Bir çilek, iki çilek, üç çilek, dört çilek, beş çilek... Çilem'in avuçlarının arasında on tane çilek vardı. Beş tanesi kendine beş tanesi Aslan'a olacak şekilde. Küçük avuçlarından düşmesin diye bir su bardağının içine doldurmuştu çilekleri. Bardağı avuçlayıp koşarak karşı eve ulaştı. Tek avucu bardağı tutmaya yetmediği için iki eliyle tutuyordu. Ayağının ucuyla kapıyı tekmeledi. "Aslan!" Çilem'i duyan Hayriye hanım kapıyı açarak direk olarak ara tarafa koşan Çilem'in ardısıra kapıyı kapatarak içeriye girdi geri.
"Aslan çilek getirdim." Diyerek arka bahçeye koştuğunda masanın üzerinde yazı yazan Alparslan'ın yanına sessizce yaklaştı. Henüz beş yaşındaydı lakin sayıları ve bazı harfleri okumayı öğrenmişti. Sürekli bunları tekrar ediyordu ama ikiz kız kardeşleri evin içinde koşturmaya başladıklarında karıştırıyordu. Bu yüzden Alparslan da karıştırmasın diye yavaşça yanına çıkıp bardağı sıkı sıkıya tutarak oturdu uslu uslu.
Alparslan yanına çıkıp oturan ve ses yapmayan Çilem'i daha fazla bekletmemek adına önündeki yaz tatili ödevlerinin bulunduğu kitabı kapattı. "Çilek getirdim bize Aslan." Diyerek bardağı masanın üzerine koydu Çilem.
"Alparslan." Diye beş yüzüncü kez düzeltti Alparslan Çilem'i.
"Ama diyemiyorum." Dedi kelimeleri birbirine karıştırarak. Çilem yaşıtlarına göre daha düzgün bir şekilde ile konuşabiliyordu ama Alparslan diyemiyordu. Zor geliyordu.
Çilem bardağın içerisinden bir tane çilek çıkartıp Alparslan'a uzattığında Alparslan eline alıp çileği yedi. Çilem bir tanesini de çıkartıp kendi ağzına tıktı. Alparslan henüz bir çileği bitirmemişti ki Çilem üçüncü çileğine geçmişti bile. "Aslan R harfini öğrendim." Demek istedi Çilem ama R harfini söyleyemiyordu, Y harfi gibi çıkıyordu dudaklarından. Alparslan, Y harfini geçen gün öğrendiğini söyleyen Çilem'im R harfi demek isteğini hemen anladı. Her öğrendiği harfi gelir illa Alparslan'a duyururdu.
