MAFYA VE AŞK
BÖLÜM : Bela Kasırgası
Müzik: Mafia
***************
BÖLÜM 3
***
Nerdeydi bu az önce bir yerlerde görmüştüm. Bir insan bu kadar unutkan olmazdı. Mutfak dolaplarını tek tek açarak az önce gördüğüm ama bir türlü bulmadığım fincanı aramaya devam ettim. Bu sadece fincan için de geçerli değildi. Mutfakta en küçük malzemeyi dahi bulmak için neredeyse bütün dolapları açıyor her seferinde aynı şeyi tekrarlıyordum. En sonunda dayanamayarak bütün dolapları kapakları açık vaziyette iş yapacaktım.
Ben oflarken arkamdan birinin geldiğini hisseder hissetmez kapıya bakmıştım. Küçük kardeşim benden bir şeyler isteme edasında bana yaklaşıyordu. Başımı hafif yana çevirerek tebessüm ettim. "Ablacım salonda oturabilir miyim?" Ben senin yanaklarını kıpkırmızı edene kadar sıkardım da işim vardı.
"Olur, güzelim otur yalnız salonda patronumuz var. Senden ricam sessizce oturman..." Mira dudağını büzerek bu durumdan pek haz etmediğinin sinyallerini vermişti.
"Ablacım bir şartla ses çıkarmam. Eğer benimle oyun oynarsan..."dediğinde iç çektim. Çocuk oyunlarından nefret etsem de sırf iş yapmamak adına oynardım fakat burası babamın evi değildi. Bende keyfime göre hareket edemezdim. "Bebeğim benim oyun oynayacak kadar zamanım yok." Şimdi huysuz patronun kızar desem kesin iki laf arasında ağzından kaçırırdı. Bunu göze alamadığım için hakaret içerikli sözleri kendime saklıyordum.
"Ama abla ben cansız nesnelerle oynamaktan çok sıkıldım. Sadece bir oyun lütfen!" Kardeşime bakarken biraz düşünmeye karar verdim. Sonra aklıma nerden geldiyse güzel bir fikir gelmişti.
"Pekâlâ, tıp oynayalım mı?"Diye sorduğumda Mira anlamayarak işaret parmağını dudağına götürdü. Bence anlamıştı da oyunu aklınca ölçüyordu. "Uzun uzadıya düşünecek bir yok Mira, ben bir iki üç tıp diyeceğim oyun başlayacak ilk kim konuşup oyunu bozarsa kazanana hediye verecek..." Kardeşim için hediye seçeneği çok fazlaydı. Eğer kazanırsam şu geceleri sarılıp uyduğu ayıcığını isterdim. Böylelikle de geceleri kardeşime rahatça sarılabilirdim.
"Tamam, ama ben kazanırsam bana en büyüğünden pasta yapacaksın." Ah, kıyamam senin canın pasta mı istedi? Mira'nın yanına gidince minik burnunu sıkarak "Anlaştık sana en sevdiğin pastadan yapacağım. Yalnız gece sonuna kadar ne olursa olsun konuşmak yok. Eğer saat on ikiyi vurduğunda hala bir kazanan olmazsa oyuna yarın devam ederiz..." Ben uzun uzadıya açıklama yaparken Mira "Bir iki üç tıp!" Der demez gülerek daha doğrusu başını sağa sola sallayarak arkasını döndüğü gibi gitmişti.
Bende başımı sağa sola olumsuz anlamda sallamıştım. Hani Mira'nın doğumuna şahit olmasam bu kız dünyalı olamaz derdim. "Kahretsin kahve!" Sesli şekilde konuşunca elimi ağzıma götürmüştüm. Şükür ki kimse duymamıştı. Çınar Beyin kahvesini epey geciktirsem de sonunda bol köpüklü olmasa da ortaya karışık bir şeyler yapmıştım. Acaba internette gördüğüm gibi içine birazcık tuz mu koysaydım belki yazıldığı gibi köpüklü olurdu. Elimde kahve durup kaşlarımı çattım. Güzel fikirdi ama önce kendim yapıp içsem iyi olacaktı.