10 - Dark Mark
"Sana verdiğim değer her çeşit kapıyı aralar."
Destiny bir süre kaçmak istemişti Regulus'tan. Koluna bakıp Ölüm Yiyen işaretinin orada nasıl durduğunu merak etmek istememişti. Ancak ondan uzak duramazdı, yapamazdı. Bu yüzden Noel tatilinden dönen öğrencilerin geldiği haberini alınca hızlıca zindanlara inmişti.
Üzerindeki cüppeyi düzeltti, Gryffindorlu birinin zindanlarda bulunması genelde hoş karşılanmazdı ama Gryffindor olmanın bir yanı da şuydu ki: Onların umurunda değildi. Ne isterse yaparlardı ve Destiny, Regulus'u görmek istiyordu.
Barty'nin yaşadığı şeyleri anlatışını dinleyen Regulus gülümsüyordu ancak içinde bir yerde bir huzursuzluk vardı. Kolundaki işaret kendini belli etmek istercesine hala sızlıyordu ve Regulus, Destiny ile ağabeyinin yüzüne nasıl bakacağını merak ediyordu. Yaptığı seçimle ilgili kendisinin bile şüpheleri varken onların nasıl olmazdı ki?
"Bart, kes." Barty arkadaşına omuz attı gülerek. "İşareti aldın bir havalar geldi sana." dediğinde Regulus panikle etrafına baktı, Barty çok yüksek sesle söylemişti. "Şşşt, öyle ulu orta söylenecek bir şey mi bu?"
"Amaan, kim duyacak?" dedi Barty elini havaya sallayarak. Sonra esnedi. "Çok uykum var, sabah dörtten beri ayaktayım."
"O saatten beri ne yapıyorsun?"
"Bavulumu hazırlıyorum." Barty tanıdık zindanlara inip etrafa bakındığında kırmızısı parlayan cüppeyi gördü ve kızı hemen tanıdı. Yüzüne alaylı bir gülücük oturdu. "Altın kızımız gelmiş seni karşılamaya."
"Ne?" Regulus etrafa bakındı ve Destiny ile göz göze geldi. Duvara yaslanmış olan Destiny yerinde doğrulup Regulus'un gelmesini bekledi. Oğlanın içine bir anda sıkıntı düşmüştü, belki Destiny ümitlenmişti işareti almadığına dair ve bunun için gelmişti ancak onu üzecekti, artık diğer taraftaydı. Destiny'nin tam karşısındaydı ve kızın buna ne tepki vereceğini bilmiyordu.
Mecburen yanına geldiğinde gülümsemeye çalıştı. "Des, bu ne sürpriz böyle."
"Şaşırtmayı severim." dedi Destiny onu süzerek, ne denli özlemiş olduğunu fark etmişti. Kalbi pır pır atıyordu. Barty arkadaşının sırtına vurdu sırıtarak ve Regulus'un da sandığını alarak yanlarından ayrıldı. Şimdi ikisi baş başaydı. "Nasılsın?" diye sordu Destiny okyanus mavisi gözlerini onun çelik mavisi gözlerine dikerek.
"İyiyim." dedi, eli işaretin olduğu yere gitmişti ve Destiny bunu fark etmişti. Çekinerek oğlanın elini tuttu. "Şey- Bakabilir miyim?"
Regulus bir şey demeden gömleğinin manşetini kıvırdı ve Karanlık İşareti ona gösterdi. Destiny'nin dudakları kurumuştu, dünyası başına yıkılsa canı daha az acırdı. İnce parmakları işareti okşadığında yılanın hareket ettiğine yemin edebilirdi Destiny. Göz göze geldi birbirinden farklı iki mavi.
Bir şey denemezdi. Söylenecek hiçbir kelime o anda aralarındaki uzaklığı anlatamazdı. Destiny aydınlıktı, Regulus ise karanlık. Bu onların ayrıldığı noktaydı. Gün gelecek ve birbirlerine karşı savaşmak zorunda kalacaklardı. En azından Regulus öyle düşünüyordu, Destiny'nin ettiği yeminden haberi bile yoktu.
"Çok acıdı mı?" diye sordu ona bakarak. Regulus başını iki yana salladı. "Dayanamayacağım kadar değildi."
"Tek başına mıydın yoksa biri var mıydı yanında?" Tek başına böyle korkunç bir şey yaşamasını istemezdi Destiny, belki yanında olan bir kişi ona destek olmuştu.
"Babam vardı bir de Lord." Regulus'un çekingen olduğunu görebiliyordu, muhtemelen onu bırakacağını veya iğreneceğini düşünüyordu. Böyle düşünmemeliydi, Destiny onun geleceğini bilmiyor olsa bile ondan iğrenmezdi. Her şeyi ailesinden çekindiği için yaptığını biliyordu sonuçta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐊𝐔𝐑𝐓𝐀𝐑𝐌𝐀 𝐆𝐎𝐑𝐄𝐕𝐈「ʀᴇɢᴜʟᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」
Fanfic𓆩*𓆪 𝐊𝐔𝐑𝐓𝐀𝐑𝐌𝐀 𝐆𝐎𝐑𝐄𝐕𝐈 𓆩*𓆪 Ailesinden bir üyenin yaptığı hata Voldemort'un kazanmasına yol açtığından aile, küçük kızlarını 1970 yılına bırakıp gitmek zorunda kalmıştır. Küçük omuzlarına yüklenen sorumlulukla dünyayı kurtarmaya çalışa...