Kavurucu sıcak hava...
Safir'in amacını anlamıştım fakat gittiği yol bana göre değildi. Çocuk basketbol oynuyordu fakat ben astım ilacıma tapıyordum. Safir'in ilgisinin dağıldığı bir an yanlarından ayrılıp gölgelik bir alana gitmiştim. Resim yapmayı seviyordum ve beden derslerinde bir kere bile bedenlik giymeyen kişi bendim. Hoca ile anlaşamıyorduk ve bu gidişle hiçbir zaman anlaşamayacaktık.
"Küçükken resim çizmeyi çok severdin."
Anlık bir afallamayla irkildiğimde yanım da olan Güneş'i görüp geri çekilmiştim. Nereden gelmişti en ufak fikrim dahi yoktu fakat sessiz olduğu kesindi.
"Şey, hala seviyorum."
Gülerek başıyla onayladığın da arkasına yaslanıp.
"Görebiliyorum, izninle..."
Çizim defterimi istediğinde tereddüt ederek ona vermiştim. Aradan yıllar geçmişti fakat bana oldukça samimi davranıyordu. Sanki şuan o sahilde birbirine sarılan çocuklar mışız gibi davranıyordu... Belki de on yıldan fazla zaman geçmişti ama yinede bana samimi davranıyordu.
"Çizimlerin gerçekten güzelmiş."
"Ha?"
Aklım ona takılmıştı, ne dediğini duymamıştım bile...
"Çizimlerin diyorum gerçekten güzeller."
Gülümsedim ve ardından başımla onaylayıp yavaşça masanın üzerine başımı koydum. Hava sıcaktı ve kendimi kötü hissediyordum... Ağzımda ki maskeden bahsetmiyorum bile.
"Koreli çocuğun onunla konuştuğuna inanmıyorum."
"Arap diyorlar ama Afrikalı da olabilirmiş. Düşünsene aslanlar, goriller falan..."
Güneş ayağı kalkacağı esnada onu bileğinden yakalayıp yavaşça doğrulmuştum. Bir süre bakıştığımız da öksürerek.
"Sak-"
Elimi anlıma koyup maskemi çıkardığım da astım ilacımı alıp derin bir nefes çekmiştim. Resmen moğazım düğümlenmişti ve nefes alamamıştım.
"Sen iyi misin?"
Baş parmak kaldırarak onayladığım da başımı tekrar masaya koymuştum. Basketbol oynamak tıkanmama neden olmuştu... Gözlerimi kapatıp dinlenmeye çalışmıştım.
"İstersen seni hastahaneye götürebilirdim."
Başımı salladım ve derin bir nefes alıp.
"Şimdi daha iyiyim..."
Güneş'i bir bok beceremeyeceğini biliyordum ve öngörümü doğru çıkarmıştı. Yanlarına gidip onları enselerinden tutup öpüştürmek gibi bir çılgınlık yapabilirdim ama bu işleri daha kötü hale getirirdi... Yakut bu yaptığım şeyin yanlış olduğu konusunda ısrar etsede ben onları birleştirecektim. Nede olsa insanları birleştirmek sevap puan kazanmak anlamına geliyor.
"Şimdi gidip onları zorla öpüştüreceğim."
"Mal mısın, çocuklar hoşlanıyorlarsa bile bir daha yaklaşmazlar birbirine."
Bir süre düşündüğümde başımla onaylayıp bank'a geri oturmuştum. Bacak bacak üstüne atıp Yakut'un elini tutarken oflayıp.
"Uzatmadılar mı, çıksınlar artık..."
"Bizim birlikte olmamız iki ay sürmüştü."
Yakut'a dönüp durmasını işaret ettiğimde kollarımı kavuşturup.
"Bir ay, üç hafta, on bir saat ve on beş dakika sürmüştü. Birde özel günleri unuturum dersin."
Bir süre düşündüğünde kollarını kavuşturup.
"Cidden o kadar mı sürmüştü."
"Evet... Bir dakika o bitch benim emeklerimi mahfetmeye mi gidiyor?"
"Sakin ol, bir şey yapamaz."
"Şimdi sıçtım onun ağzına..."
Beni durdurup kendisi ayağa kalktığın da başını sallayıp.
"Ben hallederim."
İrem ve Hatice yüzsüzlere doğru giderken beni görüp akıllarına onları nasıl paraladığım gelmişti olmalı ki durmuşlardı. O ikisi bu okulda ki en gereksiz iki kişiydi ve ne isterlerse yapabileceklerini sanıyorlardı. Yavrum erkekler benimle karşı karşıya gelmemek için yollarını değiştiriyor senden mi korkacağım.
"Şey..."
"Boş ver Fatoş gidelim, değmez."
Kuyruklarını bacaklarının arasına alarak uzaklaşırlarken sadece gülümsemiştim. Birinin onlara haddini bildirmesi gerekiyordu...
Karakter detayı Yakut usta bir dövüşçü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alerji
Short StoryBir kitap okumadan önce içinde size göre olmayan şeyleri bilmeniz gerek... - Homofobik iseniz size göre değil. -Transfobik iseniz size göre değil. - Irkçı iseniz size göre değil. - Hayvanlara zülüm hoşunuza gidiyorsa size göre değil. - Fantastik ke...