1 Hafta sonra Nişan sabahı
Işıklı konağında heyecanlı bir telaş vardı herkes oradan oraya koşuşturuyordu Gedizse Nare'nin burada kaldığı zamanlarda ki odasının balkonun da oturmuş düşünüyordur o sırada yanına Müge gelir.
"Kardeşim iyi misin?"
"Sen söyle abla nasıl görünüyorum?"
"Akşam uyumadın dimi?"
"Hiç."
"Kendine o kadar çok eziyet ediyorsun ki Nareye gidip gerçekleri bağıra bağıra söyleyesim geliyor."
"Sakın abla sakın."
"Ya ben çok merak ediyorum Sancar senin yerinde olsa aynı şeyi yapar mıydı?"
"Yapardı herhalde."
"Yapmazdı..Emin ol yapmazdı.. Sen bu dediklerimi bir düşün sonra da aşağıya gel eğer kararın hala değişmemiş olursa bizi kuaföre bırakman gerekecek."
"Peki abla peki."***
Gediz'in kararında bir değişiklik olmamıştı bu yüzden hazırlıklara devam edildi Nareyse en güzel elbisesini çıkarmıştı dolaptan saçlarını dağınık topuz yapmış ve sade bir makyajla taçlandırmıştı aynanın karşısında oturmuş öylece duruyordu ne gitmeye gücü vardı o nişana ne de Gedizi bir başkasıyla görmeye ağlamamak için zor tutuyordu kendini çünkü biliyordu eğer gözünden tek bir damla yaş düşerse durduramazdı kendini o yüzden derin derin nefesler aldı ve hep şu kelimeyi tekrar etti "Geçecek Nare geçecek bunu da atlatacaksın."
Ama geçmeyecekti o da bunun farkındaydı ne yaparsa yapsın kalbi acıyacaktı her zaman olduğu gibi...***
Nişan oldukça büyük ve geniş bir salondaydı Refika ve Halise hanımlar kapının önünde misafirleri karşılıyordu. Gediz ve nişanlısı için ayrı odalar hazırlanmıştı hâlâ nişanlısı diyorum çünkü henüz tanışmadık ne tuhaf öyle değilmi insan en yakın arkadaşım dediği kişiye nişanlısını son ana kadar tanıştırmaz mı? Kafamda o kadar çok soru vardı ki hepsinin cevabını bulmaya çalışam işin içinden çıkamazdım.***
Misafirler çoktan gelmeye başlamıştı ama benim gözüm hep Naredeydi o kadar duru ve güzel olmuştu ki kelimlerim kifayetsiz kalıyordu güzelliğinin karşısında. Bir an için gözlerimiz birleştiğinde nutkum tutulmuştu adeta yanıma gelip;
"Çok iyi görünüyorsun.'
"Sen de öyle Nare göz kamaştırıyorsun."
"Teşekkür ederim..."
(O esnada Gediz'in nişanlısı yanlarına gelir.)
"Hayatım"
" Eee nişan merasimi olmadan tanışsak mı artık."
"Ah tabi benim aptallığım özür dilerim... Selma.. Nare çok yakın arkadaşım."
"Memnun oldum Nare hanım Gediz sizden çok bahsetmişti tanıştığımıza sevindim."
"Öyle mi umarım iyi şeyler söylemiştir."
"Kesinlikle... izninizle ben misafirlerle ilgileneyim."
"Tabi sizi tutmak istemem."Gediz'den;
Nare'nin gözleri bu gece bir başka bakıyordu hayal kırıklığına uğramış gibi sanki dünyası bir kez daha yıkılmış...
"Nare sen iyi misin?"
"Evet neden sordun?"
"Uzun zaman sonra ilk kez böyle bakıyorsun."
"Nasıl?"
"Üzgün çok üzgün."
"Öyle mi farkında değilim. Ben Melek'e bakayım."***
"Abla bir bakar mısın?"
"Bir sorun mu var Gediz?"
"Ben nareyle konuşacağım."
"Nasıl ?"
"Anlatacağım işte her şeyi bilsin."
"Emin misin?"
"Evet her şeyi bilsin istiyorum saklamayacağım artık."
"Gediz bilemedim şuan doğru mu sence"
"Önemi yok abla bu cesareti bir daha bulamayabilirim."
"Peki sen nasıl istersen ben burada olacağım."
"Tamam sağol."Derin bir nefes alıp ablamın yanından ayrıldım Nare Melekle birlikte masada oturuyordu yanına gidip usulca kulağına;
"Konuşmamız lazım."
"Noluyor Gediz?"
"Gel lütfen."
"Melek anneciğim ben hemen döneceğim Elvanın yanından ayrılma tamam mı?"
"Tamam anne."***
Gediz beni kolumdan tuttuğu gibi koşturarak hazırlık odasına getirdi
"Noluyor Gediz bu kadar önemli ne konuşacağız?"
"Bilmen gereken bir şey var"
"Neymiş o bilmem gereken şey?."
"Bilmen gereken şey.. Seni çok sevdiğim."
Nare bu itiraf karşısında dona kalmıştı söylemek istediği çok şey vardı ama bir türlü dökülemiyordu dudaklarından
"Çok seviyorum seni Nare o havaalanında gördüğüm andan beri seviyorum. Ben kalbime söz geçiremedim ne yaparsam yapayım vazgeçemedim yasak olduğunu bile bile sevdim seni."
"Gediz ben..."
"Şişş bir şey demene gerek yok sevdamın karşılıksız olduğunu biliyorum zaten. Sadece artık içimde tutmak istemedim."
"Sen bu yüzden nişanlanıyorsun unutmak için."
"Unutmak için değil bunu istesem de yapamam ben bunu sadıcım için yapıyorum kafasında ki kuşkulardan kurtulsun diye."
"Sancar için kendinden vazgeçiyorsun yani öyle mi?"
"Ee Sadıç olmak böyle bir şey."
"Peki ya senin sandığın gibi değilse?"
"Anlamadım."
"Dedin ya sevdamın karşılıksız olduğunu biliyorum diye öyle değilse ya bende seviyorsam seni?"
"Nare.. Sen ne diyorsun?"
"O ameliyathane kapısının önünde anladım bende. Senden başka bir şey düşünemedim ne sevda ne destan hiçbiri umurumda değildi bir tek sen ne düşündüm biliyor musun? ya o ameliyathaneden çıkamazsan bende yaşayamam ki kendimi öldürürüm. Bir insan neden böyle düşünür Gediz? Bunun adı aşk değil de nedir?"
"Nare.."
"Yapma Gediz yasaksa yasak benim umurumda değil sen sadece beni sev yeter. Yaşamama, nefes almama yeter. Kıyma bize nolur"
Gediz Nare'nin yüzünü avuçlarının içine alır gözlerinden yaşlar akarken nazikçe yüzünü okşar Nare de başını Gediz'in göğüsüne yaslar ikisi de hıçkıra hıçkıra ağlarken olan biten her şeyi kapının aralık kısmından Sancar izlemiştir öfkeden deliye dönmüş olsa da kendini tutuyor ve yumruklarını sımsıkı sıkıyordu çünkü başka ne konuşacaklarını ya da Gediz'in bu itirafa nasıl bir karşılık vereceğini bilmek istiyordu.
Nare usulca başını kaldırıp Gediz'in gözlerinin içine baktı ağlamaktan kıpkırmızı olmuştular tek tek yanağına düşen yaşları siliyordu Nare.
Gediz de onunkileri
"Özür dilerim."
"Ne için?"
"Gözlerin kıpkırmızı olmuş.. Seni ağlattığım için üzdüğüm için en yakın arkadaşınla arana girdiğim için." Kadın elini adamın tam kalbinin üzerine koyar ve ekler "Buraya tarifsiz bir acı hissettirdiğim için özür dilerim.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞA DOĞAN GÜNEŞ
Hayran KurguBiz yalan bir destan değil gerçek bir aşk hikayesi yazacağız