Saygılarımı sunarak bu bölümü çok sevgili arkadaşımın olan @jinhitvmin Tarafından gazaba uğramamak için erken attım. İyi okumalar 🐯💞🐥
"Yaa hyung bak birdaha yapmam söz veriyorum ama ver şu kravatı lütfen~" Durum şu. Dün akşamdan sonra Jungkook, Seokjin ve Hoseok hyung ile konuşmama kararı aldım. Şimdi ise çok sevdiğim kardeşim benden gucci kravatımı istiyordu. "Jungkook sana diyeceğim tek bir şey var." Bana ne diyicen şerefsiz bakışları atarken konuşmaya başladım.
"Rüyanda." ardından kapıdan çıkıp gitmiştim. Arkamdan acı bağışların duyabiliyorum. Mutfağa geçecekten çalan kapıyla beraber içeri sürü halinde giren hyunglarıma baktım. "Daha varmı ona göre kapatıcam kapıyı." dediğim şeyle utanmadan kapa kapa dediklerinde ya sabır çekip tekli koltuğa kuruldum. Hepsi sanki onlara söylemem gereken birşey varmış derecesinde bakarken kafamı ne oldu derecesinde salladıktan sonra aşağı inen Jungkook ile konuşmaya Yoongi hyung başladı. "Taehyung biliyorsunki bugün Park Jimin'i görüceksin." kafamı evet anlamında salladıktan sonra konuşmaya Namjoon hyung devam etti.
"Ve orda şeyde olucakmış?" Devamını beklerken birbirlerine bakmaya başladıklarında kafamda liste yapmaya başladım. Ardından Hoseok bir anda konuşmasıyla kalmıştım. "Orda annende olucakmış Taehyung." Yok eben "Ben gelmiyorum siz gidin." koltuktan kalktığım sıra hepsinin bir anda üstüne atlamasıyla yere düştüm. "Taehyung sen salakmısın, yoksa numaramı yapıyorsun?" Seokjin hyung alnlıma vurup konuştuğunda. En sonunda yerden kalkabilmiştim. "Oraya geliceksin tamammı? Yoksa seni soyup gay barın ortasına atarım."
Dediği şeyle yutkunup kafamı tamam anlamında salladım. "Güzel şimdi küçük Taehyung için kıyafet seçmemeiz lazım." Namjoon hyung ile kalkıp giyinme odama gittikleri zaman hemen peşlerinden gitmeye başladık. Seokjin hyung elinde dün aldığım gömleği tutuyordu. "Wow bu çok güzel. Omuzlarını ön planda tutar ama daha ciddi giyinmen gerekiyor." diyerek yerine koydu. Sonra ise gömleklerin içine daldı.
"Taehyung hyung acaba diyorum bana şu-" cümlesini bitirmeden kafasına yastık atmamla şoka girmişti. "Jeon rüyanda." dudaklarını öne doğru büzüp önümde diz çöktüğünde konuşmaya başladı. "Hyungum yapma. Birdaha Pizza alma, oyun alma, plazma televizyonunda oynatma ama ver onu."
"Biriniz lütfen Yugyeom'u arasın gelsin alsın şunu yemin ederim daraldım." Beni takan Yoongi hyung Yugyeom 'u aradığında teşekkür eden bakışlarımı ona attım. "Elveda Jeon Jeongguk." trip atmaya başlamasıyla gülmeye başlamamız bir olmuştu. "Sana o kravatı vermem Jungkook. O koleksiyonumun en nadide parçası. Onu daha kendim bile takmadım." kafasını tamam anlamında salladıktan sonra ayağa kalkıp önceden hazır yaptığım kombinlere bakmaya başladı.
"Seokjin hyung sence Taehyung prens olsa nasıl olurdu?" Jungkook'un anlamsız sorusuyla Seokjin hyungun gözleri parlamış ve diğer gömlekleri den daha farklı olan bir gömleği almıştı eline. Sonra ise ceketlerimin olduğu tarafa gittiğinde yaprak desenli olanı alıp gelmişti. "Tut şunları geliyorum." gömlek ve ceketi tuttuğumda anında pantolonların olduğu doloba gitti ve siyah kumaş pantolonu alıp yanıma geldi. "Git dene şunları." birşey dememe izin vermeden beni odaya atmış ve çıkmıştı.
"Yugyeom ağzını kapa." Seokjin hyungun yaptığı kombini giymiş ve şimdi hepsi birden bana bakıyorlardı. "Jungkook kusura bakma ama yunan tanrısı gibi maşallah tü tü tü." Yugyeom'un dediği şeyle gülmeye başlamış ve kafamı eğmiştim. "Teşekkür ederim Yugyeom." karşılık olarak gülümsediğinde saatin 19.35 olduğunu gördüm. "Hyung siz gidip hazırlanmaya başlarsanız saat geçiyor." hepsi kafalarını cevirdiğinde ayağa kalkmış ve bunları giymem konusunda tembihledikten sonra çıkmışlardı. . . . . . . . . . . . . .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
