Sasuke, ertesi sabah alkolle hiç ilgisi olmayan şiddetli bir baş ağrısıyla uyandı.
Keşke brendi yüzünden olsaydı, diye düşündü. Brendi çok daha hafif bir sebep olurdu. Sakura.
Ne düşünüyordu böyle?
Hiçbir şey Belli ki hiçbir şey düşünmüyordu. En azından kafasıyla düşünmüyordu.
Sakura'yı öpmüştü. Kahretsin, onu özellikle hırpalamıştı. İngiltere'nin hiçbir yerinde, onun dikkatini çekmek için Sakura'dan daha az uygun genç bir kadın olamazdı.
Bir gün bunun bedelini ödemesi gerekecekti.
Eğer daha iyi bir adam olsaydı onunla evlenirdi. Bundan daha az bir şey için bile, genç bir kızın adı kötüye çıkabilirdi. Ama kimse görmemişti. İçinden küçük bir ses ısrar ediyordu.
Olanları ikisinden başka kimse bilmiyordu ve Sakura hiçbir şey söylemeyecekti. Öyle bir kız değildi.
Kendisi de iyi bir adam değildi. Karin icabına bakmıştı. İçinde iyi ve güzel olan ne varsa öldürmüştü. Yine de duyguları hâlâ yaşıyordu. Artık hiçbir şekilde, kendinin Sakura'nın yakınlarına bir yerlere gitmesine izin vermeyecekti. Tek bir hata, durumu anlaşılabilir hale getirebilirdi.
İkincisi mahvına sebep olabilirdi. Üçüncüsü ise...
Güzel Tanrım üçüncüsünü düşünmemeliydi bile.
Mesafe koymalıydı, hepsi o kadar. Mesafe. Sakura'dan uzak durursa, baştan çıkamazdı.
Sakura da zaman içinde bu günahkâr karşılaşmalarını unutur, evlenmek için kendine iyi ve hoş bir eş bulurdu. Onun başka bir adamın kollarındaki görüntüsü Sasuke için beklenmedik ölçüde tatsızdı. Bunun sebebinin, sabahın erken bir saati olduğundan dolayı yorgun olmasına ve onu daha altı saat kadar önce öpmüş olması olduğuna karar verdi ve –
Ve daha yüzlerce sebep olabilirdi, hiç birisinin üzerinde daha fazla durmaya gerek yoktu.
Bu arada, ondan kaçınmak zorunda kalacaktı. Belki şehri terk etmesi gerekirdi. Uzaklaşması. Taşraya gidebilirdi. Gerçekte niyeti Londra'da çok uzun kalmak değildi nasılsa.
Gözlerini açtı ve inledi. Kendini kontrol edemiyor muydu? Sakura deneyimsiz, yirmilik, delişmen bir kızdı. Karın gibi değildi. Tüm kadınsı becerilerine hâkim ve onları bireysel çıkarları için kullanmaya istekli.
Sakura baştan çıkarıcı olsa da karşı konulabilirdi. Sasuke, onu kafasından atacak kadar güçlü bir erkekti. Bununla birlikte, belki de onunla aynı evde yaşamamalıydı. Belki bu yıl sezona katılan kadınları inceleme zamanı gelmişti. Birçok ağırbaşlı dul genç kadın vardı. Çok uzun süredir ona bir kadın eşlik etmemişti.
Bir kadını unutmasına yardımcı olabilecek bir şey varsa, o da başka bir kadındı.
***
"Sasuke taşınıyor."
"Ne?" dedi Sakura, porselen bir vazodaki çiçekleri düzeltirken. Ancak kıvrak elleri ve şanslı olması sayesinde, değerli, antika vazo yere düşüp parçalanmaktan kurtulmuştu.
"Gitti bile," dedi Mayu omuz silkerek. "Şu anda uşağı eşyalarını topluyor."
Sakura vazoyu tekrar masanın üzerindeki yerine koydu, parmakları son derece dikkatliydi. Yavaş ve kararlı. Derin bir nefes aldı. Sonra nihayet, sarsılmadan konuşabileceğinden emin olunca, "Şehirden ayrılıyor mu?" diye sordu.
"Hayır, öyle olduğunu sanmıyorum," dedi Mayu. "Şehirde bu kadar uzun kalmak niyetinde değildi, bu yüzden bir daire kiralıyor."
Bir daire mi kiralıyordu? Sakura, göğsüne batan korkunç duygu ile mücadele etmeye çalışıyordu. Bir daire kiralıyordu. Sırf ondan uzaklaşabilmek için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌸LADY🌸 |SAKURA HARUNO|
Ficção Adolescente- Kendi kurgum değil - Sakura ana karakter. - Kitabın Naruto serisi ile alakası yoktur. - Wattpad sakın sileyim deme....