuşurken nereye gittiğimiz konusunda bir fikrim yoktu.Tam soracağım sırada arkadan biri "Rüzgar" diye seslenince ikimizde arkamıza döndük.
"Ooo, Rüzgar bey"
"Barış sen yinemi kaçtın? Bak, bu kız kardeşim.Hani sana anlatmıştım ya"
"Bunun küçük olduğuna emin misin?"
"Ne bekliyorsun acaba? Kapa çeneni!"
"Tamam be sustum."Rüzgar ağabeye gözlerini devirdikten sonra bakışlarını bana çevirdi. "Bu arada ben Barış. Sen?
Bana uzatmış olduğu elini sıkarak
"Gece."
"Tanıştığıma memnun oldum."
"Bende."
Ona hafifçe gülümsedim, ama o gülümsemekle kalmayıp bana sarıldı.Daha ilk tanışmadan fazla samimiydi ama rüzgar ağabeyini tanıması beni rahatlatıyordu.
"Barış yalakalık yapmada benden sonra Furkan ne yaptı onu anlat"
"O gereksiz senden sonra yetimhane müdürü sanmaya başladı kendini"
"Beyinsiz" söylediği sözden sonra bakışlarını bana çevirdi, mahcup bir şekilde bana bakarak
"Pardon gece"dedi.
"Sorun değil, rahat rahat konuşabilirsiniz. Ben buralardayım"
"Yok yanımızda dur. Bir yere ayrılma"
"Neden ki?"
"Çünkü öyle istiyorum güzelim."
Tabi bende onun isteklerine göre hareket edecektim.O emirler yağdıracak ben uyacaktım. Peh! Evde beni yanında istemiyordu simdi ise yanımızdan gitme diyordu.Kesinlikle benim gibi ikizler burcu,ne istediğine karar veremiyor.
"Bir şey mi dedin?"
"Y-yok hayır."
İşte şimdi büyük rezil olmuştum. Söylediklerimi dışımdan söylemiştim galiba.Bir anda sıcak basınca kızardığımı anladım, utandığım da hep böyle oluyordu. Hırkamı çıkartırken yarım kalan konuşmalarına devam ettiler.
"Sen gittiğin anda odalarında müzik açıp oynadılar, salaklar"
"Of Şevval Hanımın hatırı olmasa ağzını, burnunu kıracağım bunların. Senin iş ne oldu?"
"Benimde üç,dört günüm kaldı sonra gelsin havuzlu villa."
"Benim şimdi gitmem gerek, etrafı dolaşıyoruz Gece ile."
"Tamam, yine konuşuruz"
Beraber yeniden yürümeye başladığımızda Barış'ın kim olduğunu gerçekten merak ediyordum. Rüzgar ağabeye tam soracağım sırada benden önce davranıp konuşmaya başladı.
"Barış benimle aynı gün yetimhaneye bırakılmış. Bebekliğimden beri arkadaşız, onuda bir aile evlat edinecek. Şu Furkan'a gelirsek benden 1 yaş büyük, seneye yetimhaneden defolup gidecek.İkimizde birbirimizi hiç sevmeyiz küçükken çok kez kavga ettik."
O sırada aklıma ne zaman doğduğunu sormak geldi. Sonuçta oda artık bizim ailedendi, onun doğum gününü kaçırmak istemezdim.
"Şey senin doğum günün ne zaman?"
"Kızım şimdi sırası mı.Ama neyse sordun söyleyeyim 19 Haziran."
"Ne!"
Ağzımdan ufak bir çığlık çıktı.
"19 haziran işte, neden bu kadar şaşırdın?"
"Şey, benimde aynı."
"Ne güzel işte,ikimizinde aynı anda kutlayacaklar."
İkimizde kıkırdadık ama benim asıl şaşırdığım şey annemin bunu bana söylememesiydi.Genelde doğum günlerine önem veren biriydi. Muhtemelen unutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece
Novela JuvenilBana o kadar derin baktı ki işte dedim bu benim ağabeyim.Belki kan bağımız yoktu ama bana öz ağabeyim gibi hissettiriyordu.Bu saatten sonra benim bir ağabeyim vardı.Onun annesi ve babası yoktu,beni ise koruyacak bir ağabeyim yoktu.Ben ona bir aile v...