Bölüm 2

6.5K 173 46
                                    

Merhaba arkadaşlar, hikaye yazma konusunda oldukça yeniyim. Beni bu yokda destekleyebilirseniz çok mutlu olurum. Okumadan önce ya da okuduktan sonra yorum ve de beğeni bırakabilirseniz sevinirim.

Şimdiden herkese çok teşekkürler ve iyi okumalar :)

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Acar Efe Kaya;

Sabahın ilk ışıklarında uyanarak lavabodaki işlerimi hallettim. Bugün bağışçısı olduğum okulda bir kaynaşma törenine katılacaktım. Üzerime gri bir takım elbise giydikten sonra aynanın karşısına geçerek saçlarımı düzelttim. Aklımdan türlü düşünceler geçiyordu. Bağışçısı olduğum okulun işletme mezunlarından biriydim. Ve bir hiçlikten gelerek, çok çalışarak, çok emek vererek bugün sahip olduğum şeylere ulaştım. Hiçbir şey önüme sunulmadı ben okula başlayana kadar. Ailem küçük bir mahallede birbirlerinden ilgisiz hayatlarını sürdürüyordu. Ben de çok çalışarak, hayalimdeki bölüm olan işletmeyi bölüm birincisi olarak bitirdim. Yüksek lisansımı da İtalya'da moda tasarımı üzerine yaparak kendi işimi kurdum. Sağolsun üniversitedeki eski profesörlerimden birisi bana gerekli miktarı vererek bugüne gelmemi sağlamıştı. Ona her zaman minnettar kalacaktım.

Düşüncelerimden kurtularak alt kata indim. Tahmin ettiğim gibi Meryem Teyze yine çok güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı. Meryem Teyze, işimde başarılı olduğum günden itibaren evimizde çalışan çok iyi niyetli bir insandı.

"Günaydın Acar oğlum, hadi kahvaltını soğutmadan otur da yiyiver."

"Günaydın Meryem Teyzecim, her zamanki gibi çok güzel kokuyor etraf. Şimdiden ellerine sağlık. Bu arada akşam üzeri okulda bir etkinliğe katılacağım. Geceyi de oraya yakın bir otelde geçirmeyi planlıyorum. Bu akşam için bir şey hazırlamana gerek yok. Dilersen sen de bugün istediğini yapabilirsin."

"Tamam Acar oğlum, ama sağlıklı şeyler yediğinden emin ol. Sen yedikten sonra da ben bir gideyim oğlanın yanına, bakalım neler yapıyor. Hadi afiyet olsun kuzum."

"Sağol teyzecim."

Meryem Teyze odadan çıkarken ben kahvaltıma devam ettim. Bu sırada telefonum çaldı. Arayan Mert, yani işyerindeki sağ kolumdu. Telefonu açar açmaz ;

" Acar Bey çok önemli bir problemimizvar. Yurt dışında anlaşma yapmış olduğumuz dikim şirketi, işçilerini haksız yere işten çıkardığı için tüm işçileri tarafından boykot ediliyor."

"Tamam Mert. Birazdan orada olurum."

Şu hayatta en nefret ettiğim şeylerden birisi de, planladığım olayların istediğim şekilde gitmemesi ve bir şekilde bozulmasıydı. Bu yüzden sinirle arabaya binip şoförün beni şirkete götürmesine izin verdim. İçeriye girdiğim zaman herkes telaşlı şekilde bir o yöne bir bu yöne gidiyordu. Karmaşıklıktan hoşlanmazdım. Odama geçtiğim an Mert içeri girerek, hatta dikim şirketi olduğunu söyleyerek karşıma oturdu. Dikim şirketi Polonyada'ydı. Maliyetlerin azalması için Polonya'da satışa sunulacak bu serinin, Polonya'da üretilmesi kararını almıştık. Hala yanlış bir karar olduğunu düşünmüyordum, bu işi de kısa sürede halledip bir an önce seriyi satışa çıkarmamız gerekiyordu. Tüketici bu seriyi aylardır bekliyordu.

Mert ne yapması gerektiğini biliyordu. Kendisi Lehçe biliyordu, bu yüzden de iki taraf arasındaki tercüme işlerini o yapacaktı. İkimiz arasındaki konuşma başlayınca Mert dikkatle çevirileri yapmaya başladı:

Bakire Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin