Evime gittim ve yarın lanet okul vardı. Hemen bir çanta alıp felsefe dışındaki kitaplarımı içine koydum. Artık alkoliktim ve bununla savaşmalıydım. Her gün o bara gidip hazır sade soda içip gitar çalıp dönecektim. Onlara inat! Uyandığımda siyah dar bir pantolon deri bir ceket ve Yasemin'nin hediyesi olan ve mükemmel kokan fosfor yeşili "Bager" yazılı bir t-shirt giydim. Lanet okula yola koyuldum ve okulun girişinde, "Yemek zamanı sürtük" diye bana seslenen anne gibi durmuş Yasemin ve Ceren'i gördüm. Birlikte sıfa yürüyorduk ki sınıflarımız farklı. "Böyle işin ben anasını..." "Bilge tamam gelecek sene" Yasemin beni destekleyerek "iki sene sonra mezun olcak neyin kafası bu?" Diye ekledi. Ilk ders felsefe idi ve hoca beni dinleyin sürtükler gibi bi ses tonu ile bize "her an sözlü yapabilirim ona göre!" Yerimden kalkmadan "her an ölebiliriz ona göre" dedim. "Burda sözlüden bahsediyoruz." "Söz dışı kalmak mükmün mü?" Dedim ve felsefeciyi sinirlendirdim. Bana "Yeni misin?" Diye sordu. "Duruma bağlı." Dedim ve cezayı yedim. Bingo! Basketti tekte attım ceza sınıfında telefon başında dersi kıracaktım. Bunu akıl eden tek kişi ben değildim. Sınıfta üç kişi daha vardı. Biri züppe bir kız diğerleri ise önceden tanışan erkekler. Hemen biryere sıvışıp telefonumu çıkaracaktım ki kesinlikle hayatı boyunca tanıştığı tüm kızları kendine aşık etmiş biri bana. Bakıp gözlerini kısıyordu. Sanki beni tanıyordu. Ona doğru döndüm ve bi anda gereksiz bi göz teması kurduk. Pişti olduğumuzu anladım ve bu garip durumdan kurtulmak için ceketimi çıkardım. Bana "Neden çıkardın? Ne güzel bir çift olmuştuk." Dedi. "Kardeş değil miydi o?" Dedim. "Sevdiğim kızın bana ağabey demesi garip olur." "Nejat." Dedi ve sırıtarak göz kırptı. Direk diğerinin yanına geçtim. Telefonumu alıp dolaşmayı planlıyordum ki "selam. Ben Çağrı." "Sizde yaş kaç?" Klasik yavsak tipi. Telefonumu aldım ve duymamış gibi yaptım. "Kendini o kare şey ile mi gizliyeceksin?" "Senin beynin de kare galiba döndükçe arıza yapıyor." Dedim ve arkadasını dönüp arkadaki züppe ile konustu. "Bi galon vücut spreyi kokusu alıyor musunuz?" Iceriye birisi girdi ve bize kalın bir kitap dağıttı özetini çıkarmamızı istedi. O züppe kız "üffff bu seferlik bir istsina olmuyor muuu?" Dedi ve dudaklarını büzdü. Bizim yağlı kereviz ise "senin icin olsun bu da." Dedi ve kitapları topladı. Telefonuma dalacaktım ki. Nejat elimden telefonu çekti. "Sen bi barda mı çalışıyorsun?" "Yoo ben gitar çalmıyorum bile." BEYNİME TÜKÜREYİM!
Kahkaha attı ve "çok iyi bir yalancısın." Dedi ve yüzünü yüzüme yakınlaştırdı. Yüzünü sert bir şekilde itince sigarasını yaktı. Öksürdüğümü görünce ağzıma bir dal koydu. Tam yakacatı ki tükürdüm. "Ne yapıyorsun?" Deyip gülümsedi. Kendisinden rahatsız olduğumu fark edince arkasına yaslanıp nedenini sordu. "Belli olmuyor mu?" "Sana takılıyorum. Arkadaki kız olsa çoktan aşık olmuştu. Sende bi gariplik var." Dedi ve zil çaldı. Ayağa kalkıp bu sefer ben ona yaklaştım ve tehtit edercesine "benim kanunlarım" dedim ve tam çıkarken bana ismimi sordu. Durdum ve "senden rahatsız olan kız." Dedim. Okul çıkışı Yasemin ve Ceren'i bulup eve doğru yola koyulmaya başladık. Yolda Ceren "eee nasıldı?" "Ne nasıldı?" "Ilk günün salak!" "Ne atarlanıyorsun ya? Sanki senin son günün." Yasemin kahkaha atmaya başladı araba her zamanki gibi Yasemin'nin o mükemmel kokusu kokuyordu. Benim eve vardığımda ikisini de yanağından öpüp eve koyuldum. Ceren ve Yasemin'nin evinin anahtarı ve barın anahtarı da kendi eviminki de bendeydi. Hangisi evimin çözmeye çalışırken anahtarı düşürdüm. Almak için eğildim. O da ne? OLAMAZ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜKREYEN KUTUP YILDIZI
Misteri / ThrillerBir hayatın nasıl daha kötü olabileceğini anlatıyor bu kitap... Aynaya baktığında kendisinden başka herşeyi görüyordu Bilge... Bir anı, Bir yalan, yada ikisi birden...