Sakura sonraki haftayı, eski Yunan trajedileri okurmuş gibi yaparak geçirdi. Bir kitabı gerçekten okuyacak kadar uzun süre zihnini ona odaklaması mümkün olmuyordu, ancak ikide bir sayfanın üzerindeki sözcüklere bakmak zorunda kaldıkça, kendi ruh haline uygun bir şey seçebileceği sonucuna vardı.
Bir komedi onu ağlatırdı. Bir aşk hikâyesi ise, Tanrı korusun, oracıkta yok olmasına sebep olabilirdi. Başkalarının işlerine burnunu sokmasıyla tanınan Mayu, Sakura'nın üzüntülü halinin sebebini araştırmakta ısrarcı davranıyordu. Sakura'yı sorguya çekmediği zamanlarda ise onu neşelendirmeye çalışıyordu. İşte bu Sakura'nın neşelendirilmesi seanslarından birinin ortasında, Mayu, kocası kendisine dört tane minyatür kaniş almayı kabul edene kadar onu evden atan bir kontesin hikâyesini anlatırken, Leydi Mikoto kapıyı çaldı.
"Aaa, ne iyi," dedi kafasını içeriye uzatarak, "İkiniz de buradasınız. Mayu öyle oturma. Bir leydiye hiç yakışmıyor."
Mayu saygıyla oturma şeklini düzelttikten sonra sordu, "Ne vardı, anne?"
"Önümüzdeki hafta, bir taşra ziyareti için Leydi Maria evine davet edildiğimizi size bildirmek istedim." "Leydi Maria kim?" diye sordu Sakura,elindeki kitabı kucağına koyarken.
"Kuzenlerimizden birisi," dedi Mayu. "Üçüncü ya da dördüncü dereceden, hatırlayamıyorum."
"İkinci," diye düzeltti Leydi Mikoto. "Bizim adımıza davetiyeyi ben kabul ettim. O kadar yakın bir akrabamız ki. Reddetmek kabalık olurdu."
"Sasuke de geliyor mu?" diye sordu Mayu.
Sakura bu soruyu sorduğu için arkadaşına binlerce kez teşekkür etmek istedi çünkü kendisi buna asla cesaret edemezdi.
"Gelse iyi olur. Uzun zamandır ailevi zorunluluklarının hiçbirini yerine getirmiyor," dedi Leydi Mikoto kendine özgü olmayan bir sertlikle. "Eğer gelmezse bana cevap vermesi gerekecek."
"Tanrım," dedi Mayu boş bir ifadeyle. "Ne korkunç bir düşünce."
"Bu çocuğun nesi var bilmiyorum," dedi Leydi Mikoto başını sallayarak. "Sanki bizden kaçıyormuş gibi." Hayır, diye düşündü Sakura kederli bir gülümsemeyle, sadece benden kaçıyor.
***
Sasuke, ailenin aşağıya inmesini beklerken ayağını sabırsızlıkla yere vuruyordu. O sabah neredeyse on beşinci kez kendinin de sezona katılan öteki erkekler gibi olmasını dilerken buldu, onların çoğu annelerini ya hiç dinlemiyordu ya da önemsemiyordu. Annesi, nasıl olduysa, ona bu lanet olası, bir hafta sürecek ev partisine katılmayı kabul ettirtmeyi başarmıştı ki şüphesiz Sakura da orada olacaktı.
O bir ahmaktı. Bu gerçek gittikçe daha da netleşiyordu.
Kaderi gücendirdiği açıkça belli olan bir ahmak, çünkü annesi ön hole gelir gelmez, "Senin Sakura ile gitmen gerekecek," dedi.
Belli ki Tanrıların espri anlayışı pek sağlıklı değildi. Boğazını temizledi. "Sence bu akıllıca bir şey mi anne?
Annesi ona sabırsız bir bakış attı. "Kızı ayartacak halin yok, değil mi?"
Lanet olası. "Tabii ki yok. Sadece onun adının nasıl anılacağını düşünmek gerekiyor. Oraya onunla aynı arabada gidersek insanlar ne düşünür? Herkes onunla baş başa bir kaç saat geçirdiğimizi tahmin edecektir."
"Herkes ikinizin kardeş kadar yakın olduğunuzu bilir. Hem, zaten sonra arabalarımızı değiştireceğiz böylece de sen babanla birlikte gelmiş olursun. Hiç sorun olmayacak. Aslında, babanla ben Mayu'yla baş başa konuşmak istiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌸LADY🌸 |SAKURA HARUNO|
Novela Juvenil- Kendi kurgum değil - Sakura ana karakter. - Kitabın Naruto serisi ile alakası yoktur. - Wattpad sakın sileyim deme....