"Hoşgeldin. Geç olsada."
Heejun masasında oturmuş yine bir şeyler yapıyordu. Ah bende isterdim masa başında bir işim olmasını. Hatta evden çalışmayı. Ama şartlar beni tehlikeye itiyordu.
Camın önüne gidip dışarı baktım. Jooheon çoktan gitmişti. Bugün gereksiz bir duygusallaşma yaşamıştı. Hep böyle olacaksa işim zordu.
"Neden geç kaldın?"
"Müdürlükteki işim uzadı. Bu yüzden geç kaldım."
"Bakıyorum da artık sorularıma cevap veriyorsun. Bir kaç haftaya ben sormadan nerede kiminle olduğunu da söylersin artık."
Gülerek yanıma geldiğinde kaşlarımı çattım. Komik değildi bu. Gerçi o bana hesap sorarken neden cevap verdiğimide bilmiyordum ama..
Elini uzatıp arkamda kalan perdeyi çektiğinde etrafa bakındım. Onun bedeni görüşümü kısıtlasa bile bu halde gördüklerim bile çok fazlaydı benim için.
"Bu oda benim evim kadar.. Neden bu kadar büyük?"
"Belkide senin evin küçüktür."
Eh tabii. Ortalama bir evden küçük olsada bana yetiyordu.
"Benim için mi geldin, odamı incelemek için mi?"
"Söylenme ve çıkar üstünü."
"Önce duş alacağım güzellik. Şuraya bak."
Yukarıyı işaret ettiğinde başımı kaldırıp baktım. Kamera..?
"Bir şey yaparsan veya alırsan, o kamera seni güzelce izliyor olacak. Dikkatli ol hm?"
"Yürü git sen banyona. Hırsız değilim ben."
"Belli olmaz." diyerek banyoya ilerledi. Tişörtünü çıkarıp kapının yanında duran koltuğun üstüne attığında çok geçmeden oda da tek kalmıştım. Kamera açık olsaydı beni buraya çağıramazdı. Bunu anlamayacağımı mı düşünmüştü cidden?
Evde kimse olmamasına rağmen hizmetlilere karşı kapıyı kilitledim. Etrafa bakınıp vakit geçirdikten sonra kemerimi açtım. Pantolonumun bacaklarımdan sıyrılıp yer ile buluşmasına izin verdikten sonra gömleğimin düğmelerini açıp yatağa yöneldim.
Yumuşacıktı. Aslında hala uykum vardı. Kafamı yastığa koyduğumda bedenim kendini uykuya hazırlamıştı bile. Tavana bakan gözlerim yavaş yavaş kapanırken kapı sesini duymam ile kendime gelmeye çalıştım. Heejun saçını güzelce kuruladıktan sonra belindeki havluyu atıp yatağın önüne gelmişti. Yanıma oturduğunda ona baktım.
"Ne o? Uyuyacak mısın?"
"..."
"Ne yapsam, yumuşak yatağımda uyudun diye senden para mı alsam?"
Yüzümde bir tebessüm bile oluşturmayan esprileri son bulduğunda elini karnımın üstüne koydu. Gömleğimin önün açarken mırıldandı.
"İyice zayıfladın.."
"Sen beni mi düşünüyorsun? Hadi başla."
"Düşündüğümden değil. Bu kadar zayıf olman hoşuma gitmiyor sadece."
"Yani beni düşünüyorsun."
Bana öylece baktığında kıkırdamaya başladım. Göz devirerek boynumdaki fulara uzanıp çıkardı.
"Sana söylemem gereken bir şey var aslında."
Üstümde yerini aldıktan sonra bana cevap verdi.
"Dinliyorum."
"Şu cinayet işi için.."
"Hm?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRET // { JooHyuk }
FanfictionAvukat Lee Jooheon Dedektif Lee Minhyuk "Seni kaybetmek istemiyorum." "Sen benim sırrımsın." (devam etmeyecek.)