"Jimin güzelim biraz daha hızlı olurmusun her yanım ağırdı ama." Jimin sinirli olduğunu düşündüğü bir şekilde bana baktığında yanaklarını ısırmamak için kendimle savaş vermiştim. "Üzgünüm Taehyung hyung ama bu işler böyle yapılır şimdi izin verirsen kemer seçmem gerek." ellerimi teslim olmuş bir şekilde kaldırırken o kemerlerin olduğu çekmeceye döğru gitmiş ve bakınmaya başlamıştı. "Bence senin kemere ihtiyacın yok yeterince incesin Jimin." dediğim şeyle yanakları kızarmış ve gülümsemişti. "Te-teşekkür ederim hyung."
Yaa şuna bak mochi gibi ısır şunu.
Neden?
Yaa boşver ısır işte.
"Yaa Jimin güzelim bak canım acıyor. Özür dilerim." Jimin yanaklarımı tüm gücüyle sıkarken ben acı çekmek ile meşguldüm. "Birda yapmayacağını söz ver çok sevdiğim patronum." Ellerimi teslim olmuş şekilde kaldırdığımda yanaklarımı bırakmış ve zaferle gülümsemişti. "Tamam hadi gidelim hyung çekimlere geç kalıcaz." kafamı tamam anlamında salladıktan sonra gerekli şeyleri alıp çıkmıştık.
"Yaa hyung birşey sorabilirmiyim?" Arabaya binmeden ona baktığımda tamam anlamında başımı salladığıöda konuşmaya başladı. "Sence ben çok kilolumuyum?"
Abi de iyim diyorumda mal bu çocuk Sen bunu nasıl sevdin lan?
Ekmeleddin!
A M A N B E
"Güzelim şimdi şöyleki. Sen neden kendinde bir kusur arıyorsunki. Sen mükemmelsin. Bebek gibi bir suratın var, kardan çıkma bir tenin."
O tene kurban ol lan göt.
Jimin'in gözlerine baktığımda ufak bir parlama görmüştüm. "Güzelim senin aklına böyle şeyleri kim sokuyor?" Gözlerini kaçırıp konuşmaya başladı. "Hiç kimse hyung. Sadece aynaya baktığımda görmek istediğim şey bu değil."
______________________________________
Yaa yerim sümeklü. Şerafettin üzme sahibini benimki daha fazla üzülüyor sonra.
O seninkinin anası varya az değil.
A a a a AA naptı yelloz.
Özele gel gülüm. ______________________________________
Arabada çok sessiz bir yolculuktan sonra şirkete varmış ve hızla içeri adımlamıştık. Etrafta bir karmaşa vardı.
Allah rızası için bir gün olaysız geçsin.
AMİN
Yanıma gelen Yoongi ile gözlerimi ona çevirmiştim. "Taehyung ufak bir sorunumuz ola bilir." Kafamı ne oldu derecesinde salladıktan sonra konuşmaya başladı. "Kameraman ufak bir kaza geçirmiş ve bu yüzden gelemeyecek."
Nefes al ve derin bir siktir çek.
"Hyung kameramı alıp gelirmisin. Ben Jimin'i götürücem." kafasını tamam anlamında salladıktan sonra Jimin merakla bana bakmıştı. "Sorun yok sadece ufak bir aksilik. Hadi seni hazırlayalım güzelim." dediğim şeyle yanakları kızarmıştı. Tebessüm edip hızla kıyafet odasına doğru ilerledik.
"Woozi ilk parçayı hazırla. Hansung takıları ayarla hemen. Vernon ayakkabıları getir." Hem konuşup hemde Jimin'i makyaj koltuğuna oturmuşum. "Miru oldukca doğal bir makyaj olsun. Ten rengiyle oynama." ardından hızlı adımlarla çıkmıştım.
"Taehyung hyung kameran hazır pillerini değiştirdik. Sadece Jimin hyungun gelmesi gerek." kafamı tamam anlamında salladıktan sonra çekimlerin olacağı kata çıkmış ve etrafa bakınmaya başlamıştım. Herşey yolunda görünüyordu.
"Bay Kim, Bay Park geldi çekimlere başlayalımmı?" kafamı evet anlamında salladıktan sonra kameramın olduğu tarafa yürümüş ve ceketimi çıkarıp bir kenara koymuştum.
Ekmeleddin şu güzelliğe bak.
Bakıyorum Jimin aşkını sattın.
Onun yeri ayrı.
"Jimin senden en doğal halini istiyorum tamamı? Ama birşey eksik. Jimin'in köprücük kemeklerini biraz daha gösterelim." çalışan gömleğin iki düğmesini açmış ve köprücük kemikleri görünecek şekilde ayarlanmıştı. "Ya da vaz geçtim diğer türlü daha iyi."
Heheheh kıskançlıkta üstüne yok moruk.
Git işine Ekmeleddin.
"Tamam başlayalım." Jimin cidden çok güzeldi. Ve en doğal haliyle bile bunu başarıyordu. "Jimin biraz daha başını bana çevirirmisin. Tamam böyle iyi." Birkaç tane daha fotoğraf çektikten sonra aynı işlemi altı kere daha tekrsrlamıştık. "Tamam bu günlük bu kadar yeter. Toparlanalım."
Kameramı dikkatli bir şekilde kutusuna koyduktan sonra Jimin'in yanına gitmiştim. "Jimin sen harcanmıssın. Mükemmeldin." Kafasını utangaç bir şekilde epdimten sonra 'Teşekkür ederim' diye fısıldamıştı. "Fotoğrafçı olduğunu bilmiyordum hyung."
"Değilim zaten. Yani hobi olarak yapıyordum. Şimdi ise biraz hobilikten çıktı." gülümsediğinde oda gülümsemişti. Sonra ise omzumun üstünde bir yere bakmıştı ve yüzünde dehşet bir ifade belirtmişti.
Aga daha demin güm diye bir sesmi geldi? Artı olarak cam kırılma sesi.
Sanırım geldi.
Jimin sahte bir gülümseme ile bana döndüğünde dudaklarının arasından bir kelime savrulmuştu. "Siktir." . . . . . .
. . . . .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
