A

1.3K 142 21
                                    

"Taehyung, uyanırmısın? Lütfen."

Kulağıma boğuk boğuk gelen seslerle gözlerimi zorlukla araladım.
"Hyung uyandı. Bak uyandı." kulağıma gelen sesle gözlerimi açıp ışığa alışmasını bekledim. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde herkesin burda olduğunu gördüm. Ve köşede olan Jimin.

"Taehyung iyi misin?"
Yoongi hyung konuştuğunda kafamı hafifce sallamış ve yanımda olan şişeye uzanıp su içmiştim.
Kapı tıktıklanıp içeriye doktor girdiğinde hepimizin bakışları ona dönmüştü.

"Umarım rahatsızlık vermiyorumdur Bay Kim." ellerimi 'sorum değil' anlamında salladıktan sonra konuşmaya devam etti.
"Açıkcası oldukca şanslısınız Bay Kim. Eğer ön müdahale yapılmasaydı aramızda olmaya bilirdiniz. konuştuktan sonra elindeki dosyalara bakmış ve yanındaki hemşireye dönüp bir şeyler söyleyip çıkmışlardı.

"Hyung bana ne oldu?"
En son hatırladığım şey yemek yiyiyorduk ve acı bir çığlıktı.
"Alerjin sebebiyle Taehyung. Yanında Jimin olmasaydı ne olucağını hiç düşündünmü? Birde gitmeye çalışmışsın. Tch Tch Tch."

Seokjin hyungun konuşmasından sonra elleriyle dudağını parçalayan Jimin'e bakmıştım. Gözlerini tereddütle kaldırdığında gülümsemiştim." Teşekkürler ederim Chim. "

Dediğim şeyle kırmızının elli tonunu alırken kapının aniden açılmasıyla yerinden sıçramıştı.

"Nerede o?"

Hepimizin barışkarı kapıdan içeriye giren kişideydi.

Çok sevdiğim Bayan Lee

"Taehyung canım benim iyimisin."

Öne atılıp yüzümü ellerinin arasına almaya çalıştığında ellerimle durdurmuş ve konuşmaya başlamıştım. "İyi anne ayaklarını kes Lee. Ayrıca burada ne işin var?"
Dediğim şeylerle bozulduğu belliydi pek umrumda değil açıkcası.

"Nerede o?"

"Kimden bahsediyorsun?"

Sorduğum soruyla derin bir nefes almış ve konuşmaya başlamıştı.
"Seni zehirleyen kişi nerede?"
Gözlerim Jimin'e kaydığında yanındaki Seokjin hyungun arkasında ürkmüş bir şekilde oturduğunu gördüm. "Kimse zehirlenmesi beni. Yemek sipariş etmiştim. Sosu acı göndermişler fark etmedim şimdi gidermisin."

Cümlem bittiğinde arkasından gelen adam elindeki tableti bana doğru uzatmış görüntüyü oynatmaya başlamıştı.

Görüntüde Jimin'in beni kucağına alıp arabaya koyduğu ve ardından telefonundan birini aradığını gösteriliyordu.

"Park Jimin. Bir hafta sonrası için hazır ol."

Ardından saçını sallayarak çıkmıştı.
Namjoon hyung ayağa kalkıp Jimin ve Seokjin hyungun yanına gittiğinde konuşmaya başladı. "Jimin."
Fakat anında susması gerekti. Çünkü Jimin yaş dolu gözleriyle konuşmaya başladı.

"Namjoon hyung ben gerçekten çok üzgünüm. Bilerekten yapmadım. Acıya alerjisi olduğunu bilmiyordum. Bilsem koymazdım o sosu önüne. Yemin ederim."

Ardından sesiz hıçkırıklar ile yaşlarını bıraktı.

Yaaa Şerafettinim çok üzgün senden özür diliyor Tae Tae

Ekmeleddin'i umursamadan ayağa kalkıp Jimin'in yanına adımladım.
Elleriyle gözlerini kapatmış ağlarken onu çekip sıkıca sarıldım. Sessizce ağlarken bir yanda da fısıltılı bir şekilde konuşuyordu.

"Özür dilerim, özür dilerim, çok özür dilerim hyung."
Ellerimi sarı saçlarına atıp okşamaya başlamıştım. Yumuşaklardı.
Dudaklarımı ıslatıp onun gibi fısıltılı bir şekilde konuşmaya başladım.
"Senin bir suçun yok Jimin. Ağlama lütfen. Lütfen ağlama."

Kafasını biraz kaldırıp bana baktığında gülümsemiştim. Üzgün bir şekilde bakıyordu. Ve canı acımış bir şekilde. "Beni affedecek misin hyung?" kollarımı hızlıca ona sarıp sıkıca sakıllmıştım.

Ellerini tereddütle bana sardığunda kokusunu içime çekmekmiştim.

Şeftali gibi kokuyorsun Jimin.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Merhaba. Bölüm gecikti biliyorum ve bunun için üzgünüm. Ufak bir açıklama yapıcam. Bölümler artık kısa bir şekilde gelicek. Fakat hafta içinde daha fazla bölüm gelmiş olucak.
Mutlu olun 💙

🐥💞🐯

𝕄𝕆𝔻𝔼𝕃Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin