On Dört

157 12 43
                                    

Sellam!

Naber?

Oy ve yorumu unutmayalım.

İyi okumalar.

Beren'den

"Cansu'nun düğününe gidecek miyiz Koray?" Şaşkınca baktı.

"Saçmalama aşkım ne işimiz var eski sevgililerimizin düğününde?" Güldüm.

"Kumanda için pil ararken davetiyeleri gözüme çarptı." Kafasını sallayıp belimden tuttu ve kendine çekti.

"Gitmek istiyor musun?" Ağzımı açtığım sırada telefonunun çalmasıyla geri kapattım.Koray

"İti an çomağı hazırla. Cansu arıyor."

"Numarası mı var sende Koray?" Koray bir şey demeden telefonu açtı.

"Efendim Cansu?"

"İyiyim sen nasılsın?"

"Görüşmek mi istiyorsun? Senin bugün düğünün yok mu?" Gözlerini kocaman açtı.

"Ya,neden?" Sabırsızca ofladım.

"Gelemem Cansu,üzgünüm."

"Ne?! Beş dakika sonra arayacağım seni bekle." Telefonu kapatıp bana döndü.

"Cansu'nun yanına gitmem gerek."

"Şaka mı yapıyorsun Koray?" Derin bir nefes aldı.

"Düğün iptal olmuş. Cansu'nun babası kalp krizi geçirmiş. Sevgilim,geçmişinden tek hayatta kalan benim gitmem gerek." Konu aile olunca işler değişiyordu. Ağzımı açacakken yeniden konuştu.

"Sende gel istersen." Kafamı salladım.

"Tamam gidelim hadi." O tekrar Cansu'yu ararken ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.

Arabasına bindikten sonra sorularıma başladım.

"Geçmişinden bir tek ben kaldım dedin. Annesine ne oldu?"

"O biz daha beraberken ölmüştü. Kardeşi yok ve babasının ailesi başka bir yerde yaşıyor. Annesinin ailesi de yurtdışında."

"Arkadaşı falan yok muymuş?"

"Cansu biraz asosyal bir kızdı. Benden başka kimseyle iletişimi yoktu. Ayrıca babasıyla da aram çok iyiydi. Beni çağırması normal o yüzden." Kafamı salladım.

"Her detayı da biliyorsun maşallah." Güldü.

"Hayatının on yılını geçirdiğin birinini tabii ki her şeyini bilirsin Beren. Sen Caner ve Enis'i çok iyi tanımıyor musun?" Göz devirdim.

"Onlar benim eski sevgililerim değil ama." Kırmızı ışıkta durduğumuzda yanağımı sıktı.

"Boş yere kıskançlık yapıyorsun hayatım. Eğer ona karşı hala bir şey hissetseydim şu an yanımda koltukta oturuyor olmazdın." Gülümsedim.

"Haklısın,üzgünüm." Göz kırptı.

"Hoşuma da gitmiyor değil ama." Biz gülerken hastaneye varmış ve arabadan inmiştik.

Gergince elini tuttum.

"Geleceğimi söyledin mi?"

"Hayır ama seninle geleceğimi tahmin ediyordur zaten." Danışmaya yönelmeden direk asansöre yöneldik. Ben sormadan sevgilim cevapladı.

"Telefonda söylemişti." Gülümseyip yanağını öptüğüm sırada asansör durdu. Sağa dönüp biraz ilerlediğimizde yerde oturan Cansu'yu görmüştüm.

İki Aşk Hikayesi -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin