•6•

318 28 32
                                    

Bir iki hafta sonra güneş o kadar parlaktı ki, Sakura ile Mayu o sık sık yaptıkları taşra gezintilerini özledikleri için sabah bir Londra gezisi yapmak istediler. Mayu'nun ısrarı ile gezilerine önce alışveriş bölgesinden başladılar.

"Kesinlikle benim başka bir elbiseye ihtiyacım yok," dedi Sakura caddeden aşağıya doğru yürürlerken. Hizmetçiler onları epeyce uzaktan takip ediyorlardı.

"Benim de yok ama bakması çok eğlenceli, dahası harçlıklarımızla alacak ıvır zıvır bir şeyler bulabiliriz. Bir değişiklik olmazsa doğum günün burada yapılacak. Kendine bir ikramda bulunmalısın."

"Belki de."

Kılık kıyafet mağazalarını, kadın şapkacılarını, takıcıları hatta tatlıcıları dolaştılar. Sakura ne aradığını bile bilmediğinin farkına ancak vardı.

"Şuna bak, Mayu" diye soluklandı. "Müthiş bir şey değil mi?"

"Müthiş olan ne?" diye sordu Mayu, son derece büyük bir zevkle süslenmiş kitapçı vitrinine bakarken. "Şu." Parmağıyla Sör Thomas Malory tarafından yazılmış Arthur'un Ölümü (Le Morte dArthur) adlı kitabın kusursuz bir kopyasını gösterdi. Zengin ve sevimli görünüyordu. Sakura vitrine doğru eğilip onun etrafa yaydığı havayı teneffüs etmek istedi.

Hayatında ilk kez, sahip olmak zorunda olduğunu hissettiği bir şeyle karşılaşmıştı. Bir iç çekti - derin, içini dolduran bir nefes aldı ve "Nihayet ayakkabılara neden bu kadar tutkun olduğunu anladım," dedi.

"Ayakkabılar mı?" dedi Mayu, ayaklarına bakarak. "Ayakkabılar mı?"

Sakura daha fazla açıklama yapma ihtiyacı duymadı. Başını eğmiş sayfaların kenarındaki yaldız boyayı incelemekle meşguldü.

"Ve biz bunu çoktan okuduk," diye sürdürdü Mayu. "Sanırım iki yıl önceydi, Bayan Lacey mürebbiyemiz olarak işe alındığı zaman. Hatırlamıyor musun? Yaşımızın bu kitap için henüz uygun olmadığı konusunda şaşırıp kalmıştı"

"Konu kitabın okunması değil," dedi Sakura cama biraz daha yaklaşarak.
"Bu senin de hayatında gördüğün en güzel şey değil mi?"

Mayu arkadaşının bu söylediklerini garipseyerek, "Aaa... Hayır," dedi.

Sakura yavaşça başını salladı ve Mayu'ya baktı. "İşte bir şeyi sanat eseri yapan bu olsa gerek. Birinin içinde fırtınalar kopartan bir şey, ötekinin kılını bile kıpırdatamıyor.”

"Sakura, o bir kitap."

"O kitap," dedi Sakura kesin bir kararlılıkla, "Bir sanat eseri."

"Oldukça eski görünüyor."

"Biliyorum," diye iç geçirdi Sakura mutluluk içinde.

"Alacak mısın?"

"Eğer yeterli param varsa."

"Bence vardır. Yıllardır harçlıklarını hiç harcamıyorsun. Bütün paranı, Sasuke'nin beş yıl önce doğum gününde sana gönderdiği porselen vazonun içine koyuyorsun."

"Altı."

Mayu göz kırptı. "Altı ne?"

"Altı yıl önceydi."

"Beş yıl önce altı yıl önce - ne fark eder ki?" Mayu patladı, Sakura'nın mükemmeliyetçiliği sabrını taşırmış gibi. "Mesele şu ki kenara konulmuş bir miktar paran varsa ve o kitabı gerçekten istiyorsan yirminci doğum gününü kutlamak için onu alman gerekir. Kendine hiçbir şey almıyorsun."

Sakura vitrinin cazibesine geri döndü. Kitap bir kaidenin üzerine yerleştirilmiş ve ortalardan bir sayfası da açılmıştı. Arthur ile Guinevere'nın parlak renklerle boyanmış bir tasviri. "Pahalı olmalı," dedi üzüntüyle.

🌸LADY🌸 |SAKURA HARUNO|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin