Mayoku yakında burada olacak," dedi Mayu ve gül salonuna girip Sakura'ya en güzel gülücüklerini gönderdi.
Sakura başını kitabından kaldırıp ona baktı - elindeki, Arthur'un Ölümü'nün, Lord Rudland'ın kütüphanesinden emanet aldığı, pek de parlak olmayan, kulakları köpek kulağına benzeyen bir kopyasıydı. "Gerçekten mi?" diye mırıldandı, hâlbuki o gün öğlenden sonra Mayoku'nun geleceğini çok iyi biliyordu.
"Gerçekten mi?" diyerek Mayu onu taklit etti. "Tek söyleyebileceğin bu mu? Pardon ama senin bu çocuğa âşık olduğun izlenimini edinmiştim, özür dilerim - şimdi artık o bir erkek, öyle değil mi?"
Sakura okuduğu kitaba geri döndü. "Ona âşık olmadığımı söylemiştim sana."
"Olmalısın," dedi Mayu. "Eğer onunla biraz zaman geçirmeye tenezzül etseydin olacaktın."
Sakura'nın, sayfadaki kelimeler üzerinde kararlı biçimde dolaşıp duran gözleri birden dondu. Başını kaldırdı. "Bağışla beni ama o Oxford da değil mi?"
"Evet, öyle," dedi Mayu sanki altmış millik mesafenin hiç önemi yokmuş gibi. "Ama o geçen hafta buradaydı ve sen onunla neredeyse hiç vakit geçirmedin."
"Bu doğru değil," dedi Sakura. "Hyde Park'ta ata bindik, ruhlar için Gunters'e gittik, hatta Serpentine'de bir tekne gezintisi yaptık."
Mayu yakındaki bir sandalyeye kendini attı ve kollarını önünde kavuşturdu. "Bu yeterli değil."
"Sen çıldırmışsın," dedi Sakura. Hafifçe başını salladı ve sonra kitabına geri döndü. "Biliyorum ona âşık olacaksın. Tek ihtiyacın olan onunla birlikte yeterince zaman geçirmek."
Sakura dudaklarını sımsıkı kapadı ve gözlerini kitabın üzerinde sabitledi. Bu hiçbir yerde kabul görebilecek bir konuşma değildi.
"Sadece iki günlüğüne geliyor," dedi Mayu. "Hızlı hareket etmemiz gerekiyor."
Sakura bir sayfa çevirdi ve"Sen ne dilersen, onu yap Mayu, ama ben planlarının bir parçası olmayacağım." Sonra telaşla kafasını kaldırıp ona baktı. "Hayır, fikrimi değiştirdim. Ne dilersen onu yapma. Eğer her şeyi sana bırakırsam, neler olup bittiğini anlayamadan kendimi uyuşturulmuş olarak Gretna Green yolunda bulurum."
*Gretna Green, Güney İskoçya'da İngiltere sınırında, 1754–1856 yıllan arasında İskoç yasaları değişinceye kadar, kaçarak evlenmiş olan eşlerden bir tanesinin yirmi bir gün boyunca evlenme iznini alabilmek için ikamet etmek zorunda kaldığı bir köy.*
"Entrika dolu bir düşünce."
"Mayu, çöpçatanlık yok. Bana söz vermeni istiyorum."
Mayu birden kurnaz bir ifadeye büründü. "Tutamayacağım bir sözü vermem."
"Olma."
"Peki, tamam ama eğer onun kafasında çöpçatanlık varsa Mayoku'nun önüne geçemezsin. Son davranışından yola çıkarsak, böyle bir şeyler düşünüyor olması muhtemel."
"Yeter ki sen müdahale etme."
Mayu burnundan soludu ve alınmış gibi görünmeye çalıştı. "Böyle bir şeyi yapabileceğimi düşünmen bile beni incitiyor."
"Lütfen." Sakura tekrar kitabına döndü ama bir yandan kafasından geriye doğru sayarken bir yandan da kitabın konusuna odaklanmak neredeyse imkânsızdı... yirmi, on dokuz, on sekiz...
Mayu kesinlikle yirmi saniyeden daha fazla sessiz kalmayacaktı. On yedi... on altı...
"Mayoku'dan çok sevimli bir koca olur, sence de öyle değil mi?" Dört saniye. Mayu için bu kadarı bile olağanüstüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌸LADY🌸 |SAKURA HARUNO|
Fiksi Remaja- Kendi kurgum değil - Sakura ana karakter. - Kitabın Naruto serisi ile alakası yoktur. - Wattpad sakın sileyim deme....