"Aptal! Havlu kullansana, etrafı ıslatıyorsun."
"Tamam ya, ne kızıyorsun?"
Heejun banyodan çıktığında masanın üstüne koyduğu saatini inceliyordum. Nereden baksam benden kıymetliydi bu saat. Bu yüzden dikkatlice tekrar masanın üstüne bırakıp arkamı döndüm. Yani duştan çıkıyorsun, beline bir havlu sarmak bu kadar zor olamaz, değil mi?
Uyarım ile banyomdan temiz bir havlu alıp beline sardı. Hafif esmer tenini inceledim. Daha yeni gelişmeye başlamış karın kasları etkilememişti beni. Sürekli gördüğüm bir şeydi. Yavaşça üstünü giyinirken köşeden izledim onu.
"Giyinmeyecek misin?"
Üstümde yalnızca beyaz, önü kapalı bir gömlek vardı. Kalçalarımı rahatlıkla kapattığı için pantolon giyme gereği duymamıştım.
"Duşa gireceğim."
".. Pekala."
"... Önce param."
Uzun zamandır etkilemek istediğim biriydi Heejun. Eğlenmek için gittiğim bir davette onunla tanışmıştım. Niyetini fazlasıyla belli ettiği için üzerine gittim. Oldukça varlıklı bir ailenin tek oğluydu. Bütün para onundu. Tahmin ettiğim üzere şımartılarak büyütülmüştü.
Bir kaç gün önce ise borçlarımı nasıl ödediğimi öğrenmiş ve hemen teklif etmişti.
Benimle yatmayı..
Hiç düşünmeden kabul ettim. Borçlu olduğum adamların beni rahatsız etmesine katlanamıyordum artık. Gece bile olsa ansızın gelip kapıya kıracak gibi sertçe vuruyorlardı.
Bıkmıştım...
"Endişelenme. Paran orada. Dolabın üstünde."
İşaret ettiği dolabın önüne gidip üstündeki parayı aldım ve tek tek saydım.
"Gereğinden fazla vermişsin-"
"Sonraki sefer için."
"Sonraki?"
Kemerini düzeltirken önüme gelip dudaklarıma ufak bir öpücük kondurduğunda geri çekildim. Bu yaptığıma alışmasa iyi ederdi..
"Bu defa sen ayağıma gelmelisin, tamam mı?"
"Ne? O saraya mı? Beni mi alacaklar?"
"Bay Heejun'un konuğuyum dersen alırlar güzelim. Şimdi gidiyorum, sende kendinle ilgilen artık, hm?"
Gömleğimin eteklerini aşağıya çekiştirirken başımı başka yöne çevirdim. Kendine olan bu güveni beni daha ilk anlardan deli etmeye başlamıştı.
"Güle güle."
"Görüşürüz." diyerek masada olan saatini aldı ve evden çıktı. Nefret ediyorum. Birlikte geçen bir kaç saat sonrası aniden tek kalmak hiç şüphesiz en sinir olduğum durumdu.
Gömleğimin düğmelerini açıp omuzlarımdan düşmesine izin verdim. Yorgundum. Uzun bir gün olmuştu. Küvete girip suyu açtım. Sertliğim geçtiği için tadım kaçsada gözlerimi kapatıp duş başlığından gelen su damlalarının yüzüm ile buluşmasına izin verdim.
Lee Minhyuk sen tam bir bitiksin.
Elimden gelen tek şey buydu. Aklım ve bedenim. Bedenim daha çok para ediyordu. Daha hızlı sonuç alıyordum. Boş boş büroda oturarak bir yere varamıyordum. Hazır orayı kapatmışken belkide bu son işim olmalıydı. Belkide Bay Im kurtulduktan sonra dedektifliği bırakmalıydım. Çocukluk hayalimden vazgeçmeliydim.
Ben buna uygun değilim.
Ben kullanılmak için varım. Sadece kullanılmak için. Sırıtarak doğruldum yerimden. Her defasında bunları düşünmek bile yetmişti artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRET // { JooHyuk }
FanfictionAvukat Lee Jooheon Dedektif Lee Minhyuk "Seni kaybetmek istemiyorum." "Sen benim sırrımsın." (devam etmeyecek.)