Gün ışığı...
Saçma sapan bir beden eğitimi dersindeydik ve benim canım şimdiden sıkılmıştı. Okulun bahçesinde Yakut ile birlikte gölgelik bir yerde takılırken Yakut koluma vurup.
"Çıktığım var mı?"
Kolumu ovalayıp ona döndüğümde bir süre onu izleyip.
"Hey, bu acıttı."
Bu defa sırtıma vurup sıvazladığın da gülerek.
"Sen iyi dayak kaldırırsın."
Göz devirdim ve ardından arkama yaslanıp deniz manzarasını izlemeye başlamıştım. Kafamı kurcalayan bir sürü şey vardı ve bunlara cevap bulmam gerekiyordu.
"Cevap versene."
"Ne var Yakut?"
"Çıktığın var mı?"
Ofladım ve kolumu ondan almaya çalıştığım da daha sıkı tutup beni sarstı. Kaçmak için bir şansım yoktu ve onunda pes etmeye niyeti yoktu...
Benim adım Hatice. Harika ötesi, tapılası, zengin kankamın en iyi arkadaşıyım. Biz ne istersek alırız ve bunu kimse değiştiremez... Yani kankam ne isterse onu alırız.
Benim adım İrem. Bu okulda ki en harika, tapılası ve en zengin ötesi insan benim. Ben ne dersem o olur ve ben ne istersem onu alırım... Birde Fatma var, yanımda köpek gibi dolaşıp benim ayak işlerimi yapan sıradan, alt sınıftan birisi.
"İrem bak, Yakut senin hoşlandığın çocuğun yanında oturuyor."
Koluma dokunan Hatice'ye sert bir şekilde baktığım da elini yavaşça çekmişti. Onu belkide bin defa uyarmıştım ama bana dokunmaya devam ediyordu... Aptal işte ne olacak.
"Görebiliyorum, şimdi ben onlara günlerini gösteririm."
Kollarımı kavuşturup Yakut orospusunun yanına gidip erkeğini ondan alacaktım. Sen kimsin ki benim bitter çikolatamı benden almaya çalışıyorsun, sürtük!
"Merhaba, İrem."
Bir anda karşımıza çıkan Safir orospusunu gördüğümde adımı vurgulayarak söyleyiş dikkatimi çekmişti. Onu pek sevmiyordum ve sürekli işlerime burnunu sokuyordu... Kendimi iyilik meleği sanan bir aptalı ne de olsa.
"Önümüzden çekil Safir, işimiz var."
Safir Hatice'ye döndüğünde başıyla onaylayıp küçümser bir edayla bana dönmüştü. Resmen kafasının içinden geçenleri anlayabiliyordum, benim ve erkeğinin arasına girmek istiyordu fakat o benimdi... Benim!
"Ne işiymiş bu? Yardım edebileceğim bir şey mi?"
Ona doğru ilerlediğim de kulağına yaklaşıp.
"Yoluma çıkarsan senide ezip geçerim..."
Gülümsediğim de başımı bitter çikolatama çevirmiştim ama yoktu. Aman tanrım Safir orospusu tarafından kandırılmıştım... O beni oyalarken arkadaşı bitter çikolatamı uzaklara götürmüştü.
"Kimin kimi ezeceğini bekle ve gör! Bekle ve gör!"
Omuzumu sıvazlayıp yanımdan ayrıldığın da Hatice ile bakışmıştık. O mavi saçlı fahişeyi fazla hafife almıştım. Zeki çıkmıştı fakat ben onun yaşının rakamlarının toplamın dan uzun süredir bu işin içindeydim ve istediğimi her zaman alırdım... O şırfıntıya dünyanın kaç bucak olduğunu göstereceğim.
Dün ilk defa yıllar sonra çocukluk arkadaşım ile konuşmuştum ve işleri berbat etmemek için kısa kesmeye çalışmıştım. Onu ve bedenini düşünerek yaptığım şeyler aklımdan çıkmıyordu... Dolunay sen bu değilsin kendine gel.
"Kanka basketbol oynayalım mı?"
"Ama as-"
Safir kolumdan çekiştirerek beni potanın yanına götürürken astım ilacı kullandığımı ona anlatmaya çalışıyordum. Beni çekiştirerek potanın altına götürdüğün de Güneş de oradaydı. Sadece selam verdim ve kenara çekildim. Biz eski arkadaştık o kadar samimi olmak zorunda değildik, değil mi...
Kendime beğenmiş o iki
orospunun kişilikler benim
kendi hayatımda ki iki orospudan esinlenerek yaratılmıştır.İsimleri dahi değiştirmeye tenezzül etmemiş bulunmaktayım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alerji
Short StoryBir kitap okumadan önce içinde size göre olmayan şeyleri bilmeniz gerek... - Homofobik iseniz size göre değil. -Transfobik iseniz size göre değil. - Irkçı iseniz size göre değil. - Hayvanlara zülüm hoşunuza gidiyorsa size göre değil. - Fantastik ke...