Hogwarts Bir Durmstranglıyı Ağırlıyor

316 36 2
                                    

1 Eylül, 1976

Takvimler 1 Eylül 1976'yı ve saatler 11:00'i gösterdiğinde dünyanın dört bir yanındaki öğrenciler için büyük curcuna başlamıştı. Okul resmi olarak açılmış sayılmasa da, onun vahşi doğayı andıran atmosferi Hogwarts Ekspresi'nin koridorlarında hissediliyordu.

Peter kapıyı tutuyor, Sirius ve James de evden getirdikleri biraları profesörlere yakalanmamak için boş şampuan şişelerine aktarıyordu. Avery, Mulciber, Rosier ve Snape koridorun en sonunda yer alan koltuklara sanki bir korku imparatorluğunun tahtıymışçasına yerleşmiş bütün ciddiyetleriyle oturuyorlardı. Marlene ve Mary bir çikolata kurbağaya kusmuklu Bertie Bott fasulyesi yemeye zorlamak suretiyle işkence ediyorlardı. Sabah sabah midesi kaldırabilenlerse, sınıf başkanları bölmesinde siyaset tartışıyordu...

-

"Bakanlık resmen kafayı yedi," dedi Remus ocağın oradan. Bir elinde Gelecek Postası vardı, diğerini de çaydanlığın yanında ısıtıyordu. Henüz eylülün başıydı ama o üşümeye başlamıştı bile. Çay demlemiş, başkanlar kompartımanının duvarlarına ısıtma büyüsü yapmış, dünyanın en kalın kazağını giymişti. "Ölüm Yiyenler sokakta terör estiriyor, adam parmağını oynatmıyor. Sonra kalkmış Dumbledore'u eleştiriyor. Yeni açıklamayı duydun mu? Ondan okulun girişine güvenlik sensörü yaptırmasını istemiş."

"Duymaz mıyım, Sirius ortalığı inletti az önce." dedi Lily. "Haksız da sayılmaz. Önce seherbaz ziyaretleri, şimdi de bu. Bir ara da ruh emici muhabbeti vardı. Okulda özel hayat diye bir şey kalmadı."

"Sen ona bakma, o içeri bira sokmanın derdinde şu an. Yoksa haberi okuduğunu filan sanmıyorum yani."

Lily omuzlarını silkti. "Herkesin kendince bir başa çıkma yöntemi var. İnan, bu gidişle ben de gazete almayı bırakacağım. Zihinsel sağlığımı korumakta güçlük çekmeye başladım...Tıkırtıyı duydun mu?" Remus hayır anlamında salladı başını. "Her neyse, ben Dumby'nin yerinde olsam Munchim'e ağzının payını vermiştim. Sen önce kendi kıçını kolla, sonra benimkiyle ilgilen derdim."

"Dumbledore sadece herkesi mutlu etmenin peşinde ya, velilerin gönlüne su serpmeye çalışıyor. Annemle bu sabah kavga ettik. Munchim'in önlem almakla iyi bir şey yaptığını söyledi, safkan-kötü kan ayrımının en yoğun hissedildiği yer Hogwarts'mış. Gençlerin beynini yıkamak çok kolaymış, okullar sokaklardan daha tehlikeliymiş falan...Bu yıl başımız epey şişecek gibi."

"Geçen sene dünyanın en boktan senesiydi. Rekorunu bu yıla kaptırmamasını umuyorum sadece..."

Ses belirgin şekilde yükselince Remus onun sözünü kesti. "Lily, bence birisi kapıyı tıklatıyor."Lily dönüp kapıyı açtı, çocuk haklıydı. Kendisinden bir baş kısa, ufak tefek bir kız karşısında duruyordu.

"Ah. Seni duymadım. Yolunu mu kaybettin bakalım?"

"Ben... yeniyim."

Lily kızın renksiz kravatına bakıp gülümsedi. "Anladım canım. İstersen seni birinci sınıfların kompartımanlarına götüreyim, hım?"

"Birinci sınıf değilim. Yeniyim, transfer oldum. "

Lily boş gözlerle kızın yüzünü inceledi. Küçük, renksiz bir yüzü ve sağ gözünün altından başlayıp çenesine kadar inen uzun bir yarası vardı. Açık renkli gözlerini Lily'ninkilere sabitlemişti. "Aaaah! Şimdi hatırladım!" Elini alnına çarptı Lily. " Sen Durmstranglı kızsın, Profesör Dumbledore senden söz etmişti . Adın neydi demiştin?"

"Dorcas Meadowes."

"Hmm...Ben de Lily. Memnun oldum." Bunları söylerken nedense ses tonunu alçaltıp kızınkiyle aynı seviyeye getirme ihtiyacı hissetmişti. Kız öyle alçak sesle konuşuyordu ki, ölü bir çocuğun hayaletini çağrıştırıyordu. "Pek yeni öğrenci gidip gelmiyor Hogwarts'a da... Yani en azından benim haberim olmadı. Sen... iyi misin?"

Alohomora | Çapulcular DönemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin