BÖLÜM (1)

11.1K 640 206
                                    

HEPİNİZE İYİ OKUMALAR...
UMARIM BEĞENİRSİNİZ...

SATIR ARASI YORUM YAPMAYI VE BEĞENMEYİ UNUTMAYIN... LÜTFEN..


02/09/2020
24/07/2023

02/09/202024/07/2023

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

●●

Sıcacıktı.

Tenimi usul usul okşayan, saçlarımı sağa sola savuran yaz mevsiminin ılık meltemi ve tenime işleyen güneş ışığının rahatlatıcı sıcaklığı ile beni mesat eden balkondan ayrılmayı hiç istemesem bile henüz iki saat önce 19 yıl sonra döndüğüm memleketimin sokaklarını dolanmak istiyordum. Ondan önce ise ailemi ziyaret etmem gerekti elbette. Zira Ankara'dan ayrılıp Ordu'ya geldiğimden henüz haberleri yoktu. Bir tek erkek kardeşim Doğukan'ın haberi vardı. İkiz kız kardeşlerim, babam, annem ve tabii ki erkek kardeşim Doğukan... Hepsini o kadar çok özlemiştim ki.

19 yıl önce, anneannemin ölümle savaşıyor olması sebebiyle ayrılmak zorunda kaldığımız memleketimize ben 19 yıl sonra temelli olarak dönmüştüm. Annemler, altı yıl önce yani tam olarak benim üniversiteye başladığım zaman dönmüşlerdi Ordu'ya lakin ben Ankara'da üniversite okuduğum için Ankara'da kalmıştım. Beş yıl üniversite okumuş, bir yıl Ankara'da dayımın yanında harcamıştım günlerimi. Yaz tatillerinde annemler toplanıp bizim yanımıza Ankara'ya geldiğinden, 19 yıl sonra dönmek nasip olmuştu Ordu'ya. Üniversitemin ikinci yılında, dedemin rahatsızlığı sebebiyle iki haftalık Trabzon'a gelmiş ve iki hafta sonunda geri dönmüştüm. Karadeniz'e gezmek için bile gelmemiştim -dedemim yanına gelmem hariç- 19 yıl boyunca.

Özlemiştim. Kış mevsiminden nefret eden ben, Ordu'nun kış mevsimini bile özlemiştim. Dile kolay 19 yıldı.

Yaz mevsimi de olsa akşamları soğuktu Ordu. Çantamın köşesine ince bir ceket asarak evin içerisinde son bir defa göz gezdirip toplu olduğuna emin olmuş bir şekilde evi kilitleyerek merdivenlere doğru adımladım.

Üniversite hayatım boyunca yalnız yaşamıştım. Dayım vardı bir tek fakat o asker olduğu için genellikle eve gelmezdi. Yalnız başıma yaşamaya o kadar alışmıştım ki, başım iki kalabalık görünce dayanılmaz bir sekide ağrıyordu. Çok büyük bir aile değildik lakin önceden yaşadığımız mahalleyi annemleri aradığım zamanlardan görmüştüm. Orada yaşadığımız zamanları hatırlamıyordum. İç içe evler, iç içe insanlar, iç içe yaşam... Yaşayamazdım. Yapamazdım. Sevmezdim kalabalık.

Belki küçüklüğümden beri dışlandığım ve bundan dolayı yalnız kaldığım için istemsizce kötü bir alışkanlık olarak kalmıştı bende ama olmuyordu. Denemiştim lakin kalabalık bir ortamda yarım saatten fazla vakit geçirebilmişliğim hiç olmamıştı. Ve bu benim akranlarımın arasında bile böyleydi. Birde benden yaş olarak büyük insanlarla aynı ortamda, çıldırırdım.

Şekersiz Çilek ReçeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin