...OKUL...(Askıda)

Bölüm 4(Yeni Dostluklar)

Sabah alarmın çalmasıyla güçlüklede olsa yatağımdan kalkabildim tabi insan üç ay tatil yapınca sabahları uyanamıyor. Yarı uykulu yarı uyanık kendimi banyoya attım yüzümü soğuk suyla yıkadım anca kendime gelmiştim sonra okul için hazırlanmaya başladım ilk günden okula kimse geç kalmak istemez değil mi? Kıyafetlerimi giydim ceket beni on yaş büyük gösterse de buna uyum sağlaya bileceğimi düşünüyorum, kıyafetlerimi giyip saçlarımı tarayana kadar fazla zaman harcamış olmalıyım ki vakit epey geçti kahvaltı masasından bir şeyler atıştırıp kendimi yola attım acele ediyordum çünkü geç kalıyordum koşar adımlarla durağa ulaştım birkaç dakika geçtikten sonra önümde kırmızı bir minibüs durdu adam ceketimdeki armayı görmüş olmalı ki gelmem için bana işaret yaptı galiba bu bizim servisti,servise yaklaştığımda arabanın sürgülü kapısı açıldı ve içeri girdim çok şaşırmıştım çünkü daha okulun ilk günü olmasına rağmen herkes birbiriyle çok samimiydi tabi arkadaki beşli hariç onlar tiplerinden de anlaşıldığı kadarıyla 12.sınıflardan olmalıydılar neyse boş bir yer bulup oraya geçtim ve okula gidene kadar hiç konuşmadım okula geldiğimde öğrenciler çoktan sıraya girmişlerdi ancak lise 1’lerin sınıfları belli olmadığı için karışıktılar bende kalabalığın arkasına geçerek müdürün konuşmasını yapmasını bekledim müdür konuşmasında okulumuzun yeni olduğunu ve okulumuzu temiz tutmamız gerektiğini hatırlattı ve eline aldığı kağıttan teker teker tüm lise 1’lerin sınıflarını okumaya başladı aslında her okuduğu isimde biraz daha heyecanlandım çünkü hangi sınıfta olduğumu çok merak ediyordum müdür benim ismimi okuduğunda ani bir soluk alıp verdim 9\E sınıfındaydım müdür tüm isimleri bitirdikten sonra İstiklal marşını okuduk ve sınıflarımıza dağıldık ilk günün uğursuzluğundan mıdır nedir bilmem ama ilk dersimiz matematik di.Okula başladım başlayalı matematikle yıldızımız hiç barışmamıştır hiç sevmem keratayı neyse aklımda tanışma merasiminden dolayı ders işlemeyiz düşüncesiyle sınıfımı aramaya koyuldum Okul çok karışıktı “sora sora Bağdat bulunur” misali sora sora sınıfımı buldum sınıfa girdiğimde sınıf neredeyse boştu ve ben boş yerler varken arkadaş kurma bahanesiyle orta sırada oturan çocuğun yanına gittim. Allahım çocuk okulun ilk günü defterini açmış ders çalışıyordu çocuğun yanına yaklaşıp “Oturabilir miyim?” diye sordum çocuk kafasını defterinden ayırmayarak “Otur” dedi.Şaşkınlığın verdiği heyecandan olsa gerek sıraya tabiri caizse affedersiniz “Hayvan” gibi oturmuş olmalıyım ki çocuk bana doğru dönüp tip tip baktı hafif utangaçlık ifadesiyle ona “Adın ne?” diye sordum oda defterinin sayfalarını çevirirken “Furkan” dedi bende kendimi tanıttıktan sonra “Tanıştığımıza memnun oldum” dedim oda bana bakarak “Bende” dedi.Bu çocuğu sevdim gerçekten kilitli bir sandığa benziyor anahtarı çevirmedikçe içindekileri göstermiyor aslında bu zamanda da böyle olmak lazım diye düşününce aklıma dedem gelmişti sanki birazcık dedem gibi düşünmüştüm.Biraz daha sohbet ettikten sonra tabi buna sohbet denirse öğretmen geldi orta boylu,sivri burunlu ve küt saçlıydı daha doğrusu tipinden belliydi matematikçi olduğu sınıfa girer girmez “Merhaba ben matematik hocanız ve aynı zamanda sınıf hocanız Emel Özkaşar” hocanın ismini duyan ve bunu alay konusu yapacak arkadaşlar hemen kendilerini belli etmişlerdi ben ise içimden gülüyordum.Furkan da bana bakıp hafif gülümsemişti Hoca hiç aldırış etmeden kendini tanımaya devam etti ve başkanlık seçimleri derken zil çaldı hepimiz toparlanıp diğer dersimizin olduğu sınıfa doğru yol aldık çantamı sınıfa bıraktıktan sonra saçlarımın dağıldığını fark edince doğruca erkekler tuvaletine girdim aynada saçlarımı düzeltirken kabinlerin birinden bir ses duydum gibi geldi sanki hıçkırık sesine benziyordu sanki biri ağlıyordu sesin geldiği kabine doğru gittim hafifçe kulağımı kapıya çevirdim evet kesinlikle buradan geliyordu ses biraz inceleyince kabinin kapısının açık olduğunu fark ettim kapıyı biraz ittim ki oda ne!!...