13 - Tom Riddle
"Bazen tek bir korku yeter tüm yeminleri yıkmaya."
"Peki, Shakespeare ile tanıştın mı?" diye sordu hevesle Regulus. "Tabii istersen Kraliçe Elizabeth'in gençliğini de görebilirdin."
"Regulus!" diye tısladı güzel cadı. "Bunlar böyle ulu orta bağırılacak şeyler değil." Etrafa bakındı Destiny endişeyle. Sonra başını iki yana salladı. "İkisiyle de tanışmadım bu arada. Okumaktan vaktim kalmıyor."
"Sen niye tatillerde burada kalıyorsun ki? Ben olsam farklı zamanlara gider dururum." Destiny göz devirdi. "Evet, o sensin hayatım ben ise benim." Regulus durumun ciddiyetini bilmediği için bunun eğlenceli olduğunu düşünüyordu hala. Ciddiyetini de Destiny anlatamazdı.
Karşıda tartışan Lily ve James'i görünce "Bir saniye." diyerek onların yanına seğirtti. "Yine mevzu nedir aşk kuşları?"
"Beni sevdiğini kabullenmiyor!" diye hayıflandı James. Lily gözlerini kıstı. "Çünkü seni sevmiyorum Potter."
"Des! Güzelim, bir şey de." Lily kaşlarını çattı güzelim lafını duyunca, James'in dudaklarından çıkış şekli ne hoştu aslında. Destiny eğilip James'in yanağına öpücük kondurdu ve ondan uzaklaşmadan kulağına fısıldadı. "Kızı çek ve öp Jamie bebeğim, cesur ol."
Yanlarından ayrılırken neşeyle gülümsüyordu. Umuyordu ki bu öpücükten sonra ilişkileri kesinlik kazanacaktı.
Regulus ona doğru gülümseyerek gelirken o da ona gülümsedi. İksir dersliğine birlikte girdiler, o asistan olarak Destiny de öğrenci olarak girmişti. "Çıkışta seni bekleyeceğim." dedi Regulus ona dönerek. Destiny'nin gözleri ışıldadı. "Tamam."
Beklemişti de. Sınıfın önünde uzun saçları çenesine dokunurken yakışıklılığı ile iç geçirtiyordu Destiny'e. "Haydi gidelim." dedi elini tutup ama Regulus olduğu yerde duruyordu. Ona döndü merakla, neden olduğu yerde durduğunu anlamamıştı.
"Çaktırma." Kız ona biraz daha yaklaştı endişeliydi bu sefer. Regulus hafifçe gülümsemeye çalıştı. "İşaretim yanıyor."
Güzel cadının nutku tutuldu. Bu iyi olamazdı. Hatta kötü de olamazdı, işaretin yanıyor olması berbat bir şeyin habercisiydi. "Ne- Nasıl? Ne zaman başladı?"
"Dersten çıkarken." Regulus başını geriye yasladı. "Geçti."
"Ne oldu acaba?" diye sordu Destiny telaşla. Gözleri Sirius'u veya James'i arıyordu. Bir anda kalbi acıdan burkulmuştu, onlar Seherbaz olmak istiyordu ve zamanı geldiğinde onlara bir şey olabilirdi.
Gerçi... Nihayetinde ikisi de ölecekti.
"Bilmiyorum." Kolunu okşayıp Destiny'nin elini tuttu. "Gidebiliriz."
Destiny içindeki kuşkularla yürürken Regulus onun şüphelerini duyabiliyormuş gibi "Bundan Gryffindorlara bahsetmezsen iyi olur, ağabeyime de." dedi.
"Biri ölmüş olabilir Reg."
"Ölmediğine eminim." Kuşkuyla ona baktı, bu söylediğine kendisinin de inanmadığından oldukça emindi Destiny. Endişe kendisini kemiriyordu ancak yapabileceği bir şey yoktu, derin bir nefes alıp gelecek dalgayı göğüslemesi gerekecekti.
"Benim üst kata Biçim Değiştirme dersliğine çıkmam gerek." Destiny başını sallayıp onu onayladı. "Sonra görüşür müyüz?"
"Yemekten sonra." Regulus ona hızlı bir öpücük verip gözden kaybolurken Destiny iç çekti. Bir Black gidiyor, başkası geliyordu... Sirius'un karşıdan geldiğini görünce güzel cadı hızlı adımlarla ona yaklaşıp kollarını boynuna doladı. Yakışıklı oğlan ne olduğuna anlam verememiş gibiydi ancak o da ona sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐊𝐔𝐑𝐓𝐀𝐑𝐌𝐀 𝐆𝐎𝐑𝐄𝐕𝐈「ʀᴇɢᴜʟᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」
Fiksi Penggemar𓆩*𓆪 𝐊𝐔𝐑𝐓𝐀𝐑𝐌𝐀 𝐆𝐎𝐑𝐄𝐕𝐈 𓆩*𓆪 Ailesinden bir üyenin yaptığı hata Voldemort'un kazanmasına yol açtığından aile, küçük kızlarını 1970 yılına bırakıp gitmek zorunda kalmıştır. Küçük omuzlarına yüklenen sorumlulukla dünyayı kurtarmaya çalışa...