what happens next

144 23 122
                                    


Öpüşme daha da derinleşirken, nasıl olduysa Cas kendini durdurabildi ve geri çekildi. Solukları hızlanmıştı ve Dean'in hafif şişmiş alt dudağını görünce kaybolmak istedi. Kendini biraz aşmıştı, değil mi?

"Üzgünüm," diye mırıldand. "Bunu yapmamalıyız. Nerden bakarsan bak yanlış."

"Bende üzgünüm. Eğer o şekilde hissediyorsan."

"Ne?"

"Yanlış olduğunu düşünüyorsan üzgünüm. Demek istediğim buydu." Dean dudağını elinin tersiyle sildi ve yataktan kalkarak yerdeki fincanları mutfağa götürdü. Geri döndüğünde Cas gitmek için çoktan hazırdı. "Yurda gitsem iyi olacak, Lana'nın ansızın gelme olayına karşın."

"Demek istediğin, sevgilisi olan bir erkek beni öptü ama bundan pişman oldum ve Tony'ye dönmeliyim miydi? Kulağa oldukça öyle gibi geldi."

Cas karşısındaki güzel surata yumruk atmamak için kendini zor tutuyordu. Tony'yle sevgili olma ihtimallerine böyle takılma hakkı yoktu, yeni tanışmışlardı ve kendisininde bir sevgilisi vardı. "İstediğin gibi al," dedi umursamazca."Ben söyleyeceğimi söyledim. İyi geceler Dean."

Kapıya doğru hızlı adımlar atarken kolundan tutulmasıyla daha fazla ilerleyemedi. "Böyle yapma," diyen Dean'in sesi bu kez kısık ve kibardı. "Bana karşı böyle olma. Henüz yeni tanıştığımızı ve bunların saçma olduğunun farkındayım ama seninle gerçekten arkadaş olmak istiyorum. Seni tanımak, yakın olmak."

"Pekala. Bende seninle arkadaş olmak istiyorum zaten. Yinede şimdi gitmeliyim."

"Tamam." Elini çekti Dean. "İyi geceler Cas."

Eğer kalsa konuşmanın devam edeceğini biliyordu, çıkmaz bir hal alacağını da. Bu yüzden Cas tek kelime daha etmeden çıktı ve odasına döndü. Tony elbette hala partideydi, tüm yurtta bir sessizlik hakimdi. Üzerindekileri hışımla çıkararak yere attı ve yatağına uzandı. Gözlerini kapadı, Dean belirdi karanlığın içinde. Sanki yok edebilirmiş gibi sımsıkı yumdu gözlerini. Uykuya dalabilme çabasıyla geçen yarım saat sonunda bilinci kapandı.

-----

Ertesi sabah gözlerini açtığında Tony'nin kafasının hemen dibinde olduğunu gördü. Sarhoşluğun etkisiyle bazen kendi yatağı sanarak Cas'inkine geçtiği oluyordu. Omzundan sarsarak uyandırmaya çalıştı. "Hey, parti çocuğu. Hadi uyan."

Elbette ilk beş dakikadaki tüm seslenmeler başarısız oldu. Cas'te üzerinden atlayarak yataktan çıktı ve yemek için hafif bir şeyler hazırladı. Dün gece aklına geldiğinde hala sinirleniyordu, aynı zamanda keyifleniyordu da. Hatta tüm duygulardan biraz biraz olduğuna emindi. Cas elbette Dean'den hoşlanmıştı ama Lana ile aralarında halen ciddi bir ilişki varken onunla öpüşmesi hataydı. Dean'in onu öpmesi hataydı, karşılık alacağını düşündürmüş olmasıysa Cas'in hatasıydı. Tabi birde karşılık vermiş olması.

Neyseki haftasonu boyunca rahattı ve düşünecek yeterince zamanı vardı. Kahvaltıyı hazırlayıp Stark'ı tekrar çağırdı, ekselansları bu kez uyanmışlardı.

"Ee, nasıl geçti?"

Cas krebinden bir parçayı ağzına koyarken cevabı daha da geciktirebilmek için yavaşça çiğnedi. Aslında Tony'nin bunu uyanır uyanmaz sormasını beklemişti, hiç şaşırmazdı. "İyi sayılır," dedi. "Pek bir şey yok."

platonic //destiel (ASKIDA ❌) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin