SANIK

371 37 36
                                    

"Adres verin."

Hoseok Hyung ciddi tonda konuştuğuna göre bir sorun vardı. Her zaman olduğu gibi.

Arabanın torpido gözünden çıkardığı kağıt kalem ile adresi yazıp telefondaki kişiye cevap verdi.

"Ekibi olay yerine göndersinler. Yarım saate oradayım."

Telefonu kapatırken derin bir iç çekti. Ne olduğunu sormak yerine önüme döndüm. Yeniden suya düşmüştü eğlence planlarımız.

"Yine bir cinayet.. Vakit kaybetmeden oraya gitmeliyim."

"Eh, buradayken bende geleyim bari."

Lee Hoseok, olay yeri inceleme uzmanı. Ne zaman boş vakit bulsak başka bir vaka ile bütün planlarımız suya düşer. Alıştık tabii.

Hoseok Hyung arabayı çalıştırıp sürmeye başlarken başımı cam tarafına döndürdüm. Çok geçmeden yine bir kenar mahalleye gelmiştik. Klasiktir bu. Bir kadın sokak arasında öldürülür ve unutulurdu. Son zamanlarda artan suç oranı yüzünden bu durum artık normal karşılanıyordu. Devlet bir kaç ay soruşturma yapar, sonuç bulamayınca bırakırdı.

Bu durumda olmamız millet olarak en büyük acımızdı belkide. Kimse umursamıyor gibi görünsede mağdur olan kişi sayısı hayal edemeyeceğimiz kadar çoktu.

Hoseok Hyung direksiyonu sağ tarafa döndürdüğünde kalabalığı gördüm. Çekilmiş sarı şeritlerin ardında kalabalık gruplar, cesedin olduğunu düşündüğüm yerde toplanmışlardı.

"İstiyorsan arabada kal. Cesede bakmak zor olabilir."

"İlk kez görmüyorum ya."

Kemerimi yuvasından çıkarıp çoktan arabadan inen Hoseok Hyung'u takip ettim. Olay yerine adım ve adım yaklaşırken sakin kalabildiğimi söyleyemem. Her defasında cesede yaklaşırken böyle oluyordu. Sarı şeridin altından geçerken burnuma kötü bir koku gelmişti. Daha sonra onu gördüm.. Başımı kaldırıp bakmamalıydım. Kadın tıpkı sakince uyuyormuş gibi yatıyordu yerde. Açıklanması zor bir durumdu. Meraktan ona bakmak istiyordum. Ama bakamıyordum da.

Kenara geçip olanları izlemeye başladım bu yüzden. Hoseok Hyung çoktan gelmiş olan ekibinin yanına gitmişti. Polis arabasının arka bagajı açıktı ve içinde, uzakta olmasına rağmen kadına ait eşyaların olduğu görülüyordu. Bir çanta, ufak takılar.. Uzaktan boş gibi görünsede içinde saç telleri olan plastik poşetler. Herşey poşetlere konulmuş incelenmek için bekliyordu.

Bir insan neden böyle bir şey yapardı ki? Gerekçesi ne olabilirdi? Yerde yatan kadın oldukça genç görünüyordu. Merakıma yenik düştüğümde cesedin önünde eğilen Hoseok Hyung'un yanına gittim. Gözleri ile inceliyordu onu.

"Kadının karnındaki şişlik sizce de farklı değil mi? Kilo olduğunu düşünmüyorum."

Üstün bir ciddiyet ile bunu söylediğinde bakışlarımı tekrar kadına çevirdim. Bakması hala zordu. Sırt üstü olan bedenine rağmen karnı şiş görünüyordu. Gözlerinin altına atılan çizikler yüzünden yanaklarında kurumuş kan izleri vardı.

"Hyung, ben arabada bekleyeceğim."

"Tamam Jooheon."

Etrafta dolaşarak ayak bağı olmak istemiyordum. Bu iğrenç görüntüye daha fazla katlanamazdım. Polisler, sağlık ekipleri, olay yeri inceleme ve daha bir çok ekip ufakta olsa bir kanıt bulmak için oradaydı. Onlar bile binlerce sırrı çözemezken, benim gibi bir avukat asla bir şey yapamazdı.

Arabanın kapısını açıp koltuğa yerleştim. Ne de berbat bir durum.. Uzun zaman sonra elime geçen ufak miktar para ile eğlenmek istemiştim. Hoseok Hyung ile güzel bir mekana gidecektik. Bunu özlemiştim çünkü suç oranlarının artması ile o da işine daha fazla vakit ayırmak zorunda kalmıştı.

SECRET // { JooHyuk } Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin