8.BÖLÜM

114 11 10
                                    

Okul çıkışında denizi almaya gittik Deniz i merak ediyordum onu görünce koşarak sarıldım.Üzgün görünmüyordu ama yorgundu.Eren'in evine doğru ilerledik Eren'in eviyle bizim evin asında 2 sokak vardı. Tam erenin eve girecekken Deniz

"Ben sizin eve uğrayacağım. Eda teyze bana bir şey verecekmiş" dedi

Ne vereceğini merak etsem de çok sorgulamadan onayladım.Eren'in evi bizim eve oranla daha geniş ve büyüktü. Salonun ortasında büyük cam bir sehpa vardı üzerinde bizimle ve ailesiyle olan fotoğraflarla doluydu. Kocaman siyah koltuğa kendimi bıraktım çok rahattı.Deniz gelene kadar üçünün maç muhabbetini dinlemek zorunda kaldım.Deniz kapıyı çalınca kapıya koştum açtığımda elinde bir poşet vardı.

"Gece,mutfağa geç"

"O ne?"

"Yürü!" Arkamdan ittirerek beni mutfağa soktu.

"Ya tamam ama şu elindeki ne?"

"Telefon"

"Oha, kimin?"

"Rüzgara eda teyze almış bizim vermemizi istedi." Elinden poşeti almaya çalıştım.

"Boşuna uğraşma Eren verecekmiş akşam telefonda resmen ağladı ben vereceğim diye."

"Bu telefon konusundan benim niye haberim yok?"

"Yumurtladığın için neyse, sen Ereni çağır."

Deniz'e gözlerimi devirdikten sonra erenin yanına gittim.Kaş göz yapmama rağmen anlamamıştı. Ben tepesinde ona mutfağı göstermeye çalışıyordum ama o karşımda resmen çarpılıyordu.

"Ay, Eren mal mısın? Mutfağa gel biraz"

"Nereden anlıyım karşımda çarpılıyorsun resmen" büyük bir kahkaha patlattı.

"Kendinle karıştırma beni.Yürü!"

Onu kaldırıp mutfağa sürükledim eren anlamış olaca ki poşeti alıp içeriye ilerledi.Bizde Denizle Eren'in arkasından ilerledik.

"Rüzgar,aşkım sana hediye aldım"

"Aşkım? Eren iyi misin?"

"Aşkım sen beni Demirle mi aldatıyorsun? Aa hiç olmadı neyse al sen hediyeni."

Rüzgar abi telefonu alırken Eren de kalçasıyla Demir'i itmekle meşguldü.Eren biraz daha devam ederse ya Rüzgar abini yada Demir'in yumruğunu yüzüne yiyecekti.Hiç biri olmazsa Doruk gülmekten ölecekti.

"Bu telefon benim mi?"

"Evet aşkım, ben aldım nasıl hadi gel fotoğraf çekilelim"

"Eren mal mısın olum, daha kullanamadan yüzünde paralarım bu telefonu rahat dur."

"Ne sen bana bağırdın Doruk gel buraya bebeğim."

Eren Doruğa doğru yürürken birden durdu.

"Allah beyin dağıtırken bu çocuk neredeydi?Ben hepinizden ayrılıyorum"

Demir Eren'e ters ters bakınca eren koltuğa oturarak onlara şirince gülümsedi.Doruk biraz daha gülerse Eren Doruğ'u duvarla bütün hale getirecekti.

"Doruk, yeter böbreklerini görüyorum ağzından"

"Biraz daha gülersem o yüzden susuyorum" dedi zar zor

Doruk sonunda sustu hepimiz rüzgar abiye odaklandık, telefonu inceliyordu.Ona baktığımızı fark edince kafasını kaldırdı.

"Çok teşekkür ederim"

Yanına giderek sarıldım telefonu masanın üstüne bırakarak oda bana sarıldı,

Yaklaşık iki,üç saat sonra eve geldik.

"Gerçekten telefonu Eren mi aldı?"

"Hayır, annem almış ama bizim vermemizi istemiş erende denizi arayıp ben verecem diye mızmızlanınca Eren verdi.

"Bide o çocuk ne saçmalıyordu, aşkım falan hani düşündüğüm değil dimi?"

"Oha!Öyle değil şaka olsun diye dedi.Bide ortam son zamanda biraz gergin ya güldürmek istemiştir"

"Öyle olsun"

"Öyle zaten"

Oturduğu koltuktan kalkarak odamıza doğru ilerledi.İkimizde yorgunduk koltuğa daha fazla yayılarak gözlerimi kapadım.

"Gece, kızım hadi odana koltukta uyumuşsun"

"Baba saat kaç?"

"21.30"

Akşama kadar burada nasıl uyumuşum ben her yerim ağrıyordu odama doğru ilerledim.Zafere az kalmıştı 2 adım sonra yatağıma ulaşıcam bir...  iki... hayır hayır lütfen şaka olsun.Rüzgar abi benim yatağımda uyuyordu.

"Rüzgar abi kalk bende uyuyacağım"

"Hı?Tamam, dur kalkıyorum"

"Kalmıyorsun yeniden uyuyorsun hadi ama"

"Bugün sen yerde yat ne olur"

"Kalkar mısın?"

Gözlerini hafifçe araladı resmen yataktan kendini yere yuvarladı.

Eğer uykum olmasaydı biraz uğraşırdım ama şuan ölse bile umursamam.Yatağa kendimi bırakarak uykuya daldım.

                                                                                    ***

"Ulan boş yapma sabah sabah kimsin!?"

Rüzgar abinin bağırışı tüm odayı inletirken uyanmak zorunda kaldım.

"Sıkıyorsa takıl lan peşime"

Benim uyandığımı görünce kapıya doğru ilerledi.Kapıdan çıkmasının pek bir faydası olmadı sesi hala yanımdaymış gibi geliyordu çünkü bağırıyordu.

"Bok bulursun beni.Daha kim olduğunu söylemeye götün yok senin peşini bırakmıcam diyiyorsun."

Çok sinirliydi telefondaki kim olduğunu ben bile merak etmiştim.Kapıyı aralayıp olduğu yere ilerledim tam ben girmiyim  diye odanın kapısını kapatacaktı ki olduğu yerde kala kaldı.

"Sen nasıl çıktın hapisten?"

Gözlerindeki duygu sürekli değişiyordu hem korkuyor hemde sinirli gibi duruyordu,gözlerime odaklanmış bana bakıyordu.Uzun bir süre bana baktı ardından telefondaki kişiye

"Eğer karşıma çıkarsanız sizi doğduğunuza pişman ederim" deyip telefonu kapattı.Ona doğru ilerledim hala gözlerime bakıyordu ben kimle konuştuğunu sormadan o söze başladı.

"Kenan Karahan, babam olacak pislik ve Poyraz Karahan, annemi öldürmek için ilaçlarını almayan şerefsiz abim."

"Baban hapiste değimliydi?"

"Poyraz uzun süredir uğraşıyordu çıkarmak için sonunda başarmış"

"Seni neden aradı?"

"Beni yanına almak istiyormuş."

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin