"Hemen odama geliyorsunuz."dedi Alexandre.
Lisa başını arkasına çevirip Erıc'e baktı.Erıc bir elini az önce Lisa'nın kollarıyla bastırdığı yere götürmüş gözlerini kapamıştı.Müdüre'nin dediğinden sonra Lisa'ya bakıp sessizce "Yapacak bir şey yok yürü." dedi ve beraber müdürenin arkasından gitmeye başladılar.O sırada koridora çıkan birkaç erkek Lisa'nın taklidini yapıp yanındaki arkadaşını koluyla sertçe duvara itip onun gibi konuşmaya başladı.Diğerleri buna gülerken Lisa tekrar sinirlenmeye başlamıştı.Onlara öfkeli bir bakış attıktan sonra önüne döndü hala sinirliydi.Elini birinin tutmasıyla bakışlarını elini tutan kişiye çevirdi.Erıc...Anlamsız bir bakış attıktan sonra elini çekmeye çalıştı.Ama Erıc'in bırakmaya niyeti yoktu.Hafif bir hırıltı çıkardı.Bu sesin nasıl kendinden çıktığına emin olamamıştı.
"Şşşt sakin ol biraz bebeğim,rahatla en ufak bir şeyde sinirlenme lütfen."dedi.Erıc.
Sesinde insanı rahatlatan bir ses tonu vardı.Ona cevap vermek için ağzını açtığında Alexandre'ın "İçeri girin"emriyle her ikisi de başlarını ona doğru çevirip içeri girmek için odaya yönlendiler.Odaya girdikleri esnada Alexandre ani bir hareketle Erıc'i yakalayıp tırnaklarını boynuna geçirdi.Lisa ne yapacağını bilemiyordu.Erıc ise bu hareketi beklemediği bir anda yakalandığı için pişman gözüküyordu.O sırada bir koku aldı Lisa.Keskin ve çok hoş bir koku geldi ona.Ciğerlerini o kokuyla doldururken bir yandan da kokunun nereden geldiğini anlamaya çalıştı.Gözlerini sımsıkı kapadı ve açtı.Bütün vücuduyla Erıc'e doğru yönelmişti.Erıc'in yanında da Alexandre duruyordu.Artık Erıc'i bırakmıştı.Erıc bir eliyle boynunu kapamaya çalışıyordu.Ama Alexandre ona engel oldu ve:
"Sakın kapama."diye kesin bir dille emir verdi.
Erıc ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.Lisa o an Erıc'in boynundan akan sıvıyı gördü.Bu "KAN"dı.O an o kanı emmek istedi.Neden böyle bir isteğe kapıldığını anlam verememişti.Ama uyandığından beri ilk defa bu görüntünün karşısında acıktığını hissetmişti içinden acaba tadı kokusu gibi hoş mudur diye geçirdi ve Alexandre'nın sesiyle irkildi,bakışlarını ona doğru çevirdi.
"Onu istiyorsun değil mi tatlım kanını,neden duruyorsun yoksa korkuyor musun?"dedi Alexandre.
Lisa bakışlarını tekrar Erıc'e yöneltti.Canı yanmıyor gibiydi oldukça rahattı.Lisa ona bakınca gözlerini kapatıp hafifçe başını salladı.Lisa Erıc'in bu hareketinden kanını emmesine izin verdiğini anlamıştı.Yavaşca ona doğru yaklaştı.Yaklaştıkça kokuyu daha rahat alabiliyor içinde hissetmek istiyordu.Erıc'in yanına geldiğinde Erıc gibi dizinin üstüne çömeldi.Erıc'in yüzüne baktı aynı seviyedelerdi.Bakışlarını hemen ondan kaçırıp vakit kaybetmeden boynundan akan kanı emmeye başladı.Hafif bir inilti çıkarsa da bu kanın tadı hoşuna gitmiş ve daha fazla istediğini fark etmişti.Gözlerini sımsıkı kapayıp tekrar açtı.O an Erıc'in titrediğini hissetti,kendini geri çekti.
"Erıc iyi misin?"dedi Lisa bir elini Erıc'in omzuna koyup.
Erıc derin bir nefes aldıktan sonra cevap verdi.
"Birazdan kendimi toparlarım."dedi.
Başlarında dikilen Alexandre'ın alkışıyla bakışlarını ona çevirdiler.İkisi de bu olaya anlam verememişti.Ama Alexandre'ın kahkaha atıp onlar gibi yanlarına eğildiğinde kurduğu tek cümle:
"Bundan sonra birbirinize bağlısınız."demek oldu.
İkisi de şok içinde bakışlarını birbirlerine çevirdiler.Lisa bu karmaşıklığa nasıl alışacağını düşünürken Erıc ilk defa böyle bir şey duymuş ve hakkında hiçbir şey bilmediği bu bağlanma olayının nasıl bir şey olduğunu merak etmeye başlamıştı.Alexandre koltuğuna geçip oturduktan sonra onlara da karşısına geçmelerini söyledi.Lisa ve Erıc birbirinden destek alarak çömeldikleri yerden kalktılar.Alexandre'nın tam karşısında durdular.Ondan mantıklı bir cevap duymak istiyorlardı.
"Az önce erkekler katında olan rezilliği göz ardı ediyorum, öncelikle Lisa şunu iyi bil sen onlar gibi değilsin asla olamayacaksın da o yüzden geçmişini hatırlamıyorsun.Bağlanma olayına gelince bundan sonra Erıc senin kansızlığını yani açlığını gidericek şunu da unutmayın ki birinizden biri acı çektiğinde diğeriniz bunu hissedicek.Ve başka birisinin kanını sakın içmeye kalkma Lisa yoksa Erıc'in canı çok yanabilir."dedi Alexandre ve onlara dışarı çıkabilirsiniz der gibi ellerini salladı.Odadan çıktıkları andan itibaren birbirlerine tek bir kelime etmemişlerdi. Erkeklerin katına yaklaştıklarında ikisi de aynı anda birbirlerine dönüp:
"Sonra görüşürüz."dediler ve güldüler.
"Daha önce biriyle bağlandın mı?"diye sordu Lisa Erıc'e.
"Hayır ve bu bağlanma olayını ilk defa duydum."
"Canını acıttım mı?"
"Biraz, ama görünen o ki buna alışmam lazım."
"Sen nasıl ihtiyacını gideriyorsun."
"Doktor Stephan'ın getirdiği kan torbalarıyla.""Doktor Stephan kan mı getiriyor size."
"Evet ama hayvan kanı."
"Pekala anladım."
Odasına gitmek için diğer katın merdivenlerinin kenarından tutundu Lisa fakat Erıc onu tekrar kendine çevirdi.Birbirlerine o sığınakta oldukları gibi çok yakınlardı.Erıc yavaşca kulağına yaklaştı.
"Karnın aç mı?"
"Aslında evet yani biraz."dedi Lisa sessizce.
"O zaman gece yarısı bahçeye seni bulduğum yere gel."dedi Erıc.
"Ne yapacağız."
"Senin karnını doyuracağız." gülüp geri çekildi ve Lisa'yı bıraktı.Sırıtarak odasına gidiyordu Erıc bir yandan da bağlanma olayını araştırmayı düşünüyordu.Lisa ise odasına giderken gece yarısının bir an önce gelmesi için zamanın hemen geçmesini beklemeye başladı.
Vee ben yine gece yazıyorum.Bu sefer önceki gibi yorulmadım saat 01:13 şu saatlerde çok daha iyi yazıyorum ben galibaa neyse lafı fazla uzatmayayım,Yorumları alalım sizce neler olucak??? :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAMGA
FantasyAğladığının farkındaydı.Kimse sesini duymasın diye üzerindeki bez parçasının altına saklandı.Ta ki bez parçasını üstünden sertçe birinin çekmesiyle sustu.Korkması gerekiyordu,ama korkmuyordu aksine içinde adını bile koyamadığı bir gücü hissediyordu...