Medyaya bakmadan okumaya geçmeyin
🙃Elimde poşetlerle beraber en sonunda Jungkook 'un evine vardığımda zile pasıp bekliyordum. "Canım hyungum hoş geldin. Ne kadar şerefsiz olsa da şeref getirdin." diyerek elimdeki poşeti bir çırpıda alıp içeriye geçti. Arkasından ağır adımlarla ilerlerken o mutfaktan bardakları getiriyordu.
"Taehyung hoş geldin." salona adım attığımda Hoseok ve Seokjin selam vermişti. "Hoş buldum hyunglarım."
Elimdeki montu koltuklardan birinin üstüne bırakıp tekli koltuğa kurtuldum. "Eee heyecanlısındır her halde?" Seokjin hyungun sorduğu soruyla ona neden heyecanlı olayımki bakışları atarken konuşmak için dudaklarını araladı."Yarın Park Jimin'i görmeye gidiyorsun biliyorsun değilmi?" dediği şeyle tükürdüğüm ters kaçmış ve öksürmeye başlamıştım. "O defile onunmu? Yani o orada olucak değilmi?" sorduğum şeyle kafasını evet anlamında sallamış ve mutfakta kalan Jungkook'a bakmak için gitmişti. "Hyung sence o olucakmı?"
"TaeTae bu kadar düşünme hem sana söyliyim o mükemmel." dediği şeyle kafamı anında ona çevirmiştim. "Ne yani sen onu gördünmü?" kafasını evet anlamında salladığın da konuşmaya başladı. "Hepimiz gördük sen hariç." dudaklarımı büzüp trip modunda geçmiştimki içeriye Jeongguk ve Seokjin girdi. "Noldu bize pizza ısmarlayan canım hyungum?"
Jungkook yalakalık yaparak sorduğu soruya Hoseok hyung anında cevap verdi. "Bizi kıskanıyor. Hepimiz Park Jimin'i görüp o görmediğin den trip atıyor şimdi." Jungkook ağzındaki Pizza ile beraber kafasını tamam anlamında salladıktan sonra yemesine devam etti. "Eğer bir daha size birşey alırsam adım Kim Taehyung değil kardeşim." hep birlikte kafalarını Yavv he he he boş yapma derecesinde salladıktan sonra tıkınmaya devam ettiler.
"Ha şey senin şu kreasyon işi nasıl gidiyor tamamladı mı özel parçayı?"
Seokjin hyungun sorduğu soruyla bu aldığımı hissettim. "Hayır hyung. Tamamlayamadım. Aklımda hiçbir fikir yok. İlham perim yanıma uğramadı. Ona da sinirliyim." kafasını tamam anlamında salladıktan sonra bana pizza uzatıp yemeğe devam etti."Jungkook." seslendiği de ağzı dolu olduğundan hığ diye bir ses çıkmıştı.
"Ben yarın ne giyince?" sorduğum şeyle üçünün birden gülüp öksürmesi bir oldu. En sonunda kestikleri de Jungkook gözündeki yaşları silip konuşmaya başladı.
"Hyung senin mesleğin ne?"
"Tasarımcı." o bana sen şakamısın he bakışları atarken merakla onu bekliyordum. "Hyung bak bence. Sen hiçbir şey giyinme. Hem öyle Jimin hyung kesin seni seçer." cümlesi biter bitmez yeniden anırarak gülmeye başladılar.Ayağa kalkıp montumu üzerime geçirirken konuştum. "Sizede birşey sorulmuyor ebelerini mumyaladıklarım."
Hala daha gülmeye devam ederken ayakkabılarımı giymiş birinin beni yolcu etmesini bekliyordum. "Kalkmayın tamam. Ben giderim. Ben kimimki zaten. Ben enayiyim." kapıyı sert olduğunu düşündüğüm bir şekilde çektikten sonra yürümeye başladım. Renkli sokaklardan geçerken gözüm bir mağazada kaldı. İçeri girdiğim zaman sıcak hava ile mayışmaya başladım. Etrafa bakın aya başladığım zaman güzel olduğunu düşündüğüm bir gömleği aldım ve bakmaya başladım. Siyah omuzları transparan bir gömlekti."Bedenini ararken yanıma gelen çalışan ile gözüm ona kaymıştı.
" Efendim yardım edebileceğim birşey varmı?" kafamı hayır anlamında salladığım zaman önümde hafifce eğilip gitmişti. En sonunda bedenini bulduğum zaman deneme kabinlerinin olduğu tarafa gittim. Kabine gidecekken diğer kalbinden çıkan kişiyle kısa bir an ona bakmıştım. Ardından kabine girip gömleği giydim."Hangi üstün zekalı kabine ayna koymaz biri açıklasın lütfen." söylenerek kalbinden çıktığımda gördüğüm çocuğun hala daha burda olduğunu gördüm. Kararsız gibiydi.
"Beyefendi sorun olmazsa size birşey sormamda sakınca var mı?" kafamı iki yana salladıktan sonra dudaklarını konuşmak için ayırdı. Ve elinde tuttuğu biri deri diğeri kumaş pantolonu kaldırdı. "Sizce hangisi daha şey duruyor." konuşmak için doğru kelimeyi arıyor gibi görünüyordu. "Nereye gideceksiniz? Ona göre size yardım edebilirim."Dediğim şeyle konuşmaya başladı.
"Bir arkadaşımın konferanstan sonra kutlaması olucak ve bu kadar sanırım." kelimeleri bulamadığından kafasını epziğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Konferanstan sonra kutlama olucağına göre kumaş pantolon daha iyi olabilir. Ama herkes kumaş giyeceğinden deri pantolonu giymeniz daha ayrı bir hava katar." dediğim şeyle ufak bir göz parlaması olmuştu.
"Teşekkür ederim efendim." diyerek hafifce eğilip oradan uzaklaştı.
Aynadan kendime baktığımda gömlek üstüne tam oturmuştu. Güzeldi açıkcası. Almak için kabine girip üstümü çıkardığımda hemen kıyafetlerimi giyip çıktım. Sıraya girdiğimde yine o çocuğu görmüştüm. Fazla umursamayıp sıranın gelmesini bekledim. Ödemesini yaparken kasiyer gözleriyle onu yemeğe başlamıştı.Olum sen niye umursuyorsunki
Sanane gırmızı şortli Şerafettin ya işine bak.
Sie
İç sesim ile atışmam bittiğinde kasiyerin hala daha o çocuğu yediğini gördüm. "Gözlerinizi acaba işlem yapmak için kullansanız hani bazılarımızın zamanı değerli." en sonunda dayanamayıp konuştuğumda kasiyer bana bakmış ve kıyafetleri poşetlemeye başlamıştı. Sonunda.
Önümdeki çocuğa baktığımda bana dönmüş ve teşekkür eder derecesinde bakıyordu. Dudaklarımı sorun değil derecesinde oynattıktan sonra ödememi yapıp dışarı çıktım.Pişt bonus kafa
Ne var?
Yok bile. Ehuehuehuehu
Ya sabır çekip eve doğru yürümeye başladığım zaman. Taehyung çilingirci bul anahtarın yok diyen derinlerde yatan zeki i sesim sayesinde çilingirciyi aramış ve gekmesi beklemiştim. O sorununda atlattıktan sonra en sonunda eve girmiş kısa bir duş alıp kendimi sıcacık yatağıma bırakmıştım.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕄𝕆𝔻𝔼𝕃
FanfictionÜnlü tasarımcı Kim Taehyung kendisi için yeni bir yüz arıyordu. #2vmin 07/12/2022