Atahan'ın kanlı cesedi önümde duruyordu. Sadece ona bakıyordum ağlıyor muydum bilmiyorum ama yüzümden köprücük kemiğime kadar hissettiğim bir nem ağladığıma işaretti. Herkes yanıma gelmiş Atahan'a bakıyordu. Zemheri bunu kabullenmeyip dışarı çıkmıştı. Arda da Zemheri'nin yanına ağladığını belli etmemeye çalışarak gidiyordu. Cenk cesede olduğu gibi bakıyor. Enes ise sanki ağlıyor gibi gözleri kıpkırmızı olmuş ama gözlerinden yaş gelmiyordu... Ben ise diğerlerini kıyasla bağıra bağıra ağlıyordum. Atahan defalarca beni beladan kurtaran ve beni hep teselli eden kişiydi. Koşarak cesede sarıldım. Sonradan Enes yanıma gelip, "geçecek, inan bana." "NE İNAN? BEN DEDİM ONUN YANINDA KALAYIM DİYE! BUNUN SORUMLUSU HEPİNİZ! KANLI VE APTAL BİR İNTİKAM YÜZÜNDEN BU HALDE ATAHAN!" "Özür dilerim, benin yüzümden öldü Atahan..." Dedi ve bana sarıldı. Onu hemen iterek "HAYIR! O- O ölmedi. B-bu bir yalan, BİR RÜYA! Bu gerçek olamaz deil mi?" Dedim ve Enese sarıldı. Artık kekeliyor ve hıçkırıyordum. Gözlerim çok ağrıyordu ama umurumda bile değildi. Onu son bir kez bile görmemiştim... "Cesedin üzerinde bir not var!" Der demez kağıdı aldı Cenk. kağıdın üzerinde yazanı okumadan bana verdi Cenk. Ben ise bakmak istemeyip hâlâ Enes'e sarılıyordum. Daha önce sayısız adam cesedi görmüştüm ama Atahan beni her seferinde pskolojik olarak tedavi eden tek kişiydi... Cenk beni anlayarak notu okudu ve gözleri bir karış olmuştu. Beni kendine çekerek göz yaşlarımı sildi ve dışarı çıkmamı söyledi. Birşeyler olmuştu ve benim orada olmamı istemiyorlardı... Ben de dışarı çıktım ve kapıyı kapattım.
Çok yavaş yürüyordum. Sonra geri dönmeye karar verdim. Tam kapıyı açıcak iken Cenk'in sesini duydum. "Bunu Bilge okumamalı!" "Dalga mı geçiyorsun tabii ki okumiycak! Notu hemen yak. Ondan kurtul! Eğer Bilge okursa-" cümlesini bitirmesine izin vermeden kapıyı açıp içeri girdim. Öyle yorgun ve halsizdim ki merak bile edemiyordum. Sadece onlara bakıyordum. Cenk'e yaklaşıp notu elinden aldım. Okumaya başladım. "Sevgili Eylül, yoksa Bilge mi demeliyim? Herneyse kalbimi çalıp beni öldürebileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun! Bu benim sana hediyem. Teklifimi reddedip bana ihanet ettiğin için benden sana. Kendine iyi bak. Zack..." "HAYIR! Hayır,hayır,hayır! Atahan... Benim yüzümden mi?" "Bilge bak-" "HAYIR! Hepsi benim suçum. Benim yüzümden..." der demez. Dizlerimin üstüne çöktüm. Gözlerimden yaş akıyordu ama ses etmiyordum. Arda içeri girip bana iyi olup olmadığımı sordu. Elimden notu alıp okuduğunda bir süre sessiz kaldı. Artık ağlamıyordum. "Bilge... Bu senin suçun deil..." "Peki ya kimin?" "Zack'in." Ayağa bile kalacak gücüm yoktu. Sonra Enes beni kaldırıp. Beni teselle etmeye çalıştı. Tekrar ağlamaya başladım. "Beni teselli eden tek kişiydi Atahan..." "biliyoruz." Diyip bana sarıldı. Ben ise korkuluk gibi olduğum yerde duruyordum. Sonra gözlerimi yavaş yavaş araladım. Neredeydim ben? Burası benim evim değildi... Odaya giren Enes'i gördüm. "Uyanmışsın." Ses etmedim. Sonra ona seslendim "Ne oldu? Yani dün gece?" "Sana sarılıyordum sonra yanlız kalmak istediğini söyledin. Seni yanlız bıraktık. Odaya geldiğimizde başını dizlerine koyup oturmuş uyuyordun. Ben de seni evime getirdim." "Evimin adresini bildiğin halde?" "Dün geceden sonra yanlız kalmak istemeyeceğini düşündüm." "Burası... burası SENIN YATAK ODAN MI?" "Evet?" "Sen nerde uyudun?" "Yatak odamda..." "Dur biraz... NE DEDİN SEN?" "Hey hey! Sakin ol sadece şaka yapıyorum. Salonda koltukta uyudum." "Iyi tamam, okul?" "23 dakikaya hazır olmazsan geç kalıcaksın." "Bu şekilde gidemem üzerim kan kokuyor!" "Benimkilerden giy." "Dalga geçiyor olmalısın." "Tamam sen kahvaltını yap, ben Zemheri'nin evinden alıcam birşeyler." Dedi ve 4-5 bina soldaki evden birkaç kıyafet aldı. Ben ise sadece kahvemi içip onu camdan seyrediyordum. Sonra kapı çaldı, kapıyı açıp üzerimi deiştirdim. Sonra bana neden makyajımı yapmadığımı sordu. "Bu gün olmaz!" "Tamam, ben Zemheri'yi arayıp geliyorum. Sıçıcam ağzına!" Dedin ve istediğini yaptım. "Beni okula bırakabilecek misin?" "Tamam anahtarı alıp geliyorum sen in." Beni okula bıraktıktan sonra gitmek yerine arabayı park edip benimle gelmeyi teklif etti. "Ilkokulda değilim! Beni sınıfıma kadar götürmeyeceksin deil mi?" "O Nejat denen çocuğu tefdişe gideceğim!" "Ya ya! Ne demezsin..." "Birşey mi dedin?" "Yoo." Ben sınıfıma doğru gidiyordum Yasemin ve Ceren'i bulmayacaktım. Bir süre onlardan ayrı kalmak daha güvenli idi onlar için. Onların da sonu Tahan gibi olursa ne yapıcaktım bilemiyorum. Hâlâ Atahan'ı düşünüyordum. Enes de peşimden geliyordu, sanki ben onu fark etmiyormuşum gibi. Durup "yanımdan yüriyebilirsin!" "Kızmayacaksan..." dedi ve yanıma geldi. Fark etmediğim gözler bendeydi. Unutmuştum Ece'nin katilinin ben olduğumu. Sonra yolumu kesen biri vardı. Maalesef Nejat'tı ona baktım ağlamaklı gözlerle. Bana sordu "neyin var?" "Hiçbirşeyi. Olsa da seni alâkadar etmez!" Dedi Enes. "Heey sakin ol. Ama ona olan ilgimi bu kadar kısakandığına göre Bilge'ye karşı birşeyler hissediyorsun. Yanılıyor muyum?" "Dedikleri normalde umurumda bile olmazdı ama Enes'in konuşmasına izin vermeden cevap verdim. "Dün gece onun evinde, ONUN YATAĞINDA kaldığım gerçeğini göze alarak mı söylüyorsun bunu?" Dedim. Şaşırarak bana baktı vr birşey demedn gitti. Ben hâlâ berbat hissediyordum ve o boş bakışı atıyordum etrafa. Enes gülmeye başladı "bu iyidi ama sen gülmüyorsun?" "BU HALDE GÜLEBİLİR MİYİM SENCE?" "Tamam üzgünüm ama buna alışmalısın! Ben bu çetede olduğum sürece hep ölen arkadaşlarım oldu. Bu artık okadar sıradan geliyor ki..." "Buna nasıl dayanabiliryorsun?" Dedim ve yine ağlamaya başladım. Atahan'ın cesedi gözümün önünden gitmiyordu. Bir süre daha sarıldıktan sonra Enes etrafına bakıp"Artık gitsem iyi olacak." Dedi. Başımla onaylayıp ben de etrafa baktım. Herkes bana bakıyordu. o an ki hislerimle bağırdım "BİR SORUN MU VAR?!" "Hiçkimse ses çıkarmadan kendi işlerine bakmaya devam etti. Sınıfıma gidip olanları düşündüm. Bu sefer Çağrı yanıma gelip "bu sefer ciddiyim. Neyin var?" "Seni ilgilendirmez!" "Ama merak etmeme sebep olur. O çocuk yüzünden mi?" "Kes sesini!" Dedim tehtitkâr bir şekilde. Korkmasına sebep olmuştum. Ece olayından o da çok etkilenmişti. Ama nihayetinde yerine geçmişti. Ben okul çıkışı kimse kalmamıştı öyle halsiz, bitkin ve yavaş yürüyordum ki! Sonra okul bahçesinde arkamdan gelen bir ses duydum "MUTLU MUSUN!?" Arkamı döndüğümde bir kız bana sesleniyordu. Konuşursam ağlıyacağımı biliyordum o yüzden susmakla yetindim. "CEVAP VERSENE? ECE SENIN OYUNUN YÜZÜNDEN ÖLD! BEN DİĞER HİÇKİMSE GİBİ DEĞİLİM! ÖLÜMDEN DE SENDEN DE KORKUMUYORUM!" Cevap veremiyordum sadece boş boş bakıyordum. en sonunda cevap verdim. "Bazen ölümler olur ve suçlusu sen olursun, yada öyle hissedersin, bilmiyorum. Ama elinden birşey gelmez! Çünkü kabul etmek gerekir, istemesen de zaman inatçıdır seni zorlar. Girdiğim bu oyun gerçekti...
diğerleri gibi sahte deildi...
Son derece gerçek ve kanlıydı...
Bir okadar da acımasız..."
"Ne geveliyorsun sen anlamıyorum?" Ne dediğimi bilmiyordum. Sadece içimden geleni söylüyordum. Çok geçmeden ağlamaya başladım. Beni almaya gelen ve dediklerimi duyan Cenk ve Enes koşarak yanıma geldiler. Enes veya Cenk'r görmeden sarıldım. İçimi dökmek canımı yakmıştı olayları anlamayan kız ise çok yanlış bir anda geldiğini anlayıp uzaklaştı. Ece'nin arkadaşıydı ama ama ona hiç benzemiyordu... kafamı kaldırdığımda sarıldığım kişinin Cenk olduğunu gördüm. Enes bize ters ters bakıyordu. "Umarım kız anlamıştır!" "Gerçekten bu yüzden mi Bilge'yi tersliyorsun? Sanki ne dediğini biliyor Bilge!" "Doğru tamam özür dilerim ama kız anladıysa çok kötü olur." "Sanmıyorum..." "Bununla nasıl baş ediyorsunuz?" Dedim Cenk ve Enes'e Cenk yanıtladı "Bilge buna gerçekten çok alışığız ve bunu kabullenmemiz gerektiğini biliyoruz." "AMA KABULLENMEK İSTEMİYORUM!" "Kabullenmek zorundasın..." "Beni Zemheri'nin evine bırakabilir misiniz? Yanlız kalmak istemiyorum..." "Zemheri ve Arda Zack'in nasıl hâlâ hayatta olduğunu öğrenmek için araştırmaya gittiler. İstersen seni Yasemin ve Ceren'in evine bırakayım..." "Hayır! Bu süreçte yanii Zack hayatta olduğu sürece onlarla görüşmesem iyi olacak. Onlara zarar gelmesine izin veremem! Cenk'in Ceren'in eline sıktığı mermi hala aklımda!" "Hey bak olan oldu tamam mı? Bunun için Ceren'den 1 milyon kere özür de diledim ve affedildim de. Ayrıca yanlız kalmak istemiyorsan seninle gelebilirim." Başımı sallayıp onayladım. Sonra benim evime geldik. Birden bire Cenk yanıma koştu. "Bilge BAK!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜKREYEN KUTUP YILDIZI
Mystery / ThrillerBir hayatın nasıl daha kötü olabileceğini anlatıyor bu kitap... Aynaya baktığında kendisinden başka herşeyi görüyordu Bilge... Bir anı, Bir yalan, yada ikisi birden...