Bol taşlı avize ışığı...
Polis ablamı arayıp Güneş'i vuran adamı yakalaması için ihbarda bulunmuştum. Güneş' in evinin önünde ki benim yaşlarımda ki kızı gördüğümde Güneş'i vuran kişinin o olduğunu anında anlamıştım. Dünya tersine falan mı döndü bana mı öyle geliyor?
"Bacım iyi misin?"
Bir anda silahı bana doğrulttuğun da ellerimi havaya kaldırıp gözlerimi sonuna kadar açtım. Bir kaçık ile karşı karşıyaydım.
"Yoksa beni seninle mi aldatıyor?"
"Şey, ben lezbiyen'im."
Gözlerimi sonuna kadar açıp yeni dedikodumu bulmuştum... Kaşlarını çattığım da silahı o lanet olası lezoya doğrultup.
"O zaman ölmeli-"
Başıma sertçe çarpan cisim ile birlikte tüm bedenim kapanmış gibi hissetmiştim. Gözlerim kararırken o lezonun bana doğru koştuğunu bulanık bir şekilde görüp gözlerim tamamen kapanmıştı...
"Aman Allah'ım onu öldürdüm..."
Elimde ki beyzbol sopasıyla onun kafasını patlatıp pekmezini akıtmıştım.
"Sen iyi misin?"
Yerde ölü gibi ya da ölü bir şekilde yatıyordu... Beyzbol sopası elimden düştüğünde Yakut yanıma gelip bana sıkıca sarılmıştı.
"Tamam sorun yok."
"Onu öldürdüm."
"Sakin ol, Nefsi Müdafaa..."
"Öyle değil mi..."
[Birkaç hafta sonra]
Aradan uzun zaman geçmişti ve İrem hastahaneden çıkana kadar Safir yanında kalmıştı. İrem hafizasını kaybetmişti ve buna biraz olsun sevinmiştim çünkü benim yakamı bırakmıştı. Eğer bir erkek olsa onu döverek kibarca uyarırdım ama kız oluşu buna engelliyordu.
"Hatırlıyor musun?"
"Neyi hatırlıyor muyum?"
Dolunay ile birlikte tek başımıza sahile gitmiştik ve not hakkında konuşmak istiyordum. Üzerinden haftalar geçmişti ama o kağıt hala yanımdaydı ve onu asla kaybetmeyecektim... Küçük not kağıdını cüzdanımdan çıkartıp ona verdiğimde boynum bükük bir şekilde.
"Bazen yaptığın şeyin yalnış olduğunu bile bile onu yaparsın ve o hem mükemmel hem de berbat hissettirir. Şuan ne hissettiğimi bilmiyorum ve özür dilemem gerekip gerekmediği konusunda kararsızım. Gerçekten bir aptal gibi hissediyorum..."
Güldü ve ardından başını diğer tarafa çevirip tekrar bana döndüğünde.
"Alerjik bir aptal."
Gülümsedim ve ardından derin bir nefes alıp.
"Bu içimde yaşadığım şeyler tam olarak ne bilmiyorum ama senin yanındayken hayat daha yaşanılabilir gibi hissediyorum. Ve seninle tanıştığımdan beri başım neredeyse hiç belaya girmedi..."
Gözlerimi yerden alıp onun gözlerine odakladığım da ellerini içimde ki tüm cesaretimi toplayarak ellerime aldım.
"Seni seviyorum."
Şok olmuştu. Bir şey demediği için yaptığım şeyden dolayı kendimi kelimenin tam anlamıyla aptal gibi hissediyordim... Yüzünün mos mor olduğunu fark ettiğimde ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Bir teknenin arkasından Dolunay'ın çıkma teklifi edeceğine dair iddiayı gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini kontrol etmek için sabırsızlıkla bekliyordum. İkisi hala boş boş bakışırlarken ümidimi kaybetmiştim...
Baraka'nın arkasından ikisini izlerken ne olduğunu kestirmeye çalışmıştım.
"Lanet olsun, o az önce astım ilacı mı kullandı? Böyle bir anda neden böyle bir saçmalık yapıyorsun be oğlum?"
Final mi geliyor yoksa?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alerji
Short StoryBir kitap okumadan önce içinde size göre olmayan şeyleri bilmeniz gerek... - Homofobik iseniz size göre değil. -Transfobik iseniz size göre değil. - Irkçı iseniz size göre değil. - Hayvanlara zülüm hoşunuza gidiyorsa size göre değil. - Fantastik ke...