NOT: Fikirleriniz benim için önemli! Hikayem ve yazış şeklim hakkındaki görüşlerinizi, eleştirilerinizi, sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyleri duymak hoşuma gidiyor ve yardımcı da oluyor. <3
19 Temmuz, 1976Hafif ılık bir rüzgar, açık pencereyi bulana dek Grimmauld Place 12'nin kasvetli duvarlarında dolandı. İçeri girişiyle kabartmalı ve ağır perdeleri dalgalandırmış, dönerek çalışma masasının üzerindeki sayfaları karıştırmış ve en sonunda yatakta oturan çocuğun yüzünü yalayıp saçlarını hafifçe kımıldatmıştı. Sirius'un burnuna Londra'nın benzin kokulu sıcaklığını doldurmuş ama neşe ve canlılığını beraberinde getirememişti.
Aşağıda neler olduğunu anlamak için kulağını kapıya dayamasına gerek yoktu; Walburga'nın boğuk, buyurgan bağırışları ve birbirine çarpan çatal bıçakların sesleri aile dostlarının çok yakında akşam yemeği için burada olacaklarını haber veriyordu. Orion'dansa ses soluk yoktu, ama Sirius sabırsız iç çekişleri ve cep saatinin zincirlerinin şıkırtısını duyar gibiydi.
Sirius Grimmauld Place'teki hayatın dinamiğini anlatan bu ahenksiz melodiyi bastırmak için radyosunun sesini biraz daha açtı.
"Sevgilim pişman olmuş
Troller gibi kokuşmuş
İki şişe viskiye
Hufflepuff'la tokuşmuş!"
Şarkıyı beğenmeyip kısmak için düğmeye uzandı ama annesinin aşağıdan gelen çığlığını duyunca fikrini değiştirip sesi artırdı. Odasından çeken tek istasyon Cadı Aşı Cadı İşi'ydi, yine de cadı annelerin mutfakta dinlediği şarkıları ezberlemeyi Walburga'nın çığlıklarını duymaya yeğlerdi.Çok geçmeden babasının gürlemesi, Regulus'un telaşla merdiveni tırmanan ayak sesleri duyuldu. Tam beklediği gibi, odasının kapısı açıldı ve küçük kardeşinin başı eşikte göründü.
"Babam radyoyu kıssın diyor."
"Nee?" diye bağırdı Sirius, sesi biraz daha açarak. "Kusura bakma, duyamıyorum! Müzik çok yüksek!"
Regulus da bağırmaya başladı. "Babam! Diyor ki, radyonun sesi çok-" Cümlesini bitiremeden, odaya dalan Orion tarafından bir kenara ittirilmişti.
"Ne oluyorsun çocuk?" Cızt! Adam bir asa hareketiyle makineyi susturdu.
"Müzik dinliyorum. Yasak mıydı?"
Bu sözün üzerine sert bir lanet fırlayıp Sirius'un yanağına çarparak başını yana çevirdi. Bir tokattan farkı yoktu, oğlunun yanağına dokunmamak için bunu geliştirene kadar epey uğraşmış olmalıydı Orion.
"Hayvanlar gibi dinlersen yasak. Annen gürültüden strese giriyor aşağıda, haberin var mı?! Konuklarımızı güler yüzle karşılamaya ihtiyacı var!"
Sirius'un ağzına metal tadı dolmuştu. Yüzünü buruşturarak kanı parkelerin üzerine tükürüp ağzını elinin tersiyle sildi. "Hah. Bir Pygmy Puff'tan bile strese girer o."
Babasının ikinci bir laneti fırlatmasını beklerken, daha da kötü bir şey yaptığını gördü. Radyonun antenlerini katlayıp, koltuğunun altına yerleştiriyordu.
"Artık bunu dinlemiyorsun."
"Hayır-"
"Aklını başına toplayana kadar dinlemiyorsun!" Sirius'u bir dirsek darbesiyle iterek yatağına devirdi.
"Ya," Sirius düştüğü gibi doğrulmuş, bağırmaya başlamıştı. "Odamdan öylece istediğini alamazsın, o radyoyu kendi paramla aldım ben! Rahatsız oluyorsa söyle cadaloza önce kendi sesini kıssın! Ben de rahatsız oluyorum burada!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alohomora | Çapulcular Dönemi
FanficSirius Black, Remus Lupin, Dorcas Meadowes, Marlene McKinnon, James ve Lily Potter, Alice ve Frank Longbottom. Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın bu cesur üyeleri, gençlik yıllarına kan dondurucu bir savaşın ortasında adım attılar. 1981 yılında Birinci Büy...