no trouble, just you

138 21 35
                                    


"Nasıl yani? Dean ve Castiel sevgili mi?"

"Evet, sayılır." dedi Tony. "Yinede bunu kimseye söylemesen iyi olur çünkü Dean ve Lana çıkıyorlar."

"Anladığımı sanmıyorum."

"Merak etme, ben sana detaylıca açıklarım." Tony Steve'in mavi gözlerine baktı uzun uzun. Bir erkeğin kızları kıskandıracak kadar güzel olması pekte normal değildi. Beyaz teni, biçimli dudakları ve sarı saçlarıyla adeta prenses gibiydi. "Seni daha önce nasıl hiç görmedim?" diye sordu. "Çünkü görseydim hatırlardım, eminim."

"Partilere pek katılmam, biraz Cas'e benzediğin söylenebilir."

Tony parmaklarıyla yanağını yavaşça okşadıktan sonra "Kimseye benzemiyorsun," dedi. "Eşsizsin."
Steve ise rahatsız olmuşçasına öksürerek bir adım geri gitti. "Yanlış bir izlenim bıraktıysam üzgünüm ama ben o tarafta değilim."

"Hangi taraf?"

"Hemcinsinden hoşlananlar." Bunu söylerken bakışları tüm evi dolaşmıştı ve niyeyse Tony'nin gözünde daha da sevimli bir hal aldı. "Bende o tarafta değilim, yemin ederim." diye açıkladı. "Yinede çok çekici ve tatlı olduğunu söylemem gerek."

"Teşekkürler, sanırım."

"Peki, öldürmem gereken biri var mı? Daha sonra buna intihar süsü verip paçayı kurtarmamı gerektirecek?"

"Ne?" Steve kaşlarını çatarak sordu. "Neyden bahsediyorsun, ne öldürmesi?"

"Pardon, sevgilin var mı diyecektim. Ağzımdan yanlışlıkla öyle çıkmış."

Steve Tony'ye ilk kez gülümseyerek "Garip birisin," dedi. "Yinede partiye eğlenmek için geldim ve tek tanıdık çıkan kişi sevgilisine gitti, sanırım birlikte takılabiliriz."

"İşte şimdi benim dilimden konuşuyorsun. Hadi gidelim. Rock N Roll Stevie!"

~~~~~~~~

"Ne diye bu kadar içtin?" Sokağa çıktıklarında sormadan edemedi Cas. "Lana'yla seni duymasaydım başın büyük belada olabilirdi."

"Bela değil, seni istiyorum."

"Öyleyse bile gitmen gereken yol bu değil. Her neyse, gidip ayılmanı sağlayalım."

"Beni eve mi atacaksın?" Sırıtan Dean'e bakarken onun aksine Cas hiçte eğlenmiyordu. Yurt odasına gidene dek ağırlığının yarısını taşımıştı.

Sonunda vardıklarında ilk olarak Dean'in kafasına soğuk su tuttu, ardından sert bir sade kahve yaptı ve yatağına yatırttı. Bir çocuk gibi içmemek için direttiğindeyse sinirlenmemek için kalan tüm sabrını kullandı.

Yaklaşık bir saat sonra Dean ayılmış, en azından ayılmış gibi duruyordu. "Bir kahve daha yapmamı ister misin?" diye sordu Cas. "Ya da ağrı kesici falan?

"Ağrı kesici hoş olabilir, başımda hafif bir ağrı var."

"Hemen geliyorum." Mutfaktan su ve hapla döndü Cas. Hala Dean'in bu saatte niye böylesine sarhoş olduğunu anlamamıştı. Konusunu açmaya pek istekli olmasa da "Lana'yla mı tartışmıştınız?" dedi. "Neden saat 9 da zil zurna sarhoştun?"

platonic //destiel (ASKIDA ❌) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin