Elimdeki poğaçayı yerken telefonumu kurcalıyordum. O piç ben aramayı kapattıktan sonra tonlarca mesaj atmıştı. Hepsini gülerek okurken aynı zamanda bu durumun neden hoşuma gittiğini düşünüyordum. Benimle olmak için her şeyi yapabilecek kişiler vardı. E tabii iyi hissettiriyordu bu.
Ancak bu adam paramı ödemiyordu. Ödeyince de eksik veriyordu. Kullanılmak zaten kötüyken üstüne birde kazancımı alamamak daha kötüydü.
"Minhyuk."
"Hm?"
Ekranda gördüğüm mesajları okumaya devam ettim. Şuan farkettimde ya saatlerce evimin önünde beklerse..?
"Bakacak mısın?"
Zaman zaman böyle yapışkan kişiler çıkıyordu ve başım belaya giriyordu. Sorunsuz sıyrılıyordum ama.. Endişelenmemek için bir sebebim yoktu.
"Bekle lütfen."
Bahçenin ortasındaki masalardan birine geçmiştik. Sandalyemden kalkıp müşterilerin ve Jooheon'un olmadığı bir yere gidip Heejun'u aradım.
"Evet güzelim?"
"Neredesin?"
"Dışarıda. Ne oldu? Hani beni ilk arayan olmazsın normalde.."
"Senden bir şey isteyeceğim."
"Söyle bakalım."
"Evime gidebilir misin?"
"Neden? Sen neredesin?"
"Bende dışarıdayım. İş için yani şu dava olayı. Sanırım şu takıldığım adamlardan biri evimin önünde. Attığı mesajlara bakılırsa gitmeye niyeti yok gibi..."
"Anladım tamam. Ben hallederim."
"Hey dur."
"Ne oldu?"
"Dövmek gibi saçma bir harekette bulunma. O ufak kasların buna yetmez."
"Tamam, tamam. Sen hakaret etmeden duramaz mısın? Bak önce evine oradan da spora gideceğim. Sırf sen söyleniyorsun diye."
"Uzatma da adam gidince bana yaz."
"Tamam bebeğim. Görüşürüz."
Telefonu kapattığımda yüzümde küçük bir gülümseme oluştu. Heejun'u elde etmek diğerlerinden daha çok zorlamıştı beni. Esprili ve aptal biriydi. Güldürüyordu.
Masaya gittiğimde yerime oturdum. Telefonu cebime koyduktan sonra Jooheon'a baktım.
"Dinliyorum."
"... Nereden başlasam?"
"İstediğin yerden? Benimle ilgili mi soru soracaksın?"
"Evet. Tahminlerinin doğru çıkması korkutucu."
"Sürekli beni inceliyorsun. Tahmin etmem doğal değil mi? Sor hadi."
"En baştan anlat. Kendini."
"Hop, orada dur. Bir ay içinde bu mesele kapandığında bir daha görüşmeyeceğiz. Hayatımı anlatabileceğim biri değilsin yani."
"Davanın bir ay içinde biteceği kesin değil. En azından özet geç."
"Öyle bir şey yapmayacağım."
"Anlatmak istemediğine göre bir şeyler saklıyorsun."
"Saklıyorum yada saklamıyorum. Bu neyi değiştirir?"
"Hiçbir şeyi."
Önündeki kahveyi eline alıp yudumladığında gözlerimi kısarak baktım ona. Devletin köpeklerinden biriydi işte. Sinirimi bozuyordu. O da aptaldı. Öyle olmasaydı bana ihtiyacı olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRET // { JooHyuk }
FanfictionAvukat Lee Jooheon Dedektif Lee Minhyuk "Seni kaybetmek istemiyorum." "Sen benim sırrımsın." (devam etmeyecek.)