Özel Bölüm-1 ~ AİLE ETKİNLİĞİ

356 42 53
                                    

Tüm bunlar olduğunda ben 12, Rosie 4 yaşındaydı.

Sherlock ve John (bu daha çok John'un fikriydi.) bizim yeterince aile etkinliği yapmadığımız düşüncesiyle bizi pikniğe götürmüştü.

Yalnız değidik. Molly, Lestrade ve aptal Anderson da gelmişti.

Rosie yeni yeni konuşmaya başkadığı için herkes Sherlock ve ben hariç herkes ona kendi adını söyletmeye çalışıyordu.

Anderson"Hadi bakalım. Benimkini söyleyebilecek misin?"diye baskı yapıyordu.
Rosie ise "Aptal amca" diyerek onu Sherlock'dan öğrendiği şekilde bozunca kıpkırmızı oldu.

Molly ise Rosie ile biraz oynadıktan sonra -Sherlock'un gözüne girebilmek için - benimle ilgilenmeye başladı.

Ama benim ilgim o sırada Sherlock un üzerinde çalıştığı vakanın üzerindeydi. Bu yüzden Molly de bir süre sonra benimle ilgilenmekten vazgeçti.

Sherlock un da çok ilgisini çekmiş olacak ki bilgisayarından sürekli bu vaka ile ilgili şeylere bakıyordu.

Size olayı kısaca aktaracağım: Londra'nın dışında eski bir ev vardı. Dışarıdan eski görünmesine rağmen içerisinin oldukça güzel olduğu söylenir.
Bir süre önce o evde yaşayan aile evde tuhaf olaylar olduğunu söyleyerek evi sattı.
Evi satın alan aile taşınmalarının üzerinden bir hafta geçmiş olmasına rağmen tam anlamıyla delirdiler ve akıl hastahanesine yatırıldılar. Evin ilk sahibi ile iletişim kurulamıyor. Ve kasaba halkı evin hayaletli olduğunu söylüyor.

Babam da evin ilk sahibi ile ilgili bilgiler bulmaya çalışıyordu.

Sonra heyecanla yerinden zıpladı.
"JOHN! JOHN! ŞURAYA BAK!"diye aniden bağırması ile irkildim.

John, Rosie' yi bebek arabasına koyarken, Sherlock da beni korkuttuğu için özür diledi. Sanırım özür dileyebildiği tek kişi benim.

Haber başlığında "HAYALETLİ EVİN SAHİPLERİ ÖLDÜRÜLDÜ. GİZEM ÇÖZÜLDÜ" yazıyordu. Sherlock hızlıca toparlanırken John olayı anlamaya çalışıyordu.

"Bu da ne demek oluyor Sherlock? Nereye gidiyorsun?"

"Ben gitmiyorum John! Biz gidiyoruz."

"Bu çocuklar için çok tehlikeli!"

"Sence biz derken onları mı kastettim?"

Sherlock benim bunu duyunca surat astığımı görünce sözünü düzeltti.
"Yani Sherly gelebilir. Rosie henüz çok küçük."

Molly, Rosie ye bakmak için gönüllü olunca yola çıktık. Neredeyse iki saatlik bir yol gittik.

Sherlock yol boyunca parmaklarını birleştirip ve gözlerini kapatıp düşüncelere daldı.
Ve ben de aynısını yaptım.

Taksideyken Sherlock ve John cam kenarına ben ise ortalarına oturmuştım.

Ama ben bir süre sonra Sherlock gibi düşünmekten sıkıldım ve John un yanında getirdiği bisküvilerden yedik.

Taksi şöförü bunu fark edince bize kızdı ve Sherlock taksicinin bize kızdığını fark eder etmez gözlerini açtı.

Nazik ama sert bir şekikde "Küçük kızımın kusuruna bakmayın. Umarım bu miktar sorunu telafi eder."dedi ve taksiciye iyi bir miktar para uzattı.

Sonra bana bize dönüp fısıldayarak "Kesin şunu!" dedi ve tekrar düşünce pozisyonunu aldı.

John ve ben yediğimiz bu azardan sonra yol boyunca ağzımızı bile açamadık...

"Hayaletli ev" denilen yere gitmeden önce olay yerine gittik.

Yerde bir adam yatıyordu. Başından silah ile vurulmuştu.

Normalde küçük çocukların olay yerine girmesine izin verilmez ama Sherlock un yanında 4 yaşından beri olay yerlerine gittiğim için artık kimse bana bir şey demiyor. Beni "Küçük Sherlock" diye çağırmaya devam ediyorlar.

Donavan " 'Küçük Sherlock' un bile görebileceği gibi..."diye söze başladı ki, Sherlock onun sözünü bölerek "Sherly, bile görebilir ki bu adam öldürülmedi. İntihar etti. Ama siz aptal olduğunuz için bunu göremezsiniz."dedi ve Donavan'ı kızdırdı.

Sonra Sherlock bana dönerek Donavan'a bunu nereden anladığını anlatmamı istedi.

Donavan başlarda küçük bir çocuktan ders aldığı için çok utanıyordu ama artık iyice alıştı ve yüzsüzleşti. Yine de ona olayı seve seve anlattım.

Sonra yine taksiye binip hayaletli ev denen yere gittik.

Sherlock eve bu kez tek başına girmek istediğini söyledi.

John ve ben de evin bahçesinde beklemeye başladık. Ve John ile biraz sohbet ettik. Çünkü babama soramadığım bazı soruları ona sorabiliyorum.

"John? Sen babamı çok seviyorsun değil mi?"

"Evet Sherly. Baban iyi bir adam. Hatta tanıdığım en iyi adam. Yanii o benim en iyi arkadaşım."

"En iyi arkadaş nasıl olunur? Okulda kimse benimle arkadaş bile olmuyor. Gerçi onların hepsi çok aptal ve sıradan..."

"İşte tam da bu yüzden seninle arkadaş olmuyorlar. Onlara sürekli hakaret ediyorsun."

"Ama babam dürüst olmam gerektiğini söyledi. Ben de öyle yapıyorum. Hem babam da öyle yapıyor ama sen onunla hala arkadaşsın."

"Bu bizim durumumuzda biraz daha farklı."

"Nasıl? Benim okulumdaki onlar hakkında yaptığım çıkarımları duyunca kaçıyorlar. Ama Sherlock senin üzerinden çıkarım yapınca sohbet etmeye başlıyorsunuz. Nasıl oluyor bu?"

John tam soruma cevap vermek üzereydi ki Sherlock elinde bir şişe ile geri geldi. Heyecandan zıp zıp zıplıyordu. Bir yandan zıplıyor bir yandan da John ile konuşmaya çalışıyordu.

Böyle zamanlarda kendimi görünmez gibi hissediyorum ama görünmezlik bazen iyidir.

Takside de anlatmaya devam etti. "John, sonuç olarak: bu şişenin içindeki kimyasal madde insanlara aklını kaçırtıyor. Kalıcı etkileri var."dedi.

Sonra başka bir dava hakkında konuşmaya devam etti. Ben de bu sırada babamın omuzunda uyuyakalmıştım...

__________________________________

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Eğer isterseniz ara sıra bu tarz 'özel bölümler' yazabilirim.

Bir önceki bölümde de söz ettiğim gibi
bir sonraki bölüm, bir önceki bölümün kaldığı yerden devam edecek...

<3

HolmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin