Koridorda kantine doğru yürürken omzuma bir adet kol indi,kolun sahibine baktım ve zaten tahmin ettiğim kişiydi “Jungkookie nasılsın?” dedim,Jungkook ilk o mükemmel gülüşünü bana sundu ve “İyiyim Jiminie,bizimkilerin yanına gidecektim ve seni gördüm yanına geldim” dedi. Ona gülümsedim ve utandım çünkü onun gülüşü mükemmelken benim ki sadece sırıtıştı aynı zamanda kırık dişim çok belli oluyordu. “Neyse görüşürüz Jiminie” diyerek hızla uzaklaştı.
“bİsMiLLAAAAAAHH ANAALAAR NELEEER DOĞURUYORRRR” diye bağıran Tae hemen yanıma koştu,gözlerimi devirip kantine oturduk. “Bak Jimin ben sana diyorum şu çocuğu ayart hamile kal ve sonra de ki ya benimsin ya kara toprağın, ya çocuk hem zengin hem yakışıklı Dünya'ya bin kat önde gelmiş” Gözlerimi kocaman açarak “Saçmalama Tae o benim çocukluk arkadaşım” dedim ve bunu dediğim an Tae gözlerini devirip “Salaksın cidden” dedi.
• 🌥 •Eve yürümeye başladım,çiseleyen yağmurun tenime değmesi hoşuma gidiyordu ki sırıtmaya başlamıştım. Yağmurun hızlanmasıyla sarı saçlarım ıslanmaya başlamıştı,her ne kadar yağmuru sevsemde hızlıca yürümeliydim çünkü eğer fazla yağmur altında kalırsam hasta olacağımı herkes anlar,çoğu yoldan geçenlerin“bu iskeleton,dirençsiz çocuk ne yapıyor?” dediğine emindim.
Korna sesiyle soluma döndüm,tabiki ultra lüks bir araba görmeyi ve bu arabanın camından bana bağıran kişinin Jungkook olduğunu farketmem beni şaşırttı. Şaşkın bakışlarla “Jungkook ne yapıyorsun?” dedim ve “Jimin asıl sen ne yapıyorsun çabuk arabaya bin” demesiyle hemen arabaya bindim çünkü o kadar sert söylemişti ki, beynime bu komut direk gitmişti. “Sorun ne?” dememle,bana kızgınca dönüp “Sence?” dedi. Bakışlarımı cama yöneltmiştim,camdan onu süzmeye başladım. Eve o kadar hızlı gitmiş ki üstünü bile değiştirmiş hatta saçlarını yapmaya zamanı bile olmuştu. Ellerine taktığı yüzükler ve simsiyah giyinişi ile çok havalı? duruyordu. Tabi bu bende merak uyandırdı.Sessiz geçen bir yolculuktan sonra evime varmıştım aşağıya inip camdan Jungkook’a teşekkür ettim ve hızlıca gitti. Eve girdiğim an,bağrışmaları duymam bir olmuştu. Tabi ki takmayarak odama gittim ve çantamı yere bıraktım,çok yorgun hissediyorum ondan dolayı hemen duşa yöneldim.
•🌥•
Akşam yemeğe indim. Büyük bir sessizlik vardı her zaman ki gibi,oturdum ve yemeğimi doldurdum. Babam konuşmaya başladı “O çocukla konuşmanı istemiyorum Jimin” dedi bu dediğine göz devirip “O çocukla beni sen tanıştırdın” dedim. Babam çatalını masaya vurdu ve annem ile birlikte irkildik “Ben tanıştırdım ben bozucam istemiyorum dediysem istemiyorum. O çocuk tekin değil Jimin” dedi, bu dediğine sesli bir şekilde gülüp “Sen tekin misin?” dedim. Buna çok kızmış olmalı ki, ayağa kalkıp bana tokat attı “Sözümü dinleyeceksin Jimin yoksa dinletmesini bilirim” dedi.Odama gidip kitap okumaya başlamıştım. Ancak düşüncelerim yüzünden sürekli aynı yerleri okuyup anlamıyordum. Televizyonu açtım ve karşıma bir haber çıktı “Evet sevgili Kore vatandaşları, bugün ki haberimizde gene cinayet var. 2 çocuğa tecavüz eden ancak serbest bırakılan Bay Hong bugün caddede ölü bulundu cesedi direk bırakılıp gidilmişti ve katile ait bir iz bulunamadı. Ve sonraki haberimize devam edelim...” caddenin fotoğrafını gösterdiklerinde caddenin bize yakın olduğunu farkettiğim için,içim ürpermişti. Bu cinayet sayılmazdı ama adam öldürmek kesinlikle kolay değildi,kimsenin farketmemesi ve suçluya ait iz olmaması garip gelmişti. Bu olayı fazla kafama takmamaya çalışarak televizyonu kapattım,televizyonu açmam ve kapatmamın bir olması ve bugünün kötü olduğuna emin oldum. Yorgun olduğum için yatağa yatar yatmaz uyumuştum.
---------------------💜🦄---------------------
💦| İstediğim kadar tutulmazsa sileceğim💦
🥀| Paylaşıp destek olur
musunuz 🥀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mellifluous +Jikook
Teen FictionÇok durusun Park Jimin,bense kirden gözükmeyen bir adamım. +tamamlandı